Yönetici ve Devlet Adamı Olarak Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Stok Kodu:
9789757560814
Sayfa Sayısı:
288
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015-01
Çeviren:
Talha Özkök
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Kategori:
%20 indirimli
200,00TL
160,00TL
9789757560814
494651
Yönetici ve Devlet Adamı Olarak Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem
Yönetici ve Devlet Adamı Olarak Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem
160.00

Ayrintili Bilgi: Yüzyillar boyu yönetimden mahrum kalan Arap Yarimadasinda, doguda Fars, batida Roma Imparatorluklarinin arasinda kabile ve boylara bölünmüs olarak sosyal, siyasî, iktisadî ve dinî bakimdan istikrarsizlik hüküm sürüyordu. Mekke'de de yerlesim merkezinin yönetimi Kureys reislerinin elindeydi. Kabileler arasinda sik sik çarpismalar basgöstermekte ve müttefik güçlerin varliginda çatismalar bütün bölgeye yayilmaktaydi. Kabileler arasi ortaya çikan kan davalari ise yillarca süren bir mezalime dönüsmekteydi. Isgal ve yagmalama siradan olaylardandi. Kuvvetli kabilelerin saldirip kölelestirdigi güçsüz kabileler acinacak sefil bir hayata sahiptiler. Genelde Ibrahim[a.s]'in dininden gelmekteyseler de, bu dinin temel ögretilerini tamamen unutup puta tapiciliga dönmüslerdi. Belli basli dinî merkezleri olan Kâbe, agzina kadar putlarla doluydu.
Rasûlullah[s.a.v] bu çevrede dogdu. Siyasî olarak Araplar yüzlerce kabileye bölünmüslerdi. Sürekli savasta olmalarina ilaveten hayli ahlâk disi bir hayat sürdürüyorlardi; içki, kumar ve zina toplumun bütün siniflarinda, özellikle varliklilar arasinda yaygindi. Hz. Muhammed[s.a.v] peygamberlik görevine 40 yasinda basladi; 23 yil içerisinde bu parçalanmis topluma birlik getirerek onlara yeryüzünün bu bölgesinde ilk kez kanun ve nizami yerlestiren güçlü bir merkezî yönetim armagan etti. Bir insanin karanlik ve cehaletin ortasinda tek basina kiyam etmesi ve –kendine katilan birkaç kisi disinda– yurdunun insanlarinin muhalefetine ragmen bütün insanligi bilgi ve iyilik isigina çagirmasi mucizeden baska bir sey degildir. O gayretlerine araliksiz devam etti ve çeyrek yüzyildan daha az bir sürede tüm kavimleri Islâm sancagi altinda birlestirmeyi basardi. Onlara kendisinden sonra da gelisen, ayni zamanda tüm komsu imparatorluklari yenip hepsini Islâm kardesligi bagiyla birlestiren güçlü, kuvvetli, merkezî bir yönetim sagladi.
Allah'in Rasûlü'nün teblig vazifesine ilâve olarak yeryüzünde adâleti tesis ile de yükümlü oldugunu ve bütün bu vazifeleri önderlik vasfi, devlet adamligi nitelikleri, adâleti, basireti, siyaset alanina tasidigi yazili anayasa ve istisare prensipleri, fikir, inanç ve ifade hürriyetini vazetmesi ve bizzat uygulamalariyla hakkiyla yerine getirdigine tarih ve insanlik sâhit olmustur.

Ayrintili Bilgi: Yüzyillar boyu yönetimden mahrum kalan Arap Yarimadasinda, doguda Fars, batida Roma Imparatorluklarinin arasinda kabile ve boylara bölünmüs olarak sosyal, siyasî, iktisadî ve dinî bakimdan istikrarsizlik hüküm sürüyordu. Mekke'de de yerlesim merkezinin yönetimi Kureys reislerinin elindeydi. Kabileler arasinda sik sik çarpismalar basgöstermekte ve müttefik güçlerin varliginda çatismalar bütün bölgeye yayilmaktaydi. Kabileler arasi ortaya çikan kan davalari ise yillarca süren bir mezalime dönüsmekteydi. Isgal ve yagmalama siradan olaylardandi. Kuvvetli kabilelerin saldirip kölelestirdigi güçsüz kabileler acinacak sefil bir hayata sahiptiler. Genelde Ibrahim[a.s]'in dininden gelmekteyseler de, bu dinin temel ögretilerini tamamen unutup puta tapiciliga dönmüslerdi. Belli basli dinî merkezleri olan Kâbe, agzina kadar putlarla doluydu.
Rasûlullah[s.a.v] bu çevrede dogdu. Siyasî olarak Araplar yüzlerce kabileye bölünmüslerdi. Sürekli savasta olmalarina ilaveten hayli ahlâk disi bir hayat sürdürüyorlardi; içki, kumar ve zina toplumun bütün siniflarinda, özellikle varliklilar arasinda yaygindi. Hz. Muhammed[s.a.v] peygamberlik görevine 40 yasinda basladi; 23 yil içerisinde bu parçalanmis topluma birlik getirerek onlara yeryüzünün bu bölgesinde ilk kez kanun ve nizami yerlestiren güçlü bir merkezî yönetim armagan etti. Bir insanin karanlik ve cehaletin ortasinda tek basina kiyam etmesi ve –kendine katilan birkaç kisi disinda– yurdunun insanlarinin muhalefetine ragmen bütün insanligi bilgi ve iyilik isigina çagirmasi mucizeden baska bir sey degildir. O gayretlerine araliksiz devam etti ve çeyrek yüzyildan daha az bir sürede tüm kavimleri Islâm sancagi altinda birlestirmeyi basardi. Onlara kendisinden sonra da gelisen, ayni zamanda tüm komsu imparatorluklari yenip hepsini Islâm kardesligi bagiyla birlestiren güçlü, kuvvetli, merkezî bir yönetim sagladi.
Allah'in Rasûlü'nün teblig vazifesine ilâve olarak yeryüzünde adâleti tesis ile de yükümlü oldugunu ve bütün bu vazifeleri önderlik vasfi, devlet adamligi nitelikleri, adâleti, basireti, siyaset alanina tasidigi yazili anayasa ve istisare prensipleri, fikir, inanç ve ifade hürriyetini vazetmesi ve bizzat uygulamalariyla hakkiyla yerine getirdigine tarih ve insanlik sâhit olmustur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat