Yitik Balta

Stok Kodu:
9786053422716
Sayfa Sayısı:
272
Basım Tarihi:
2016-01
Kategori:
%20 indirimli
190,00TL
152,00TL
1 adet mevcut
9786053422716
413815
Yitik Balta
Yitik Balta
152.00

Idamin arifesinde yolda karsilastigi arkadasi tanidigi birinin idam edileceginden bahsetmisti ama ismini söylememisti… "Kirli tabancayi…" dedi sasirmis bir ses tonuyla. "Niçin almis ki durup dururken?" "…Çekmeseydi o tetigi; onlarca, yüzlerce, binlerce, sayisiz senaryo…" "Hazreti Ibrahim'in Baltasi!" diye bir sey var miydi, varsa bugüne kadar çürümeden saglam kalmis olabilir miydi?Kâbe bütün hasmetiyle siyah bir inci misali önlerine çikiverdi, muhtesemdi. Müthis bir çekim gücü vardi. Sessizlige bürünmüs bütün dualari miknatis gibi kendine çekiyor, birlestiriyor, gökyüzüne yükseltiyor hissi veriyordu. Gözlerin Kâbe'den ayrilmasi mümkün olmuyordu. Çakilip kaliniyordu. Dört yüz kirk kilometrelik yolu, volkanik kayalari, çölleri asarak geçeceklerdi ama önemli degildi. Peygamber'in gittigi yoldan gidecek, bastigi topraga basacak, içtigi sudan içeceklerdi.Hazreti Muhammed'in soyundan gelenlerin yasadigi, bu soylu insanlarin eski zamanlarda develerle Medine'den Mekke'ye giden Türk hacilarina, "Bizimkiler geldi." diyerek deve sütü ikram ettikleri rivayet edilirdi ama simdiki zamanlara onlardan sarkan olmus muydu, onu bilmek imkânsizdi. "Dizlerinin üstüne çök, son duani yap." dedi. "Sen adamliktan anlamiyorsun." "Bu is gevseklige gelmez." dedi Büyük Çoban her an kizacak gibi. "Ibrahim'in Baltasi parçaladi ilahlarimizi, yeniden insa ettik Kâbe'de, yine parçaladilar. Sonra gizledik onlari Muhammed'in örtüsüyle. Görünmesinler, bilinmesinler diye. En büyük tehdittir ilahlarimiza Muhammed özü sevdalilari.".(Tanitim Bülteninden)

Idamin arifesinde yolda karsilastigi arkadasi tanidigi birinin idam edileceginden bahsetmisti ama ismini söylememisti… "Kirli tabancayi…" dedi sasirmis bir ses tonuyla. "Niçin almis ki durup dururken?" "…Çekmeseydi o tetigi; onlarca, yüzlerce, binlerce, sayisiz senaryo…" "Hazreti Ibrahim'in Baltasi!" diye bir sey var miydi, varsa bugüne kadar çürümeden saglam kalmis olabilir miydi?Kâbe bütün hasmetiyle siyah bir inci misali önlerine çikiverdi, muhtesemdi. Müthis bir çekim gücü vardi. Sessizlige bürünmüs bütün dualari miknatis gibi kendine çekiyor, birlestiriyor, gökyüzüne yükseltiyor hissi veriyordu. Gözlerin Kâbe'den ayrilmasi mümkün olmuyordu. Çakilip kaliniyordu. Dört yüz kirk kilometrelik yolu, volkanik kayalari, çölleri asarak geçeceklerdi ama önemli degildi. Peygamber'in gittigi yoldan gidecek, bastigi topraga basacak, içtigi sudan içeceklerdi.Hazreti Muhammed'in soyundan gelenlerin yasadigi, bu soylu insanlarin eski zamanlarda develerle Medine'den Mekke'ye giden Türk hacilarina, "Bizimkiler geldi." diyerek deve sütü ikram ettikleri rivayet edilirdi ama simdiki zamanlara onlardan sarkan olmus muydu, onu bilmek imkânsizdi. "Dizlerinin üstüne çök, son duani yap." dedi. "Sen adamliktan anlamiyorsun." "Bu is gevseklige gelmez." dedi Büyük Çoban her an kizacak gibi. "Ibrahim'in Baltasi parçaladi ilahlarimizi, yeniden insa ettik Kâbe'de, yine parçaladilar. Sonra gizledik onlari Muhammed'in örtüsüyle. Görünmesinler, bilinmesinler diye. En büyük tehdittir ilahlarimiza Muhammed özü sevdalilari.".(Tanitim Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat