9786257845922
554453
https://www.tdedkitap.com/vahiy-baglaminda-hz-peygamber-in-nubuvvet-sureci
Vahiy Bağlamında Hz. Peygamber’in Nübüvvet Süreci
168.00
Yu¨ce Allah, halifelik sorumluluğunu yu¨klediği insana, onlar içerisinden seçtiği peygamberler vasıtasıyla hitap etmiştir. Cenâb-ı Allah'ın insanlarla bir peygamber vasıtasıyla konuşması son olarak Hz. Muhammed vasıtasıyla gerçekleşmistir. Bu görevlendirme onun için su¨rprizdi; zira onun böyle bir beklentisi ve isteği hiç olmamıştı. Bu sebepledir ki o (sav), vahiy meleği Cebrail (as) ile ilk karşılaşması esnasında ciddi bir şaşkınlık hatta bu¨yu¨k bir korku ve endişe yaşamıştır. Hz. Peygamber, her insanın yaşayabileceği bu durumu ancak ilk vahiylerden sonra atlatabilmiş ve kendisinin Yu¨ce Allah tarafından seçilen bir elçi olduğuna ikna olmuş yani iman etmiştir. Bu kitapta bir beşerin (Hz. Muhammed) nu¨bu¨vvetle ilk tanışmasından insanlara açık davette bulunmaya başladığı döneme kadar olan yaşadıkları vahiy bağlamında incelendi.
Hz. Peygamber'in, Cebrail (as) ile karşılasmasından sonra hissettiği endişe ve korkularını aşarak bir peygamber olduğuna inandığı su¨reç, ilk gelen vahiyler ışığında araştırıldı. Zira bir peygamber olarak insanların karşısına çıkmadan önce, u¨stlendiği yeni görev hakkında hem kalbinin hem de zihninin mutmain olması gerekirdi. Bu bağlamda ilk vahiylerin onu hem bir u¨sve-i hasene (gu¨zel örnek) hem de bir peygamber olarak nasıl inşa ettiği, Alak, Kalem, Mu¨zzemmil ve Mu¨ddessir surelerinin ilk ayetleri ile Fatiha sûresi ışığında izah edilmeye çalışıldı.
Hz. Peygamber'in, Cebrail (as) ile karşılasmasından sonra hissettiği endişe ve korkularını aşarak bir peygamber olduğuna inandığı su¨reç, ilk gelen vahiyler ışığında araştırıldı. Zira bir peygamber olarak insanların karşısına çıkmadan önce, u¨stlendiği yeni görev hakkında hem kalbinin hem de zihninin mutmain olması gerekirdi. Bu bağlamda ilk vahiylerin onu hem bir u¨sve-i hasene (gu¨zel örnek) hem de bir peygamber olarak nasıl inşa ettiği, Alak, Kalem, Mu¨zzemmil ve Mu¨ddessir surelerinin ilk ayetleri ile Fatiha sûresi ışığında izah edilmeye çalışıldı.
Yu¨ce Allah, halifelik sorumluluğunu yu¨klediği insana, onlar içerisinden seçtiği peygamberler vasıtasıyla hitap etmiştir. Cenâb-ı Allah'ın insanlarla bir peygamber vasıtasıyla konuşması son olarak Hz. Muhammed vasıtasıyla gerçekleşmistir. Bu görevlendirme onun için su¨rprizdi; zira onun böyle bir beklentisi ve isteği hiç olmamıştı. Bu sebepledir ki o (sav), vahiy meleği Cebrail (as) ile ilk karşılaşması esnasında ciddi bir şaşkınlık hatta bu¨yu¨k bir korku ve endişe yaşamıştır. Hz. Peygamber, her insanın yaşayabileceği bu durumu ancak ilk vahiylerden sonra atlatabilmiş ve kendisinin Yu¨ce Allah tarafından seçilen bir elçi olduğuna ikna olmuş yani iman etmiştir. Bu kitapta bir beşerin (Hz. Muhammed) nu¨bu¨vvetle ilk tanışmasından insanlara açık davette bulunmaya başladığı döneme kadar olan yaşadıkları vahiy bağlamında incelendi.
Hz. Peygamber'in, Cebrail (as) ile karşılasmasından sonra hissettiği endişe ve korkularını aşarak bir peygamber olduğuna inandığı su¨reç, ilk gelen vahiyler ışığında araştırıldı. Zira bir peygamber olarak insanların karşısına çıkmadan önce, u¨stlendiği yeni görev hakkında hem kalbinin hem de zihninin mutmain olması gerekirdi. Bu bağlamda ilk vahiylerin onu hem bir u¨sve-i hasene (gu¨zel örnek) hem de bir peygamber olarak nasıl inşa ettiği, Alak, Kalem, Mu¨zzemmil ve Mu¨ddessir surelerinin ilk ayetleri ile Fatiha sûresi ışığında izah edilmeye çalışıldı.
Hz. Peygamber'in, Cebrail (as) ile karşılasmasından sonra hissettiği endişe ve korkularını aşarak bir peygamber olduğuna inandığı su¨reç, ilk gelen vahiyler ışığında araştırıldı. Zira bir peygamber olarak insanların karşısına çıkmadan önce, u¨stlendiği yeni görev hakkında hem kalbinin hem de zihninin mutmain olması gerekirdi. Bu bağlamda ilk vahiylerin onu hem bir u¨sve-i hasene (gu¨zel örnek) hem de bir peygamber olarak nasıl inşa ettiği, Alak, Kalem, Mu¨zzemmil ve Mu¨ddessir surelerinin ilk ayetleri ile Fatiha sûresi ışığında izah edilmeye çalışıldı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.