9786053424826
413965
https://www.tdedkitap.com/uygur-harfleriyle-yazilmis-cagatayca-seyfu-l-muluk-hikayesi-nin-transkripsiyonu-cevirisi-ve-sozlugu
Uygur Harfleriyle Yazılmış Çağatayca Seyfü’l-Mülük Hikayesi’nin Transkripsiyonu, Çevirisi ve Sözlüğü
240.00
Doğu edebiyatında Binbir Gece Masalları ile Binbir Gündüz Masalları ve el-Ferec ba'de'ş-Şidde (Güçlükten Kolaylığa, Kederden Sevince) gibi halk hikâyeleri ve masalları arasında en fazla yayılan hikâyelerden birisidir. Hikâye çeşitli dil ve lehçelere değişen başlıklarla çevrilerek işlenmiş ve büyük bir yaygınlık kazanmıştır.
Arapçanın dışında Türkçeye bakacak olursak hikâyenin Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde çok büyük bir yaygınlık kazanarak geniş halk yığınlarına ulaştığını görürüz. Batı Türkçesinin Azerbaycan Türkçesi ile Türkmen Türkçesi sahalarında da hikâyenin çokça işlenip yayımlandığı görülmektedir.
Kuzey Türk lehçelerinde de hikâyenin yaygınlık kazandığı bilinmektedir. Özellikle Güney Sibirya ağızlarındaki rivayet Wilhelm Radloff tarafından derlenmiştir. Karay Türkçesi, Başkurt Türkçesi, Tatar Türkçesi, Çağdaş Uygur Türkçesi sahalarında da hikâyenin geniş halk kitlelerince okunup sevildiği gözlemlenmektedir.
Doğu Türkçesinde ise hikâyenin iki varyantı mevcuttur. XVI. yüzyılda Meclisî'nin yazdığı manzum mesnevi vardır. Meclisî'nin mesnevisi Kazak Türkçesi ile Tatar Türkçesine de çevrilip yayımlanmıştır.
Doğu Türkçesindeki ikinci varyant ise mensurdur. XV. yüzyılın ilk yarısında Yezd şehrinde Mansûr Bahşı isimli bir müstensih tarafından İslâmî devrenin işlek Uygur yazısı ile kaleme alınmıştır. Halen Oxford, Bodleian, Huntington, no 598'de korunan Uygur harfli hikâye mecmuasında metinden 94 sahife bulunmaktadır. Uygur harfli bu metin baştan, ortadan ve sondan eksiktir.
Bu çalışmada İslâmî Uygur harfleri ile yazılan Çağatayca mensur metnin transkripsiyonu yapılmış, metin Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevrilmiş, fişlenerek Gramatikal Sözlüğü hazırlanmış, dil özellikleri ile kelime açıklamaları belirtilmiş ve metnin üzerinde bugüne kadar yapılan belli başlı çalışmalar özetlenmiş ve son olarak da metnin tıpkıbasımı verilmiştir.
Tarafımızdan Doktora Tezi olarak hazırlanıp Türk dil ve kültür tarihi içerisindeki yerine yerleştirilen bu kitap Uygur harfleriyle yazılmış Çağatayca Seyfe'l-Mülûk ve Bedî?ü'l-Cemâl Hikâyesi'nin ilk yayımı olma özelliğini de taşımaktadır.
Arapçanın dışında Türkçeye bakacak olursak hikâyenin Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde çok büyük bir yaygınlık kazanarak geniş halk yığınlarına ulaştığını görürüz. Batı Türkçesinin Azerbaycan Türkçesi ile Türkmen Türkçesi sahalarında da hikâyenin çokça işlenip yayımlandığı görülmektedir.
Kuzey Türk lehçelerinde de hikâyenin yaygınlık kazandığı bilinmektedir. Özellikle Güney Sibirya ağızlarındaki rivayet Wilhelm Radloff tarafından derlenmiştir. Karay Türkçesi, Başkurt Türkçesi, Tatar Türkçesi, Çağdaş Uygur Türkçesi sahalarında da hikâyenin geniş halk kitlelerince okunup sevildiği gözlemlenmektedir.
Doğu Türkçesinde ise hikâyenin iki varyantı mevcuttur. XVI. yüzyılda Meclisî'nin yazdığı manzum mesnevi vardır. Meclisî'nin mesnevisi Kazak Türkçesi ile Tatar Türkçesine de çevrilip yayımlanmıştır.
Doğu Türkçesindeki ikinci varyant ise mensurdur. XV. yüzyılın ilk yarısında Yezd şehrinde Mansûr Bahşı isimli bir müstensih tarafından İslâmî devrenin işlek Uygur yazısı ile kaleme alınmıştır. Halen Oxford, Bodleian, Huntington, no 598'de korunan Uygur harfli hikâye mecmuasında metinden 94 sahife bulunmaktadır. Uygur harfli bu metin baştan, ortadan ve sondan eksiktir.
Bu çalışmada İslâmî Uygur harfleri ile yazılan Çağatayca mensur metnin transkripsiyonu yapılmış, metin Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevrilmiş, fişlenerek Gramatikal Sözlüğü hazırlanmış, dil özellikleri ile kelime açıklamaları belirtilmiş ve metnin üzerinde bugüne kadar yapılan belli başlı çalışmalar özetlenmiş ve son olarak da metnin tıpkıbasımı verilmiştir.
Tarafımızdan Doktora Tezi olarak hazırlanıp Türk dil ve kültür tarihi içerisindeki yerine yerleştirilen bu kitap Uygur harfleriyle yazılmış Çağatayca Seyfe'l-Mülûk ve Bedî?ü'l-Cemâl Hikâyesi'nin ilk yayımı olma özelliğini de taşımaktadır.
Doğu edebiyatında Binbir Gece Masalları ile Binbir Gündüz Masalları ve el-Ferec ba'de'ş-Şidde (Güçlükten Kolaylığa, Kederden Sevince) gibi halk hikâyeleri ve masalları arasında en fazla yayılan hikâyelerden birisidir. Hikâye çeşitli dil ve lehçelere değişen başlıklarla çevrilerek işlenmiş ve büyük bir yaygınlık kazanmıştır.
Arapçanın dışında Türkçeye bakacak olursak hikâyenin Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde çok büyük bir yaygınlık kazanarak geniş halk yığınlarına ulaştığını görürüz. Batı Türkçesinin Azerbaycan Türkçesi ile Türkmen Türkçesi sahalarında da hikâyenin çokça işlenip yayımlandığı görülmektedir.
Kuzey Türk lehçelerinde de hikâyenin yaygınlık kazandığı bilinmektedir. Özellikle Güney Sibirya ağızlarındaki rivayet Wilhelm Radloff tarafından derlenmiştir. Karay Türkçesi, Başkurt Türkçesi, Tatar Türkçesi, Çağdaş Uygur Türkçesi sahalarında da hikâyenin geniş halk kitlelerince okunup sevildiği gözlemlenmektedir.
Doğu Türkçesinde ise hikâyenin iki varyantı mevcuttur. XVI. yüzyılda Meclisî'nin yazdığı manzum mesnevi vardır. Meclisî'nin mesnevisi Kazak Türkçesi ile Tatar Türkçesine de çevrilip yayımlanmıştır.
Doğu Türkçesindeki ikinci varyant ise mensurdur. XV. yüzyılın ilk yarısında Yezd şehrinde Mansûr Bahşı isimli bir müstensih tarafından İslâmî devrenin işlek Uygur yazısı ile kaleme alınmıştır. Halen Oxford, Bodleian, Huntington, no 598'de korunan Uygur harfli hikâye mecmuasında metinden 94 sahife bulunmaktadır. Uygur harfli bu metin baştan, ortadan ve sondan eksiktir.
Bu çalışmada İslâmî Uygur harfleri ile yazılan Çağatayca mensur metnin transkripsiyonu yapılmış, metin Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevrilmiş, fişlenerek Gramatikal Sözlüğü hazırlanmış, dil özellikleri ile kelime açıklamaları belirtilmiş ve metnin üzerinde bugüne kadar yapılan belli başlı çalışmalar özetlenmiş ve son olarak da metnin tıpkıbasımı verilmiştir.
Tarafımızdan Doktora Tezi olarak hazırlanıp Türk dil ve kültür tarihi içerisindeki yerine yerleştirilen bu kitap Uygur harfleriyle yazılmış Çağatayca Seyfe'l-Mülûk ve Bedî?ü'l-Cemâl Hikâyesi'nin ilk yayımı olma özelliğini de taşımaktadır.
Arapçanın dışında Türkçeye bakacak olursak hikâyenin Osmanlı Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde çok büyük bir yaygınlık kazanarak geniş halk yığınlarına ulaştığını görürüz. Batı Türkçesinin Azerbaycan Türkçesi ile Türkmen Türkçesi sahalarında da hikâyenin çokça işlenip yayımlandığı görülmektedir.
Kuzey Türk lehçelerinde de hikâyenin yaygınlık kazandığı bilinmektedir. Özellikle Güney Sibirya ağızlarındaki rivayet Wilhelm Radloff tarafından derlenmiştir. Karay Türkçesi, Başkurt Türkçesi, Tatar Türkçesi, Çağdaş Uygur Türkçesi sahalarında da hikâyenin geniş halk kitlelerince okunup sevildiği gözlemlenmektedir.
Doğu Türkçesinde ise hikâyenin iki varyantı mevcuttur. XVI. yüzyılda Meclisî'nin yazdığı manzum mesnevi vardır. Meclisî'nin mesnevisi Kazak Türkçesi ile Tatar Türkçesine de çevrilip yayımlanmıştır.
Doğu Türkçesindeki ikinci varyant ise mensurdur. XV. yüzyılın ilk yarısında Yezd şehrinde Mansûr Bahşı isimli bir müstensih tarafından İslâmî devrenin işlek Uygur yazısı ile kaleme alınmıştır. Halen Oxford, Bodleian, Huntington, no 598'de korunan Uygur harfli hikâye mecmuasında metinden 94 sahife bulunmaktadır. Uygur harfli bu metin baştan, ortadan ve sondan eksiktir.
Bu çalışmada İslâmî Uygur harfleri ile yazılan Çağatayca mensur metnin transkripsiyonu yapılmış, metin Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine çevrilmiş, fişlenerek Gramatikal Sözlüğü hazırlanmış, dil özellikleri ile kelime açıklamaları belirtilmiş ve metnin üzerinde bugüne kadar yapılan belli başlı çalışmalar özetlenmiş ve son olarak da metnin tıpkıbasımı verilmiştir.
Tarafımızdan Doktora Tezi olarak hazırlanıp Türk dil ve kültür tarihi içerisindeki yerine yerleştirilen bu kitap Uygur harfleriyle yazılmış Çağatayca Seyfe'l-Mülûk ve Bedî?ü'l-Cemâl Hikâyesi'nin ilk yayımı olma özelliğini de taşımaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.