Türk Ulusçuluğunun İnşası

Stok Kodu:
9789756053829
Sayfa Sayısı:
304
Basım Tarihi:
2007-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
55,00TL
44,00TL
9789756053829
490671
Türk Ulusçuluğunun İnşası
Türk Ulusçuluğunun İnşası
44.00
Sanayi toplumunun bir sonucu olarak ortaya çikan modern ulusçuluk, kuskusuz geleneksel toplumun iliski biçimlerinin bir çogunun yerine baska yeni iliski biçimlerinin ikame edilmesinde etkili olan gelismelerden biri olmustur. En önemli ikame islemi ise bizzat “ulus“ olarak ifade edilen iliskilerin kendisidir.Modern Türk ulusunun insasina eslik etmis ve bu sürece büyük ölçüde etkide bulunmus entelektüel tartismalar bu kitabin merkezî konusudur. Türkçülügün olusum sürecinde; gelistirdikleri teorik yaklasimlarla ve pratikteki etkinlikleriyle ön plana çikan Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp'in çabalari, Türkçülügün gelisimini belirleyecek niteliktedir. Akçura ve Gökalp, yasadiklari bölgelerin siyasi gelismelerine bagli olarak Türkçülügü, düsüncelerinin temeline koymuslar ve belli bir süreklilik çizgisinde biçimlenmesini saglamislardir. Akçura, Batililasma dogrultusunda, tanimlarini ve önerilerini topluma (Herderyen) bagli olarak yaparken, Gökalp ise devlete (Hegelyen) dayanarak yapmistir. Bu, aralarindaki en temel düsünce farkliklarindan biridir. Bu farklilik, Türkçülük görüslerine de yansimistir. Akçura Türkçülügü, Osmanli ve Orta Asya Türkleri açisindan geçerli olacak bir mümkün siyasi seçenek olarak önerirken, Gökalp, Türkçülügü, aralarinda bir karsitlik bulunmadigini belirttigi üçlü sentezinin önemli bir bileseni olarak degerlendirmistir. Osmanli'nin son döneminde Türkçülük, Türk irredentizmi biçiminde ele alinirken, Cumhuriyet'in kurulus asamasinda Anadolu Türklügü'ne dayali bir teritoryal anlayisa dönüsmüstür. Teritoryal temelde olusturulan ikinci yaklasim, Osmanlilik siyasetine sahip çikmadigi için bir medeniyet degisikligi projesi olarak gelistirilmistir. Türkçülük ise ulusal kültür çerçevesinde yeni kurulan ulus-devletin ideolojisi hâline getirilmistir. Mehmet Karakas, Türk ulusçulugunun insasini; ulus, ulusçuluk ve ulus-devlet kavramlari çerçevesinde analiz etmektedir. Konunu bir tarih çalismasina dönüsmesine izin vermeden daha çok kavramsal cephesine ve söylem analizine egilmektedir. Böylece Türk toplumunu kayitlayan sorunlardan biri olan Türkçülügün izini, sosyolojinin kavram ve metodolojisi çerçevesinde sürmeye çalismaktadir.(Tanitim Yazisindan)
Sanayi toplumunun bir sonucu olarak ortaya çikan modern ulusçuluk, kuskusuz geleneksel toplumun iliski biçimlerinin bir çogunun yerine baska yeni iliski biçimlerinin ikame edilmesinde etkili olan gelismelerden biri olmustur. En önemli ikame islemi ise bizzat “ulus“ olarak ifade edilen iliskilerin kendisidir.Modern Türk ulusunun insasina eslik etmis ve bu sürece büyük ölçüde etkide bulunmus entelektüel tartismalar bu kitabin merkezî konusudur. Türkçülügün olusum sürecinde; gelistirdikleri teorik yaklasimlarla ve pratikteki etkinlikleriyle ön plana çikan Yusuf Akçura ve Ziya Gökalp'in çabalari, Türkçülügün gelisimini belirleyecek niteliktedir. Akçura ve Gökalp, yasadiklari bölgelerin siyasi gelismelerine bagli olarak Türkçülügü, düsüncelerinin temeline koymuslar ve belli bir süreklilik çizgisinde biçimlenmesini saglamislardir. Akçura, Batililasma dogrultusunda, tanimlarini ve önerilerini topluma (Herderyen) bagli olarak yaparken, Gökalp ise devlete (Hegelyen) dayanarak yapmistir. Bu, aralarindaki en temel düsünce farkliklarindan biridir. Bu farklilik, Türkçülük görüslerine de yansimistir. Akçura Türkçülügü, Osmanli ve Orta Asya Türkleri açisindan geçerli olacak bir mümkün siyasi seçenek olarak önerirken, Gökalp, Türkçülügü, aralarinda bir karsitlik bulunmadigini belirttigi üçlü sentezinin önemli bir bileseni olarak degerlendirmistir. Osmanli'nin son döneminde Türkçülük, Türk irredentizmi biçiminde ele alinirken, Cumhuriyet'in kurulus asamasinda Anadolu Türklügü'ne dayali bir teritoryal anlayisa dönüsmüstür. Teritoryal temelde olusturulan ikinci yaklasim, Osmanlilik siyasetine sahip çikmadigi için bir medeniyet degisikligi projesi olarak gelistirilmistir. Türkçülük ise ulusal kültür çerçevesinde yeni kurulan ulus-devletin ideolojisi hâline getirilmistir. Mehmet Karakas, Türk ulusçulugunun insasini; ulus, ulusçuluk ve ulus-devlet kavramlari çerçevesinde analiz etmektedir. Konunu bir tarih çalismasina dönüsmesine izin vermeden daha çok kavramsal cephesine ve söylem analizine egilmektedir. Böylece Türk toplumunu kayitlayan sorunlardan biri olan Türkçülügün izini, sosyolojinin kavram ve metodolojisi çerçevesinde sürmeye çalismaktadir.(Tanitim Yazisindan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat