Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi

Stok Kodu:
9789751022202
Sayfa Sayısı:
296
Basım Tarihi:
2000-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
210,00TL
168,00TL
1 adet mevcut
9789751022202
461756
Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi
Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi
168.00
“Halk edebiyatinin durulugu bulanmaz, coskunlugu dinmez, çagiltisi eksilmez bir kudret kaynagi vardir. Bir kaynak ki, uçsuz-bucaksiz ummanlar onun bir katresi; her yani kaplayan, cosup, köpürüp kabaran dalgalar bir zerresi. Bir kaynak ki ezelden cosmus, ebede akmakta. Her çagiltisindan insani bir duygu dogmakta.“ Yunus Emre, tasavvuf siirinin en önemli ismi. Insanin hangi düsüncesi var ki, Yunus o düsünceyi islememis olsun; insanligin hangi derdi var ki, Yunus o derdi dert edinmemis bulunsun. Tasavvuf siirinin bu ilk akla gelen ismi, ayni zamanda en çok örnek alinan ve ilham veren sairi oldu. Esrefoglu, Nizamoglu, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet... Yunus Emre'nin izinden giden onlarca halk sairi, okuma yazma bilmeyen, dönemin din ve ilim dili olan Arapça ya da edebiyat dili olan Farsçaya hakim olmayan genis halk kitlesi için, onun sevgisini, yergisini, övgüsünü, sövgüsünü kendi diliyle siire uyguladi, vezne soktu, nagme haline getirdi. XIII. yüzyildan XX. yüzyila Türk tasavvuf siiri, halkin ortak dili oldu.(Arka Kapak)
“Halk edebiyatinin durulugu bulanmaz, coskunlugu dinmez, çagiltisi eksilmez bir kudret kaynagi vardir. Bir kaynak ki, uçsuz-bucaksiz ummanlar onun bir katresi; her yani kaplayan, cosup, köpürüp kabaran dalgalar bir zerresi. Bir kaynak ki ezelden cosmus, ebede akmakta. Her çagiltisindan insani bir duygu dogmakta.“ Yunus Emre, tasavvuf siirinin en önemli ismi. Insanin hangi düsüncesi var ki, Yunus o düsünceyi islememis olsun; insanligin hangi derdi var ki, Yunus o derdi dert edinmemis bulunsun. Tasavvuf siirinin bu ilk akla gelen ismi, ayni zamanda en çok örnek alinan ve ilham veren sairi oldu. Esrefoglu, Nizamoglu, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet... Yunus Emre'nin izinden giden onlarca halk sairi, okuma yazma bilmeyen, dönemin din ve ilim dili olan Arapça ya da edebiyat dili olan Farsçaya hakim olmayan genis halk kitlesi için, onun sevgisini, yergisini, övgüsünü, sövgüsünü kendi diliyle siire uyguladi, vezne soktu, nagme haline getirdi. XIII. yüzyildan XX. yüzyila Türk tasavvuf siiri, halkin ortak dili oldu.(Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat