Thevenot Seyahatnamesi

Stok Kodu:
9786051050294
Sayfa Sayısı:
288
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2014-01
Çeviren:
Ali Berktay
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Kategori:
%20 indirimli
265,00TL
212,00TL
9786051050294
377908
Thevenot Seyahatnamesi
Thevenot Seyahatnamesi
212.00
Thévenot Seyahatnamesi, yayinlanisindan tam 334 yil sonra, degerli tarihçimiz Stefanos Yerasimos'un giris yazisi ve notlariyla artik Türkçede... 1633 dogumlu Jean Thévenot, seyahatlerine 19 yasinda baslamisti. Önce Ingiltere, sonra Hollanda, Almanya, Italya derken oryantalist Herbelot'nun telkiniyle Dogu'ya gitmeye karar verdi. Dogu deyince akla “Büyük Türk'ün imparatorlugu,” yani Osmanli Imparatorlugu ve Iran geliyordu. 17. yüzyilin ortasinda Osmanli Imparatorlugu Türk tarihçilerinin “Duraklama Devri” diye niteledikleri bir dönemden geçmekteydi. Thévenot bu cografyaya tam bir kriz döneminde, 2 Aralik 1655'te ulasti. Thévenot'nun Osmanli payitahtinda gezdigi, gördügü yerler günümüz turistlerinin rehberli gezilerine sasilacak ölçüde benzemektedir. Tuttugu notlardan yararlanarak, sonradan kaleme aldigi anlatisinda, dokuz ay kaldigi Istanbul'u betimledi, Türklerin örf ve âdetlerini anlatti, tarihi ve idari bilgilere yer verdi. Ama seyahatnamesinin yayinlanisini göremedi… Thévenot'nun, giyim kusam aliskanliklarini veya dinsel âdetleri betimlerken gösterdigi özen, anlatisina etnografik bir nitelik kazandirmaktadir. Onda, alisilmis seyahatname üslubundan farkli bir gözlem zihniyeti vardir. Thévenot'nun anlatisinda, “düsman”a sempati duymayalim diye düzenli araliklarla müdahaleler bulunmasina karsin, baska bir uygarliga, farkli bir hayat tarzina karsi duyulan, zaman zaman hayranlik, ama çogu zaman da ilgi ve merak kendini belli etmektedir. Üstelik burada hayranlik veya merak duyulan sey, o uygarligin anitsal yaratilari degil, gündelik yasami, yeme, oyun oynama veya hayvanlari sevme biçimi, kisacasi bu uygarligin, farkli bir kültürün olusturucu unsurlari olduklari için, bir yabancinin genellikle zor yakalayabilecegi günlük tezahürler içindeki halidir. Thévenot'nun metninin en keyifli bölümlerini de, ezelden beri karsit olduklari iddia edilen iki uygarlik arasinda zar zor algilanabilen bu sempati kivilcimlarinin çaktigi anlar olusturur. Thévenot, 30 Agustos 1656'da Istanbul'dan ayrilip Misir'a dogru yola çikar. Anadolu seyahati epey hayal kiricidir. Bursa'da, Batililar için uyduruldugu belli olan efsaneleri nakleder sadece, sonra Izmir'e kadar geçtigi güzergâhi zikretmekle yetinir. Ancak Ege adalari hakkinda oldukça canli bir manzara sunar bize. Thévenot 1657 basinda Misir'a varir ve burada Kutsal Topraklar'a ziyareti de hesaba katilirsa iki yil kalir. Büyük kesifler yapmaz, hatta defalarca çignenmis güzergâhlarin fazla disina çikmaz. Iskenderiye-Kahire, Matara ve piramitler… Son olarak da Sina'daki manastirlara yolculuk...
Thévenot Seyahatnamesi, yayinlanisindan tam 334 yil sonra, degerli tarihçimiz Stefanos Yerasimos'un giris yazisi ve notlariyla artik Türkçede... 1633 dogumlu Jean Thévenot, seyahatlerine 19 yasinda baslamisti. Önce Ingiltere, sonra Hollanda, Almanya, Italya derken oryantalist Herbelot'nun telkiniyle Dogu'ya gitmeye karar verdi. Dogu deyince akla “Büyük Türk'ün imparatorlugu,” yani Osmanli Imparatorlugu ve Iran geliyordu. 17. yüzyilin ortasinda Osmanli Imparatorlugu Türk tarihçilerinin “Duraklama Devri” diye niteledikleri bir dönemden geçmekteydi. Thévenot bu cografyaya tam bir kriz döneminde, 2 Aralik 1655'te ulasti. Thévenot'nun Osmanli payitahtinda gezdigi, gördügü yerler günümüz turistlerinin rehberli gezilerine sasilacak ölçüde benzemektedir. Tuttugu notlardan yararlanarak, sonradan kaleme aldigi anlatisinda, dokuz ay kaldigi Istanbul'u betimledi, Türklerin örf ve âdetlerini anlatti, tarihi ve idari bilgilere yer verdi. Ama seyahatnamesinin yayinlanisini göremedi… Thévenot'nun, giyim kusam aliskanliklarini veya dinsel âdetleri betimlerken gösterdigi özen, anlatisina etnografik bir nitelik kazandirmaktadir. Onda, alisilmis seyahatname üslubundan farkli bir gözlem zihniyeti vardir. Thévenot'nun anlatisinda, “düsman”a sempati duymayalim diye düzenli araliklarla müdahaleler bulunmasina karsin, baska bir uygarliga, farkli bir hayat tarzina karsi duyulan, zaman zaman hayranlik, ama çogu zaman da ilgi ve merak kendini belli etmektedir. Üstelik burada hayranlik veya merak duyulan sey, o uygarligin anitsal yaratilari degil, gündelik yasami, yeme, oyun oynama veya hayvanlari sevme biçimi, kisacasi bu uygarligin, farkli bir kültürün olusturucu unsurlari olduklari için, bir yabancinin genellikle zor yakalayabilecegi günlük tezahürler içindeki halidir. Thévenot'nun metninin en keyifli bölümlerini de, ezelden beri karsit olduklari iddia edilen iki uygarlik arasinda zar zor algilanabilen bu sempati kivilcimlarinin çaktigi anlar olusturur. Thévenot, 30 Agustos 1656'da Istanbul'dan ayrilip Misir'a dogru yola çikar. Anadolu seyahati epey hayal kiricidir. Bursa'da, Batililar için uyduruldugu belli olan efsaneleri nakleder sadece, sonra Izmir'e kadar geçtigi güzergâhi zikretmekle yetinir. Ancak Ege adalari hakkinda oldukça canli bir manzara sunar bize. Thévenot 1657 basinda Misir'a varir ve burada Kutsal Topraklar'a ziyareti de hesaba katilirsa iki yil kalir. Büyük kesifler yapmaz, hatta defalarca çignenmis güzergâhlarin fazla disina çikmaz. Iskenderiye-Kahire, Matara ve piramitler… Son olarak da Sina'daki manastirlara yolculuk...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat