Tasavvufi Mektuplar

Stok Kodu:
9786059559744
Sayfa Sayısı:
72
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Kategori:
%20 indirimli
90,00TL
72,00TL
2 adet mevcut
9786059559744
529208
Tasavvufi Mektuplar
Tasavvufi Mektuplar
72.00
XVIII. asırda İstanbul'da yaşayan İbrahim Hâs, dönemine ve tasavvuf tarihine kaynaklık eden eserler kaleme almış önemli mutasavvıflarımızdan biridir. Hâs'ın dîvân, menâkıbnâme, tezkire, mektup, silsilenâme ve şerh türünde yazdığı eserler, muhteva bakımından çok güçlü olduğu kadar, dil itibariyle de XVIII. yüzyıl Türkçesi'nin güzel örnekleridir.

Elinizdeki kitap, İbrahim Hâs'ın bazı sûfîlere gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır. Derin bir tasavvuf kültürüyle kaleme alınan bu mektûplar, vahdet-i vücûda doğru seyr ü sülûk eden makâm sahiplerine yazıldığı için tasavvuf tarihi ve edebiyatıyla uğraşanlara önemli bilgiler vermektedir. Mektuplardaki gerek sûfiyâne kavramların ve gerekse sembolik ifadelerin yorumları manevî bir idrâk olan “ledün” ilminin anlaşılmasında okuyucunun işini kolaylaştıracak mahiyettedir.



“İmdi benim nûr-ı dîdem; bu sana denilen kelâmlar ma'nâdır. Sakın sûret zannetmeyesin. Bunları anlamağa sa'y eyle. Bu ma'nâların ibâreti sensin. Bu bir kaç kelâmı taşra anlamayasın. Senin vücûdun âlem-i kübrâdır. Bunlar insânda mevcûddur. Eğer ki bu deryâyı geçmeyip deryâda kalırsan inâyete erişemezsin.”

XVIII. asırda İstanbul'da yaşayan İbrahim Hâs, dönemine ve tasavvuf tarihine kaynaklık eden eserler kaleme almış önemli mutasavvıflarımızdan biridir. Hâs'ın dîvân, menâkıbnâme, tezkire, mektup, silsilenâme ve şerh türünde yazdığı eserler, muhteva bakımından çok güçlü olduğu kadar, dil itibariyle de XVIII. yüzyıl Türkçesi'nin güzel örnekleridir.

Elinizdeki kitap, İbrahim Hâs'ın bazı sûfîlere gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır. Derin bir tasavvuf kültürüyle kaleme alınan bu mektûplar, vahdet-i vücûda doğru seyr ü sülûk eden makâm sahiplerine yazıldığı için tasavvuf tarihi ve edebiyatıyla uğraşanlara önemli bilgiler vermektedir. Mektuplardaki gerek sûfiyâne kavramların ve gerekse sembolik ifadelerin yorumları manevî bir idrâk olan “ledün” ilminin anlaşılmasında okuyucunun işini kolaylaştıracak mahiyettedir.



“İmdi benim nûr-ı dîdem; bu sana denilen kelâmlar ma'nâdır. Sakın sûret zannetmeyesin. Bunları anlamağa sa'y eyle. Bu ma'nâların ibâreti sensin. Bu bir kaç kelâmı taşra anlamayasın. Senin vücûdun âlem-i kübrâdır. Bunlar insânda mevcûddur. Eğer ki bu deryâyı geçmeyip deryâda kalırsan inâyete erişemezsin.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat