Sufi Terapi Hikayelerle İnsanlık Manifestosu

Stok Kodu:
9786055114039
Sayfa Sayısı:
208
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Kategori:
%20 indirimli
100,00TL
80,00TL
9786055114039
433348
Sufi Terapi  Hikayelerle İnsanlık Manifestosu
Sufi Terapi Hikayelerle İnsanlık Manifestosu
80.00

Anadolu'nun medeniyet havzasindan polen polen toplanmis ve kendi özümüzden kotarilmis duygusal, bilissel, psiko-tarihsel, dini, ananevi gidalarimiz ve membalarimiz dururken, neden Kisisel Gelisim Teknolojileri'ne, Anglo-Amerikan veya Anglo-Sakson medeniyetlerin kültür emperyalizmine çanak tutan Pop-Psikoloji reçetelerine giriftâr olmaya kalkisiyoruz ki?
Yani, kendi anlam dagarcigimizdan imbikleyerek derûhte edebilecegimiz bir psikoloji ya da bir psikoterapi gelenegimiz yok mu?
Neden anlamini dahi bilemedigimiz kelimelerle; sahte, sentetik, sig, alengirli, cafcafli, tüketime dâvet eden, riyâkâr, konformist, hâz yumagina sarmallanmis, kültürel kodlarimiza yabanci olan derinliksiz ve niteliksiz kisisel gelisim enstrümanlariyla birlikte gelecek nesillerimizi ve de millî ve manevî kimligimizi insâ etmeye çalisiyoruz?
Otantik zamanlarin ve bu topraklarin bilgeligini yadsiyan Modern Psikoloji bize ne verebilir ki?
Birey olarak âit oldugumuz sosyal dokumuz, ideallerimiz, ahlâkî secîyelerimiz, geleneksel anlam saglayicilarimiz ve kiplerimiz, sohbet kültürümüz; Yunus, Mevlânâ, Haci Bektâs ve Haci Bayrâm gibi mânevî önderlerimiz, âilevi baglarimiz, eski zamanlari anlatan ton ton yasli ninelerimiz, köydeki hayatimizi renklendiren ve her seyi ulu orta söyleyen rind-mesreb meczub delilerimiz, her biri bir klasik roman derînligindeki türkülerimiz, bizi baska alemlere çekip götüren ebrûlarimiz, her biri basli basina müzikal bir kabâre olan dügünlerimiz, ciger yakan agitlarimiz, yüce bildigimiz sehitlerimiz ve erenlerimiz ve baharleyin çaput bagladigimiz sögüt agaçlarimiz nerede kaldi…!
Bu topragin bize söyleyecek oldugu hiçbir söz yok mu yâni?

Anadolu'nun medeniyet havzasindan polen polen toplanmis ve kendi özümüzden kotarilmis duygusal, bilissel, psiko-tarihsel, dini, ananevi gidalarimiz ve membalarimiz dururken, neden Kisisel Gelisim Teknolojileri'ne, Anglo-Amerikan veya Anglo-Sakson medeniyetlerin kültür emperyalizmine çanak tutan Pop-Psikoloji reçetelerine giriftâr olmaya kalkisiyoruz ki?
Yani, kendi anlam dagarcigimizdan imbikleyerek derûhte edebilecegimiz bir psikoloji ya da bir psikoterapi gelenegimiz yok mu?
Neden anlamini dahi bilemedigimiz kelimelerle; sahte, sentetik, sig, alengirli, cafcafli, tüketime dâvet eden, riyâkâr, konformist, hâz yumagina sarmallanmis, kültürel kodlarimiza yabanci olan derinliksiz ve niteliksiz kisisel gelisim enstrümanlariyla birlikte gelecek nesillerimizi ve de millî ve manevî kimligimizi insâ etmeye çalisiyoruz?
Otantik zamanlarin ve bu topraklarin bilgeligini yadsiyan Modern Psikoloji bize ne verebilir ki?
Birey olarak âit oldugumuz sosyal dokumuz, ideallerimiz, ahlâkî secîyelerimiz, geleneksel anlam saglayicilarimiz ve kiplerimiz, sohbet kültürümüz; Yunus, Mevlânâ, Haci Bektâs ve Haci Bayrâm gibi mânevî önderlerimiz, âilevi baglarimiz, eski zamanlari anlatan ton ton yasli ninelerimiz, köydeki hayatimizi renklendiren ve her seyi ulu orta söyleyen rind-mesreb meczub delilerimiz, her biri bir klasik roman derînligindeki türkülerimiz, bizi baska alemlere çekip götüren ebrûlarimiz, her biri basli basina müzikal bir kabâre olan dügünlerimiz, ciger yakan agitlarimiz, yüce bildigimiz sehitlerimiz ve erenlerimiz ve baharleyin çaput bagladigimiz sögüt agaçlarimiz nerede kaldi…!
Bu topragin bize söyleyecek oldugu hiçbir söz yok mu yâni?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat