9789758612567
497344
https://www.tdedkitap.com/simgeler-sozlugu
Simgeler Sözlüğü
480.00
Simgelerin de bir "amaci" vardir: Zamanin tersine çevrilmezligine "baskaldirmak" ve insani, tanrilarin -mitsel kahramanlarin baslangiç zamanina "tasimak", geçmisi "yakalamak" -gele-cegi "kurmak" gibi. Çogunluk "sömür düzeninde tüketilemeyen", ne oldugu kendi "sessizliginde sakli" bulunan, yeri-zamani geldiginde disa vuracak olan "hiçligin" kimliklendirilmis biçimleri olarak çikarlar karsimiza simgeler. Bir seyin nasil varliga geldigini-nasil beslenip büyütüldügünü anlatan karmasik birer "kültür gerçekligidir"ler. Her seyin insanla "konusmasini" saglayan "sifre alfabe" nin harfleridir bir bakima ya da "hiçligin çocuklar"; eyleme geçtiklerinde, yani güncellendiklerinde "yasamin sertligini alirlar" ve dünyayi bizim için daha "yasanilasi bir yer" yaparlar.Insanin bireysel özü, kendi "içindedir" ama onun bilinebilmesi için kendi disiyla "nesnel" iliskiye girmesi kosuldur; çünkü bireysel öz, nesnel iliskide "okunabilir" : bu yolla bireysel öz, kendini "toplumsal öze tasir": toplumsal öz, "yok sayilmamak" için sevgi, aci, nese, v.b duygu düsünce durumlariyla kendini "simge" biçiminde güncellestirir: artik o, "yadsinmaz" bir toplumsalliktir.Hiçbir seye sahip olmayan insan önce kendi "varligini" tasimasini ögrendi; sonra doganin dilini, yani "simge dilini" duyular yoluyla çözdü: Gökyüzünün berrakliginda "sevgi-aski" siyahliginda "korku"yu gördü. Rüzgarin alçalip yükseldiginde, yildizlarin yanip sönüsünde, gündüz ile gecenin yer degistirisinde "hikmeti" aradi. Doganin çikardigi her seste simgeleri kesfetti; simgelerin tamaminda sözün "sirrina" erdi. Evreni "küçük bir nokta"ya, küçük bir nokta olarak algiladiklari kendilerini "verene" dönüstürdüklerinde "sonsuz bosluktan" ya da varliklarin özünden hakikat üretti."Hakikatin izinde "varligin da yoklugun da bir oldugunu" ya da iyilik ile kötülügün es oldugunu" ögrendi.Yasamdan uzaklasirsan "simge" senden sakinir; "hiçlik" seninle alay eder; yasam kendi oyununu oynadiginda "hiçlik" simge "dogurup" kendi gelecegini seyreder; yasamin kendi oyunu "ölüm" tarafindan kusatilmis bir sahnede oynanan bir "trajedidir" çogunlukla. Bu trajedide her simge "tutunulacak bir daldir.
Simgelerin de bir "amaci" vardir: Zamanin tersine çevrilmezligine "baskaldirmak" ve insani, tanrilarin -mitsel kahramanlarin baslangiç zamanina "tasimak", geçmisi "yakalamak" -gele-cegi "kurmak" gibi. Çogunluk "sömür düzeninde tüketilemeyen", ne oldugu kendi "sessizliginde sakli" bulunan, yeri-zamani geldiginde disa vuracak olan "hiçligin" kimliklendirilmis biçimleri olarak çikarlar karsimiza simgeler. Bir seyin nasil varliga geldigini-nasil beslenip büyütüldügünü anlatan karmasik birer "kültür gerçekligidir"ler. Her seyin insanla "konusmasini" saglayan "sifre alfabe" nin harfleridir bir bakima ya da "hiçligin çocuklar"; eyleme geçtiklerinde, yani güncellendiklerinde "yasamin sertligini alirlar" ve dünyayi bizim için daha "yasanilasi bir yer" yaparlar.Insanin bireysel özü, kendi "içindedir" ama onun bilinebilmesi için kendi disiyla "nesnel" iliskiye girmesi kosuldur; çünkü bireysel öz, nesnel iliskide "okunabilir" : bu yolla bireysel öz, kendini "toplumsal öze tasir": toplumsal öz, "yok sayilmamak" için sevgi, aci, nese, v.b duygu düsünce durumlariyla kendini "simge" biçiminde güncellestirir: artik o, "yadsinmaz" bir toplumsalliktir.Hiçbir seye sahip olmayan insan önce kendi "varligini" tasimasini ögrendi; sonra doganin dilini, yani "simge dilini" duyular yoluyla çözdü: Gökyüzünün berrakliginda "sevgi-aski" siyahliginda "korku"yu gördü. Rüzgarin alçalip yükseldiginde, yildizlarin yanip sönüsünde, gündüz ile gecenin yer degistirisinde "hikmeti" aradi. Doganin çikardigi her seste simgeleri kesfetti; simgelerin tamaminda sözün "sirrina" erdi. Evreni "küçük bir nokta"ya, küçük bir nokta olarak algiladiklari kendilerini "verene" dönüstürdüklerinde "sonsuz bosluktan" ya da varliklarin özünden hakikat üretti."Hakikatin izinde "varligin da yoklugun da bir oldugunu" ya da iyilik ile kötülügün es oldugunu" ögrendi.Yasamdan uzaklasirsan "simge" senden sakinir; "hiçlik" seninle alay eder; yasam kendi oyununu oynadiginda "hiçlik" simge "dogurup" kendi gelecegini seyreder; yasamin kendi oyunu "ölüm" tarafindan kusatilmis bir sahnede oynanan bir "trajedidir" çogunlukla. Bu trajedide her simge "tutunulacak bir daldir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.