Sahipsiz İskele

Stok Kodu:
9786058586208
Sayfa Sayısı:
290
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
9,26TL
7,41TL
9786058586208
519588
Sahipsiz İskele
Sahipsiz İskele
7.41
“Susarak, içten içe baslayan ve ansizin nefes alirken agzimizdan kaçirdigimiz dua kelimelerine benzeyen seyler dolaniyor dudaklarimda. Seni seviyorum... Seni çok seviyorum... Duyulmasini istemedigim için degil bu sessizligim. Yalniz senin yagmurlarinda islatmak için çabaliyorum. Yalniz senin damla damla gözlerine hissettirebilmek için, bu denli sakince söylüyorum. Seni seviyorum... Seni çok seviyorum...“ “ (...) Sefik, dudaklarinda müstehzi bir gülüs; duraksamis, gözü öyle bombos dalmisti. Ne düsündügünü kendi de çikaramiyor. Hayat, her nedense yozlasti, gariplesti, terk edilen bir iskele yerine koydu kendini. Ugrakligindan epey kaybetmis, ahsap kapilarinin çürümesi, eli kulaginda; yalnizlikla geçen, tüm yasamin sona ermesini bekleyen bir iskele...“ “(...) Karninda olgunlasan yarasina elini bastirmisti. Düsünceler içinde eli yarasini daha da derinlestirince, hayallerden siyrildi. Adamin ölmesini diledi Derya, hizli adimlarina bakarken. Gözlerinden düserken kayalasan damlalarin farkinda olmadan ayaklari onu tasiyordu. Nereye gittigini bilen bu defa beyni degil ayaklariydi sanki. Sahil boyunca denize paralel fakat hep denize bakarak yürüyordu.“ Varlikla yokluk arasinda açilip duran sonsuz kapilardan geçen bin yasinda adamlar; kirilmis, incitilmis fena halde 'kan kaybeden' kadinlar; çocukluklarinda çoktan büyümüs, geleceklerini yasayarak geçmise giden bilge çocuklar... Özgürlük dogdugumuzda mi, yasamimizi yitirdikten sonra mi kazanilir? Yasarken özgür olmadigimizi anlamak hiç de zor degil. Sahipsiz Iskele, yasayan insanlarin özgürlüklerinin ne kadar kolay ellerinden alinabildigini anlatan öykülerle bizi bize anlatiyor...(Tanitim Bülteninden)
“Susarak, içten içe baslayan ve ansizin nefes alirken agzimizdan kaçirdigimiz dua kelimelerine benzeyen seyler dolaniyor dudaklarimda. Seni seviyorum... Seni çok seviyorum... Duyulmasini istemedigim için degil bu sessizligim. Yalniz senin yagmurlarinda islatmak için çabaliyorum. Yalniz senin damla damla gözlerine hissettirebilmek için, bu denli sakince söylüyorum. Seni seviyorum... Seni çok seviyorum...“ “ (...) Sefik, dudaklarinda müstehzi bir gülüs; duraksamis, gözü öyle bombos dalmisti. Ne düsündügünü kendi de çikaramiyor. Hayat, her nedense yozlasti, gariplesti, terk edilen bir iskele yerine koydu kendini. Ugrakligindan epey kaybetmis, ahsap kapilarinin çürümesi, eli kulaginda; yalnizlikla geçen, tüm yasamin sona ermesini bekleyen bir iskele...“ “(...) Karninda olgunlasan yarasina elini bastirmisti. Düsünceler içinde eli yarasini daha da derinlestirince, hayallerden siyrildi. Adamin ölmesini diledi Derya, hizli adimlarina bakarken. Gözlerinden düserken kayalasan damlalarin farkinda olmadan ayaklari onu tasiyordu. Nereye gittigini bilen bu defa beyni degil ayaklariydi sanki. Sahil boyunca denize paralel fakat hep denize bakarak yürüyordu.“ Varlikla yokluk arasinda açilip duran sonsuz kapilardan geçen bin yasinda adamlar; kirilmis, incitilmis fena halde 'kan kaybeden' kadinlar; çocukluklarinda çoktan büyümüs, geleceklerini yasayarak geçmise giden bilge çocuklar... Özgürlük dogdugumuzda mi, yasamimizi yitirdikten sonra mi kazanilir? Yasarken özgür olmadigimizi anlamak hiç de zor degil. Sahipsiz Iskele, yasayan insanlarin özgürlüklerinin ne kadar kolay ellerinden alinabildigini anlatan öykülerle bizi bize anlatiyor...(Tanitim Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat