Roman Sanatı

Milan Kundera'nin, kendi kurdugu roman evreninin kökenlerine indigi yapittir Roman Sanati. Yazarin, yasadiklarini yasarken anlattigi, metnin gelisimine okur kadar dahil oldugu bir evrendir onunki. Kundera'nin gözünde roman, 'yazarin bir itirafi degil, bir tuzaga dönüsen dünyada insan hayatinin kesfedilisidir.' Roman, Kundera'nin baskaldirisi, herhangi bir politika, din ya da sinifla özdeslesmeyi reddedisidir. Cervantes'in mirasindan yola çikarak roman algisini ortaya koyan Kundera, Broch, Musil, Kafka okumalari yaparak, kahramanlar-kurgu-psikoloji-tarih bütünlügüne yaklasimini anlatiyor. Kundera, romanin dogusunu ve özünü ise söyle özetliyor: 'Harika bir Yahudi atasözü var: Insan düsünür, Tanri güler. Ben François Rabelais'nin bu atasözünden esinlenerek bir gün Tanri'nin gülüsünü duydugunu ve ilk büyük Avrupa, romaninin böyle dogdugunu hayal etmeyi seviyorum.' Yirminci yüzyilin en önemli edebiyat adamlarindan olan Milan Kundera'yi ve romanciligini daha iyi anlama ve degerlendirme yolunda vazgeçilmez bir basucu kitabi Roman Sanati.