9786054249008
422314
https://www.tdedkitap.com/roman-olup-cingene-kalmak
Roman Olup Çingene Kalmak
14.82
Bireysel hak ve özgürlüklerle tanimlanmis “modern” bati demokrasilerinde cemaat tipi örgütlenme ile topluluklarini somut ve görünür kilan etnik ve dolayisiyla azinlik gruplarin taleplerinin her geçen gün arttigi ve hatta hizla yükseldigi bir dönemde, Türkiye'de somut olduklari halde bu tür talepleri olmayan bir grubun analizi kuskusuz oldukça açiklayici olacaktir. Taleplerinin yüksek sesle olmamasi kuskusuz herhangi bir taleplerinin olmadigi, olmayacagi sonucuna bizi götürmemelidir. Öncelikle “itibar” edilmek istedikleri ve dahasi birçok noktada “itibarlarinin da iade edilmesi” konusunda gittikçe bir hareketlenmenin varligi gözlenmektedir. Çingene sözcügü ve kavraminin özellikle tarihsel anlamda doldurulmus içeriginin insanlarda birakmis oldugu negatif etki kuskusuz rahatsizlik yaratmaktadir. Çingene kavrami son zamanlarda yerini artik daha çok kullanilmaya baslanan “Rom”, “Roman” kavramlarina birakmaktadir. Kavramdaki dönüsüm ve degisim ilginç biçimde grubun sivil toplum organizasyonu olarak demokratik toplumsal yapida yerini almasi biçiminde degerlendirilebilir. Kisaca Çingene terimi her geçen gün yerini “Roman” tanimi ve tanimlamalarina birakacak, terim tarihsel olarak yeni içerigi ile donanirken, toplumsal yapimiz içindeki konumlariyla hak ettiklerine inandiklari konumlari arasinda ki çarpik iliski de düzelecektir. Bu konuda daha duyarli olunmasi için birçok ortak neden vardir. Bu nedenlerin basinda hala kendilerini bu toplumun kurucu unsuru olarak gören Çingenelerin azinlik duygu ve politikasi gelistirmemis olmalari yatmaktadir. Aslinda bu çalismanin temel sikintisi bu satirlarda yatmaktadir. Ulusal ve çogunluk söyleminde genel olarak Çingene olarak tanimlanan bir grubun kendisine “Roman” vurgusunu daha çok yapmaya baslamasi, bir baskaldiri olarak ele alinip incelenmelidir. Sevgi ile bile kullanilsa Çingene ifadesi, kuskusuz çogunluk söyleminin zaman zaman ona yükledigi farkli anlamlar nedeniyle kullanilamaz ve dahasi konuya ilgi duyanlar için bile endise konusu olabilir. Bu çalismada her yazar kuskusuz kendi çalismasinin sorumlulugunu üstlenmektedir. Bir editör olarak benim yapmaya çalistigim ise sadece onlari ilgi alanlari çerçevesinde bölümler altinda toparlamak biçiminde olmustur. Kitabin basligi ise aslinda yukaridaki satirlardaki endiseleri paylasip tartisacak biçimde tüm genç akademisyenlerin onayi alinarak konulmustur. Bu kitap, ardili olacak çalismalar için bir referans kaynak olmasinin yani sira akademik anlamda yürütülecek derslerde de baslangiç kitabi olarak alaninda süphesiz var olan boslugu dolduracaktir. Bu çalisma ile Osmanli Imparatorlugu'ndan gelen “Yetmis iki buçuk” millet ifadesindeki yarimi tama çevirmek amaçlanmistir. Asirlardir konusulmadigi için yarim kalan fikri kismimizi, tama çevirmek için elinizdeki çalisma bir nebze katki saglarsa ne mutlu bize.
Bireysel hak ve özgürlüklerle tanimlanmis “modern” bati demokrasilerinde cemaat tipi örgütlenme ile topluluklarini somut ve görünür kilan etnik ve dolayisiyla azinlik gruplarin taleplerinin her geçen gün arttigi ve hatta hizla yükseldigi bir dönemde, Türkiye'de somut olduklari halde bu tür talepleri olmayan bir grubun analizi kuskusuz oldukça açiklayici olacaktir. Taleplerinin yüksek sesle olmamasi kuskusuz herhangi bir taleplerinin olmadigi, olmayacagi sonucuna bizi götürmemelidir. Öncelikle “itibar” edilmek istedikleri ve dahasi birçok noktada “itibarlarinin da iade edilmesi” konusunda gittikçe bir hareketlenmenin varligi gözlenmektedir. Çingene sözcügü ve kavraminin özellikle tarihsel anlamda doldurulmus içeriginin insanlarda birakmis oldugu negatif etki kuskusuz rahatsizlik yaratmaktadir. Çingene kavrami son zamanlarda yerini artik daha çok kullanilmaya baslanan “Rom”, “Roman” kavramlarina birakmaktadir. Kavramdaki dönüsüm ve degisim ilginç biçimde grubun sivil toplum organizasyonu olarak demokratik toplumsal yapida yerini almasi biçiminde degerlendirilebilir. Kisaca Çingene terimi her geçen gün yerini “Roman” tanimi ve tanimlamalarina birakacak, terim tarihsel olarak yeni içerigi ile donanirken, toplumsal yapimiz içindeki konumlariyla hak ettiklerine inandiklari konumlari arasinda ki çarpik iliski de düzelecektir. Bu konuda daha duyarli olunmasi için birçok ortak neden vardir. Bu nedenlerin basinda hala kendilerini bu toplumun kurucu unsuru olarak gören Çingenelerin azinlik duygu ve politikasi gelistirmemis olmalari yatmaktadir. Aslinda bu çalismanin temel sikintisi bu satirlarda yatmaktadir. Ulusal ve çogunluk söyleminde genel olarak Çingene olarak tanimlanan bir grubun kendisine “Roman” vurgusunu daha çok yapmaya baslamasi, bir baskaldiri olarak ele alinip incelenmelidir. Sevgi ile bile kullanilsa Çingene ifadesi, kuskusuz çogunluk söyleminin zaman zaman ona yükledigi farkli anlamlar nedeniyle kullanilamaz ve dahasi konuya ilgi duyanlar için bile endise konusu olabilir. Bu çalismada her yazar kuskusuz kendi çalismasinin sorumlulugunu üstlenmektedir. Bir editör olarak benim yapmaya çalistigim ise sadece onlari ilgi alanlari çerçevesinde bölümler altinda toparlamak biçiminde olmustur. Kitabin basligi ise aslinda yukaridaki satirlardaki endiseleri paylasip tartisacak biçimde tüm genç akademisyenlerin onayi alinarak konulmustur. Bu kitap, ardili olacak çalismalar için bir referans kaynak olmasinin yani sira akademik anlamda yürütülecek derslerde de baslangiç kitabi olarak alaninda süphesiz var olan boslugu dolduracaktir. Bu çalisma ile Osmanli Imparatorlugu'ndan gelen “Yetmis iki buçuk” millet ifadesindeki yarimi tama çevirmek amaçlanmistir. Asirlardir konusulmadigi için yarim kalan fikri kismimizi, tama çevirmek için elinizdeki çalisma bir nebze katki saglarsa ne mutlu bize.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.