Quad ve Diğer Televizyon Oyunları - Bitik

Stok Kodu:
9789758686520
Sayfa Sayısı:
76
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2019-01
Çeviren:
Can Gündüz, Ayşe Orhun Gültekin
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
110,00TL
88,00TL
9789758686520
497597
Quad ve Diğer Televizyon Oyunları - Bitik
Quad ve Diğer Televizyon Oyunları - Bitik
88.00
Bir karenin dört köşesi, dört eşit kenarı, iki eşit köşegeni ve bir merkezi olduğu akla yatkındır. Ama Beckett'in karakterleri bu kare'nin köşelerinden birbiri peşi sıra girip, her biri kenarlarda, köşegenlerde kendi güzergâhlarını fare adımlarıyla katederek, merkeze geldiklerinde bellerini kıra kıra yürüyüp, ve yine karenin bir köşesinden bir süre sonra geri dönmek üzere çıkıp gittiklerinde, karenin kareliği yorulur, bitkin düşer. Yüzleri seçilmeyen, cinsiyetleri ayırt edilemeyen bu hayaletimsi ‘varlıklar', düzlemin bu şaşmaz kesinliğini bitip tükeninceye kadar bitirip tüketeceklerdir. Bütün mesele son adımın hangisi olduğunu, son sözcüğün ne olduğunu bilmektir. Merak Beckett'i öldürür.

Bir karenin imgesini kenarlarıyla, köşeleriyle, köşegenleriyle değil, direnciyle, iç gerilimiyle tartarız. “İmge bir nesne değil, bir ‘süreç'tir.” Beckett'in dört televizyon oyununun ardına eklediği metninde Deleuze, imge kurmanın ne demek olduğunu bir kez daha tartışmaya açıyor: “İmgenin enerjisi dağılmaya meyillidir. İmge çabucak biter ve kendini dağıtıp yokeder, çünkü bizzat kendisi bitirme aracıdır. Bütün mümkünü imha etmek üzere ele geçirir. ‘İmge kurdum' dendiğinde, bu sefer bitmiş demektir, artık mümkün diye bir şey kalmamıştır.”

Görmüyor musunuz? Yıldızlı gecenin bir köşesi sallanıyor.
Bir karenin dört köşesi, dört eşit kenarı, iki eşit köşegeni ve bir merkezi olduğu akla yatkındır. Ama Beckett'in karakterleri bu kare'nin köşelerinden birbiri peşi sıra girip, her biri kenarlarda, köşegenlerde kendi güzergâhlarını fare adımlarıyla katederek, merkeze geldiklerinde bellerini kıra kıra yürüyüp, ve yine karenin bir köşesinden bir süre sonra geri dönmek üzere çıkıp gittiklerinde, karenin kareliği yorulur, bitkin düşer. Yüzleri seçilmeyen, cinsiyetleri ayırt edilemeyen bu hayaletimsi ‘varlıklar', düzlemin bu şaşmaz kesinliğini bitip tükeninceye kadar bitirip tüketeceklerdir. Bütün mesele son adımın hangisi olduğunu, son sözcüğün ne olduğunu bilmektir. Merak Beckett'i öldürür.

Bir karenin imgesini kenarlarıyla, köşeleriyle, köşegenleriyle değil, direnciyle, iç gerilimiyle tartarız. “İmge bir nesne değil, bir ‘süreç'tir.” Beckett'in dört televizyon oyununun ardına eklediği metninde Deleuze, imge kurmanın ne demek olduğunu bir kez daha tartışmaya açıyor: “İmgenin enerjisi dağılmaya meyillidir. İmge çabucak biter ve kendini dağıtıp yokeder, çünkü bizzat kendisi bitirme aracıdır. Bütün mümkünü imha etmek üzere ele geçirir. ‘İmge kurdum' dendiğinde, bu sefer bitmiş demektir, artık mümkün diye bir şey kalmamıştır.”

Görmüyor musunuz? Yıldızlı gecenin bir köşesi sallanıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat