Otranto Şatosu

Stok Kodu:
9789750713941
Sayfa Sayısı:
136
Baskı:
9
Basım Tarihi:
2018-01
Çeviren:
Zeynep Bilge
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
100,00TL
80,00TL
1 adet mevcut
9789750713941
457443
Otranto Şatosu
Otranto Şatosu
80.00
“Gotik” terimini edebiyat alaninda ilk kullanan kisi olarak bilinen Walpole, 1764'te kendi özel basimevinde hazirladigi Otranto Satosu'nun toplumda nasil karsilanacagini kestiremedigi için, kitabi XVI. yüzyildan kalma Italyanca eski bir elyazmasinin çevirisi olarak sundu. Ilk baskinin kapaginda “Otranto Aziz Nicholas Kilisesi Kilise Heyeti Üyesi Onuphrio'nun yazdigi Italyanca aslindan William Marshal tarafindan çevrilmistir” ibaresi vardi. Ikinci baskidaysa ne çevirmen adi vardi, ne de yazar.Söyle der Walpole bir mektubunda: “Uyandigimda o düsten animsadigim tek sey, kendimi bir Ortaçag satosunda görmemdi (benim gibi kafasi Gotik hikâyelerle dolu biri için bu mekân çok dogal sayilir); hayli yüksek bir merdivenin en tepesinde, tirabzanin üzerinde son derece büyük bir zirhli el gördüm. O aksam oturdum ve ne söyleyecegimi, ne anlatacagimi bilmeden yazmaya koyuldum. Yazdikça hikâye gelisti, benim de hosuma gitmeye basladi (üstelik politikadan baska bir sey düsünebildigim için de çok seviniyordum); kisacasi kendimi öylesine kaptirdim ki, kitabi iki aydan kisa sürede bitirdim.”
“Gotik” terimini edebiyat alaninda ilk kullanan kisi olarak bilinen Walpole, 1764'te kendi özel basimevinde hazirladigi Otranto Satosu'nun toplumda nasil karsilanacagini kestiremedigi için, kitabi XVI. yüzyildan kalma Italyanca eski bir elyazmasinin çevirisi olarak sundu. Ilk baskinin kapaginda “Otranto Aziz Nicholas Kilisesi Kilise Heyeti Üyesi Onuphrio'nun yazdigi Italyanca aslindan William Marshal tarafindan çevrilmistir” ibaresi vardi. Ikinci baskidaysa ne çevirmen adi vardi, ne de yazar.Söyle der Walpole bir mektubunda: “Uyandigimda o düsten animsadigim tek sey, kendimi bir Ortaçag satosunda görmemdi (benim gibi kafasi Gotik hikâyelerle dolu biri için bu mekân çok dogal sayilir); hayli yüksek bir merdivenin en tepesinde, tirabzanin üzerinde son derece büyük bir zirhli el gördüm. O aksam oturdum ve ne söyleyecegimi, ne anlatacagimi bilmeden yazmaya koyuldum. Yazdikça hikâye gelisti, benim de hosuma gitmeye basladi (üstelik politikadan baska bir sey düsünebildigim için de çok seviniyordum); kisacasi kendimi öylesine kaptirdim ki, kitabi iki aydan kisa sürede bitirdim.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat