9789752477353
469224
https://www.tdedkitap.com/onun-kumasi-farkliydi
Onun Kumaşı Farklıydı
60.00
Uzun boylu, iri gövdeliydi. Sakin bir duruşu vardı. Yüzü toprak adamlarına has bir ifade taşıyordu. Saçları koyu renk, alnı açıktı. ömrünün son yıllarında yaşadığı sıkıntılara rağmen duruşu hiç değişmemişti. Kalınca dudaklarının üzerinde ince bir yay gibi uzanan bıyığı yüzüne zarif bir ifade katıyordu. Koyu renkte olan gözleri yıllar içinde biriktirdiği azmi, gücü ve inancı taşıyorlardı. Bakışları her zaman merak dolu ama bir o kadar da kesin ve kararlıydı. Neşeli anlarında kısılıyor, kenarlarındaki çizgilerle birleşip bir bütün oluyor, kızgınlıklarında ve karar anlarında ise duygu ve düşüncelerini saklamak konusunda hiç de cimri sayılmayacak şekilde hareketleniyordu. Muntazam bir burnu vardı. Güldüğünde son derece sevimli oluyor, babacan bir hal alıyordu. Zaman içinde yüzünde oluşan çizgiler ona bir bilge havası veriyor, güneş yanığı yüzüyle birlikte ordusunu yöneten bir lider halini alıyordu.
Kritik kararlar almak onun en çok alışık olduğu durumdu. Soğukkanlı, ölçülebilir riskler almaktan çekinmeyen, sanki sadece bir hisle, bir öngörüyle önemli adımlar atarken bile bir ülkenin kaderinde oynadığı rolün farkında değilmiş gibi işini yapıyordu. Sahip olduğu büyük güce rağmen alçakgönüllüydü, hafızasında sakladığı çocukluğunu ve yoklukla ve çalışmakla geçen gençliğini hiç göz ardı etmeden yaşıyordu. Titizdi, işini yaparken, görev verirken, parasını harcarken çok titizdi.
Gerekenin gerektiği kadar olmasına dikkat ediyordu. Tutumluydu ama hiçbir zaman cimri olmadı. Hatta çok cömert bile sayılabilirdi. Ve duygusaldı. Sevdiğine şiirler yazacak kadar... Sadece özel kişiler ve yakınları sert görünüşünün altındaki yumuşak, sevecen ve iyiliklerle dolu kalbi fark ediyorlardı. Konuşması hiç değişmemişti, yöresel bir ağızla herkesin anlayacağı bir dille konuşuyordu. Kalptendi bütün söyledikleri ve tabii kalbe gidiyordu. Çok seveni olması belki de bundandı. Ve tabii sevmeyenlerinin olması da... Hep ortadaydı, kendini olduğu gibi sakınmadan ortaya koyardı. Sonuçta bir liderdi ve kendi tarzını kendi belirlerken hiç sıkıntı çekmemişti.
Çünkü olduğu gibiydi.
Kritik kararlar almak onun en çok alışık olduğu durumdu. Soğukkanlı, ölçülebilir riskler almaktan çekinmeyen, sanki sadece bir hisle, bir öngörüyle önemli adımlar atarken bile bir ülkenin kaderinde oynadığı rolün farkında değilmiş gibi işini yapıyordu. Sahip olduğu büyük güce rağmen alçakgönüllüydü, hafızasında sakladığı çocukluğunu ve yoklukla ve çalışmakla geçen gençliğini hiç göz ardı etmeden yaşıyordu. Titizdi, işini yaparken, görev verirken, parasını harcarken çok titizdi.
Gerekenin gerektiği kadar olmasına dikkat ediyordu. Tutumluydu ama hiçbir zaman cimri olmadı. Hatta çok cömert bile sayılabilirdi. Ve duygusaldı. Sevdiğine şiirler yazacak kadar... Sadece özel kişiler ve yakınları sert görünüşünün altındaki yumuşak, sevecen ve iyiliklerle dolu kalbi fark ediyorlardı. Konuşması hiç değişmemişti, yöresel bir ağızla herkesin anlayacağı bir dille konuşuyordu. Kalptendi bütün söyledikleri ve tabii kalbe gidiyordu. Çok seveni olması belki de bundandı. Ve tabii sevmeyenlerinin olması da... Hep ortadaydı, kendini olduğu gibi sakınmadan ortaya koyardı. Sonuçta bir liderdi ve kendi tarzını kendi belirlerken hiç sıkıntı çekmemişti.
Çünkü olduğu gibiydi.
Uzun boylu, iri gövdeliydi. Sakin bir duruşu vardı. Yüzü toprak adamlarına has bir ifade taşıyordu. Saçları koyu renk, alnı açıktı. ömrünün son yıllarında yaşadığı sıkıntılara rağmen duruşu hiç değişmemişti. Kalınca dudaklarının üzerinde ince bir yay gibi uzanan bıyığı yüzüne zarif bir ifade katıyordu. Koyu renkte olan gözleri yıllar içinde biriktirdiği azmi, gücü ve inancı taşıyorlardı. Bakışları her zaman merak dolu ama bir o kadar da kesin ve kararlıydı. Neşeli anlarında kısılıyor, kenarlarındaki çizgilerle birleşip bir bütün oluyor, kızgınlıklarında ve karar anlarında ise duygu ve düşüncelerini saklamak konusunda hiç de cimri sayılmayacak şekilde hareketleniyordu. Muntazam bir burnu vardı. Güldüğünde son derece sevimli oluyor, babacan bir hal alıyordu. Zaman içinde yüzünde oluşan çizgiler ona bir bilge havası veriyor, güneş yanığı yüzüyle birlikte ordusunu yöneten bir lider halini alıyordu.
Kritik kararlar almak onun en çok alışık olduğu durumdu. Soğukkanlı, ölçülebilir riskler almaktan çekinmeyen, sanki sadece bir hisle, bir öngörüyle önemli adımlar atarken bile bir ülkenin kaderinde oynadığı rolün farkında değilmiş gibi işini yapıyordu. Sahip olduğu büyük güce rağmen alçakgönüllüydü, hafızasında sakladığı çocukluğunu ve yoklukla ve çalışmakla geçen gençliğini hiç göz ardı etmeden yaşıyordu. Titizdi, işini yaparken, görev verirken, parasını harcarken çok titizdi.
Gerekenin gerektiği kadar olmasına dikkat ediyordu. Tutumluydu ama hiçbir zaman cimri olmadı. Hatta çok cömert bile sayılabilirdi. Ve duygusaldı. Sevdiğine şiirler yazacak kadar... Sadece özel kişiler ve yakınları sert görünüşünün altındaki yumuşak, sevecen ve iyiliklerle dolu kalbi fark ediyorlardı. Konuşması hiç değişmemişti, yöresel bir ağızla herkesin anlayacağı bir dille konuşuyordu. Kalptendi bütün söyledikleri ve tabii kalbe gidiyordu. Çok seveni olması belki de bundandı. Ve tabii sevmeyenlerinin olması da... Hep ortadaydı, kendini olduğu gibi sakınmadan ortaya koyardı. Sonuçta bir liderdi ve kendi tarzını kendi belirlerken hiç sıkıntı çekmemişti.
Çünkü olduğu gibiydi.
Kritik kararlar almak onun en çok alışık olduğu durumdu. Soğukkanlı, ölçülebilir riskler almaktan çekinmeyen, sanki sadece bir hisle, bir öngörüyle önemli adımlar atarken bile bir ülkenin kaderinde oynadığı rolün farkında değilmiş gibi işini yapıyordu. Sahip olduğu büyük güce rağmen alçakgönüllüydü, hafızasında sakladığı çocukluğunu ve yoklukla ve çalışmakla geçen gençliğini hiç göz ardı etmeden yaşıyordu. Titizdi, işini yaparken, görev verirken, parasını harcarken çok titizdi.
Gerekenin gerektiği kadar olmasına dikkat ediyordu. Tutumluydu ama hiçbir zaman cimri olmadı. Hatta çok cömert bile sayılabilirdi. Ve duygusaldı. Sevdiğine şiirler yazacak kadar... Sadece özel kişiler ve yakınları sert görünüşünün altındaki yumuşak, sevecen ve iyiliklerle dolu kalbi fark ediyorlardı. Konuşması hiç değişmemişti, yöresel bir ağızla herkesin anlayacağı bir dille konuşuyordu. Kalptendi bütün söyledikleri ve tabii kalbe gidiyordu. Çok seveni olması belki de bundandı. Ve tabii sevmeyenlerinin olması da... Hep ortadaydı, kendini olduğu gibi sakınmadan ortaya koyardı. Sonuçta bir liderdi ve kendi tarzını kendi belirlerken hiç sıkıntı çekmemişti.
Çünkü olduğu gibiydi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.