9786258094909
557196
https://www.tdedkitap.com/olu-brugge
Ölü Brugge
84.00
Hugues Viane, genç ve gu¨zel karısının ölu¨mu¨nden sonra ışıksız, kasvetli, Katolik Brugge şehrine taşınır. İçinden binlerce kanalın geçtiği, yorgun, u¨çgen çatılı evlerin ve yu¨ksek kulelerin bulunduğu bu şehirde görkemli bir geçmişin yasını tutar. Şehrin gri sokaklarında teselli edilemez bir şekilde yu¨ru¨r. Brugge, onun ıstırap çeken hastalıklı varlığına, saplantılı hikâyesine uygun bir dekordur. Bu yalnız adamın melankolik adımları, onu puslu bir akşam, kaybettiği kadına tuhaf bir şekilde benzeyen başka bir kadınla tanışmaya götu¨recektir. Ölu¨ Brugge böylelikle ona, ölu¨mu¨ yenme imkânı verir.
Belçikalı sembolist şair ve romancı Georges Rodenbach'ın ilk kez 1892'de yayımlanan başyapıtı, okuyucuyu hipnotize eden atmosferiyle sessiz bir trajedinin örneğini sunar. Rodenbach'a göre şehir, ruhun coğrafyasıdır. Roza Hakmen'in eşsiz çevirisi ve Selim İleri'nin sonsözu¨yle Ölu¨ Brugge, aradan bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen değerine değer katan usta işi bir anlatı.
“Esrarengiz bir denklem kurulmaktaydı. Ölu¨ zevceye karşılık ölu¨ bir şehir olmalıydı. Koyu matemi böyle bir dekor gerektiriyordu. Hayata ancak Brugge'de katlanabilirdi. Sezgisine uyup gelmişti buraya. Başka yerlerde hayat kıpır kıpır, uğultulu olabilir, kutlamalarla ışıl ışıl aydınlanabilir, binbir ses birbirine karışabilirdi. Onun sessizliğe ve neredeyse yaşadığını hissettirmeyecek kadar tekdu¨ze bir hayata ihtiyacı vardı.”
Belçikalı sembolist şair ve romancı Georges Rodenbach'ın ilk kez 1892'de yayımlanan başyapıtı, okuyucuyu hipnotize eden atmosferiyle sessiz bir trajedinin örneğini sunar. Rodenbach'a göre şehir, ruhun coğrafyasıdır. Roza Hakmen'in eşsiz çevirisi ve Selim İleri'nin sonsözu¨yle Ölu¨ Brugge, aradan bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen değerine değer katan usta işi bir anlatı.
“Esrarengiz bir denklem kurulmaktaydı. Ölu¨ zevceye karşılık ölu¨ bir şehir olmalıydı. Koyu matemi böyle bir dekor gerektiriyordu. Hayata ancak Brugge'de katlanabilirdi. Sezgisine uyup gelmişti buraya. Başka yerlerde hayat kıpır kıpır, uğultulu olabilir, kutlamalarla ışıl ışıl aydınlanabilir, binbir ses birbirine karışabilirdi. Onun sessizliğe ve neredeyse yaşadığını hissettirmeyecek kadar tekdu¨ze bir hayata ihtiyacı vardı.”
Hugues Viane, genç ve gu¨zel karısının ölu¨mu¨nden sonra ışıksız, kasvetli, Katolik Brugge şehrine taşınır. İçinden binlerce kanalın geçtiği, yorgun, u¨çgen çatılı evlerin ve yu¨ksek kulelerin bulunduğu bu şehirde görkemli bir geçmişin yasını tutar. Şehrin gri sokaklarında teselli edilemez bir şekilde yu¨ru¨r. Brugge, onun ıstırap çeken hastalıklı varlığına, saplantılı hikâyesine uygun bir dekordur. Bu yalnız adamın melankolik adımları, onu puslu bir akşam, kaybettiği kadına tuhaf bir şekilde benzeyen başka bir kadınla tanışmaya götu¨recektir. Ölu¨ Brugge böylelikle ona, ölu¨mu¨ yenme imkânı verir.
Belçikalı sembolist şair ve romancı Georges Rodenbach'ın ilk kez 1892'de yayımlanan başyapıtı, okuyucuyu hipnotize eden atmosferiyle sessiz bir trajedinin örneğini sunar. Rodenbach'a göre şehir, ruhun coğrafyasıdır. Roza Hakmen'in eşsiz çevirisi ve Selim İleri'nin sonsözu¨yle Ölu¨ Brugge, aradan bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen değerine değer katan usta işi bir anlatı.
“Esrarengiz bir denklem kurulmaktaydı. Ölu¨ zevceye karşılık ölu¨ bir şehir olmalıydı. Koyu matemi böyle bir dekor gerektiriyordu. Hayata ancak Brugge'de katlanabilirdi. Sezgisine uyup gelmişti buraya. Başka yerlerde hayat kıpır kıpır, uğultulu olabilir, kutlamalarla ışıl ışıl aydınlanabilir, binbir ses birbirine karışabilirdi. Onun sessizliğe ve neredeyse yaşadığını hissettirmeyecek kadar tekdu¨ze bir hayata ihtiyacı vardı.”
Belçikalı sembolist şair ve romancı Georges Rodenbach'ın ilk kez 1892'de yayımlanan başyapıtı, okuyucuyu hipnotize eden atmosferiyle sessiz bir trajedinin örneğini sunar. Rodenbach'a göre şehir, ruhun coğrafyasıdır. Roza Hakmen'in eşsiz çevirisi ve Selim İleri'nin sonsözu¨yle Ölu¨ Brugge, aradan bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen değerine değer katan usta işi bir anlatı.
“Esrarengiz bir denklem kurulmaktaydı. Ölu¨ zevceye karşılık ölu¨ bir şehir olmalıydı. Koyu matemi böyle bir dekor gerektiriyordu. Hayata ancak Brugge'de katlanabilirdi. Sezgisine uyup gelmişti buraya. Başka yerlerde hayat kıpır kıpır, uğultulu olabilir, kutlamalarla ışıl ışıl aydınlanabilir, binbir ses birbirine karışabilirdi. Onun sessizliğe ve neredeyse yaşadığını hissettirmeyecek kadar tekdu¨ze bir hayata ihtiyacı vardı.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.