9786054208432
421858
https://www.tdedkitap.com/neferin-adi-yok
Neferin Adı Yok
22.22
Sultan II. Mahmud devrinde (1808-1839) Osmanli siyasî eliti tarafindan yapilan kimi tercihlerin bu devirle sinirli kalmayan bir kisim sosyo-politik etkileri olmustur. Her ne kadar bunlari, geç Osmanli ve onu takip eden Cumhuriyet devri Türkiyesinde kesintisiz bir devamlilik içinde neticeleri takip edilebilecek temel ilkeler olarak görmek dogru degilse de, sonradan tarihdisi bir gerçeklik kazandirilmis kimi kurum ve söylemleri yeniden normal tarihî olgular haline getirmek için söz konusu bu devrin “kurucu” rolünün ortaya konmasi gerekmektedir.Osmanli siyasî rejimi ve toplumu açisindan, Yeniçeri Ocagi'nin kaldirilmasi ve yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye adi altinda yeni bir düzenli ordunun kurulmasiyla baslayan süreç gerçek bir dönüm noktasidir. Saltanatinin ortalarindan itibaren önce Anadolu ve Rumeli'deki mahallî âyân ve hanedanlari bertaraf etme politikasi güden Sultan II. Mahmud ve onunla ittifak eden devlet ricali, Mora ile Eflak ve Bogdan'da 1821'de baslayip kisa zamanda Avrupa siyasetinin bir meselesi haline gelen Rum ayaklanmasi ve bu ayaklanmanin bastirilmasinda mühim bir rol oynayan Misir Valisi Mehmed Ali Pa?a'nin talepleri karsisinda kritik bir karar asamasina gelmislerdir.Mevcut krizden ya Avrupali büyük güçler ve Osmanli siyasetinin yerli aktörleriyle yeni bir pazarlik ve uzlasmaya giderek çikilacak ya da disarda ve içerde savasi göze almak pahasina yaratilacak bir “acil hal” ikliminde kurulacak olaganüstü idareyle Istanbul ve eyaletler üzerindeki hakimiyeti yeniden tesis edecek bir restorasyon hareketine kalkisilacaktir. Ilkinin karsiligi, XVIII. yüzyilin son çeyreginde ABD ve Fransa'da ilân edilen cumhuriyetlerde oldugu gibi siyaseti demokratiklestirmek ve bir cumhuriyet olmasa bile konfederatif bir yapiya ya da en azindan mesrutî bir monarsye dogru gidecek kapiyi açmaktir. Ikinci alternatif ise, ki II. Mahmud ve müsavirlerinin tercih ettigi budur, kadim siyasî ve askerî teskilata müdahalede bulunmak ve batan gemiyi kurtarmaya çagrilan din bürokrasisinin ideolojik destegiyle rejimi daha otoriter ve merkeziyetçi hale getirmektir. Basta Ocak ve Bektasi tarikati olmak üzere, âyânlardan sonra arda kalan siyasî, iktisadî ve fikrî muhalefet odaklarinin ortadan kaldirilmasi bu ikinci alternatifin içerdigi tasfiye paketidir.
Sultan II. Mahmud devrinde (1808-1839) Osmanli siyasî eliti tarafindan yapilan kimi tercihlerin bu devirle sinirli kalmayan bir kisim sosyo-politik etkileri olmustur. Her ne kadar bunlari, geç Osmanli ve onu takip eden Cumhuriyet devri Türkiyesinde kesintisiz bir devamlilik içinde neticeleri takip edilebilecek temel ilkeler olarak görmek dogru degilse de, sonradan tarihdisi bir gerçeklik kazandirilmis kimi kurum ve söylemleri yeniden normal tarihî olgular haline getirmek için söz konusu bu devrin “kurucu” rolünün ortaya konmasi gerekmektedir.Osmanli siyasî rejimi ve toplumu açisindan, Yeniçeri Ocagi'nin kaldirilmasi ve yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye adi altinda yeni bir düzenli ordunun kurulmasiyla baslayan süreç gerçek bir dönüm noktasidir. Saltanatinin ortalarindan itibaren önce Anadolu ve Rumeli'deki mahallî âyân ve hanedanlari bertaraf etme politikasi güden Sultan II. Mahmud ve onunla ittifak eden devlet ricali, Mora ile Eflak ve Bogdan'da 1821'de baslayip kisa zamanda Avrupa siyasetinin bir meselesi haline gelen Rum ayaklanmasi ve bu ayaklanmanin bastirilmasinda mühim bir rol oynayan Misir Valisi Mehmed Ali Pa?a'nin talepleri karsisinda kritik bir karar asamasina gelmislerdir.Mevcut krizden ya Avrupali büyük güçler ve Osmanli siyasetinin yerli aktörleriyle yeni bir pazarlik ve uzlasmaya giderek çikilacak ya da disarda ve içerde savasi göze almak pahasina yaratilacak bir “acil hal” ikliminde kurulacak olaganüstü idareyle Istanbul ve eyaletler üzerindeki hakimiyeti yeniden tesis edecek bir restorasyon hareketine kalkisilacaktir. Ilkinin karsiligi, XVIII. yüzyilin son çeyreginde ABD ve Fransa'da ilân edilen cumhuriyetlerde oldugu gibi siyaseti demokratiklestirmek ve bir cumhuriyet olmasa bile konfederatif bir yapiya ya da en azindan mesrutî bir monarsye dogru gidecek kapiyi açmaktir. Ikinci alternatif ise, ki II. Mahmud ve müsavirlerinin tercih ettigi budur, kadim siyasî ve askerî teskilata müdahalede bulunmak ve batan gemiyi kurtarmaya çagrilan din bürokrasisinin ideolojik destegiyle rejimi daha otoriter ve merkeziyetçi hale getirmektir. Basta Ocak ve Bektasi tarikati olmak üzere, âyânlardan sonra arda kalan siyasî, iktisadî ve fikrî muhalefet odaklarinin ortadan kaldirilmasi bu ikinci alternatifin içerdigi tasfiye paketidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.