9789751043481
463189
https://www.tdedkitap.com/muaz
Muaz
140.00
İnsanın tüm yaşamını ufacık bir sırt çantasına sığdırmaya çalışıp köklerini, evini ardında
bırakarak onu neyin beklediğinden bihaber olduğu bir yolculuğa çıkması kolay şey değildir.
Muaz için de hiç kolay olmamıştı. Henüz on dört yaşındaydı, çocukların her şeyi daha kolay
unuttuğu söylense de onun için öyle gelişmemişti olaylar. Evlerinin yakınında patlayan
bombanın bıraktığı yıkıntılarla, gezmeyi çok sevdikleri Halep'teki o alışveriş merkezinden
kalan beton yığınlarıyla, yine o bombaların etkisiyle kana bulanmış insanlarla göz göze gelmiş;
anne ve babasının gözlerindeki o endişeyi ise en yakından görmüş, her şeyi hafızasının bir
köşesine kaydetmişti ister istemez. İçsavaş yıllardır sürüyordu ve her şey daha da tehlikeli bir
hâl almıştı. Artık yaşamak için tek çareleri vardı: Bir şekilde sınırdan geçip Türkiye'ye gitmek.
Peki orada her şey yoluna girecek miydi yoksa çok daha karmaşık günler mi bekliyordu onları?
Burcu Kapu, aslında hepimizin ucundan kıyısından tanık olduğu yaşamları tam da
merkezinden, on dört yaşındaki Muaz'ın gözünden anlatıyor. Tükenen ihtimallerin, iliklere
kadar hissedilen korkuların, geride bırakılan tüm yaşanmışlıkların, vazgeçilmek zorunda
kalınan hayallerin, dışlanmanın, hor görülmenin enkazında kalmış küçük bir çocuğun,
yaralarına merhem arayışının etkileyici hikâyesine en yakından konuk olacaksınız.
Muaz: Tüm ümitlerin tükendiği yerde gayret, iyi niyet ve emekle kendine ufacık bir çatlak
bulup yeşerecek o tohumların habercisi…
bırakarak onu neyin beklediğinden bihaber olduğu bir yolculuğa çıkması kolay şey değildir.
Muaz için de hiç kolay olmamıştı. Henüz on dört yaşındaydı, çocukların her şeyi daha kolay
unuttuğu söylense de onun için öyle gelişmemişti olaylar. Evlerinin yakınında patlayan
bombanın bıraktığı yıkıntılarla, gezmeyi çok sevdikleri Halep'teki o alışveriş merkezinden
kalan beton yığınlarıyla, yine o bombaların etkisiyle kana bulanmış insanlarla göz göze gelmiş;
anne ve babasının gözlerindeki o endişeyi ise en yakından görmüş, her şeyi hafızasının bir
köşesine kaydetmişti ister istemez. İçsavaş yıllardır sürüyordu ve her şey daha da tehlikeli bir
hâl almıştı. Artık yaşamak için tek çareleri vardı: Bir şekilde sınırdan geçip Türkiye'ye gitmek.
Peki orada her şey yoluna girecek miydi yoksa çok daha karmaşık günler mi bekliyordu onları?
Burcu Kapu, aslında hepimizin ucundan kıyısından tanık olduğu yaşamları tam da
merkezinden, on dört yaşındaki Muaz'ın gözünden anlatıyor. Tükenen ihtimallerin, iliklere
kadar hissedilen korkuların, geride bırakılan tüm yaşanmışlıkların, vazgeçilmek zorunda
kalınan hayallerin, dışlanmanın, hor görülmenin enkazında kalmış küçük bir çocuğun,
yaralarına merhem arayışının etkileyici hikâyesine en yakından konuk olacaksınız.
Muaz: Tüm ümitlerin tükendiği yerde gayret, iyi niyet ve emekle kendine ufacık bir çatlak
bulup yeşerecek o tohumların habercisi…
İnsanın tüm yaşamını ufacık bir sırt çantasına sığdırmaya çalışıp köklerini, evini ardında
bırakarak onu neyin beklediğinden bihaber olduğu bir yolculuğa çıkması kolay şey değildir.
Muaz için de hiç kolay olmamıştı. Henüz on dört yaşındaydı, çocukların her şeyi daha kolay
unuttuğu söylense de onun için öyle gelişmemişti olaylar. Evlerinin yakınında patlayan
bombanın bıraktığı yıkıntılarla, gezmeyi çok sevdikleri Halep'teki o alışveriş merkezinden
kalan beton yığınlarıyla, yine o bombaların etkisiyle kana bulanmış insanlarla göz göze gelmiş;
anne ve babasının gözlerindeki o endişeyi ise en yakından görmüş, her şeyi hafızasının bir
köşesine kaydetmişti ister istemez. İçsavaş yıllardır sürüyordu ve her şey daha da tehlikeli bir
hâl almıştı. Artık yaşamak için tek çareleri vardı: Bir şekilde sınırdan geçip Türkiye'ye gitmek.
Peki orada her şey yoluna girecek miydi yoksa çok daha karmaşık günler mi bekliyordu onları?
Burcu Kapu, aslında hepimizin ucundan kıyısından tanık olduğu yaşamları tam da
merkezinden, on dört yaşındaki Muaz'ın gözünden anlatıyor. Tükenen ihtimallerin, iliklere
kadar hissedilen korkuların, geride bırakılan tüm yaşanmışlıkların, vazgeçilmek zorunda
kalınan hayallerin, dışlanmanın, hor görülmenin enkazında kalmış küçük bir çocuğun,
yaralarına merhem arayışının etkileyici hikâyesine en yakından konuk olacaksınız.
Muaz: Tüm ümitlerin tükendiği yerde gayret, iyi niyet ve emekle kendine ufacık bir çatlak
bulup yeşerecek o tohumların habercisi…
bırakarak onu neyin beklediğinden bihaber olduğu bir yolculuğa çıkması kolay şey değildir.
Muaz için de hiç kolay olmamıştı. Henüz on dört yaşındaydı, çocukların her şeyi daha kolay
unuttuğu söylense de onun için öyle gelişmemişti olaylar. Evlerinin yakınında patlayan
bombanın bıraktığı yıkıntılarla, gezmeyi çok sevdikleri Halep'teki o alışveriş merkezinden
kalan beton yığınlarıyla, yine o bombaların etkisiyle kana bulanmış insanlarla göz göze gelmiş;
anne ve babasının gözlerindeki o endişeyi ise en yakından görmüş, her şeyi hafızasının bir
köşesine kaydetmişti ister istemez. İçsavaş yıllardır sürüyordu ve her şey daha da tehlikeli bir
hâl almıştı. Artık yaşamak için tek çareleri vardı: Bir şekilde sınırdan geçip Türkiye'ye gitmek.
Peki orada her şey yoluna girecek miydi yoksa çok daha karmaşık günler mi bekliyordu onları?
Burcu Kapu, aslında hepimizin ucundan kıyısından tanık olduğu yaşamları tam da
merkezinden, on dört yaşındaki Muaz'ın gözünden anlatıyor. Tükenen ihtimallerin, iliklere
kadar hissedilen korkuların, geride bırakılan tüm yaşanmışlıkların, vazgeçilmek zorunda
kalınan hayallerin, dışlanmanın, hor görülmenin enkazında kalmış küçük bir çocuğun,
yaralarına merhem arayışının etkileyici hikâyesine en yakından konuk olacaksınız.
Muaz: Tüm ümitlerin tükendiği yerde gayret, iyi niyet ve emekle kendine ufacık bir çatlak
bulup yeşerecek o tohumların habercisi…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.