9786053201144
409541
https://www.tdedkitap.com/modern-hayat-ve-yaslilik
Modern Hayat ve Yaşlılık
156.00
20. yüzyil boyunca tip ve teknoloji alaninda meydana gelen gelismelerle birlikte insan ömrü giderek uzamis ve yaslilik, sinirli sayida insanin deneyimleye bildigi bir ayricalik olma özelligini büyük oranda kaybetmistir. Ayni sekilde, sanayilesme sonrasi süreçle baslayan göç, kentlesme, çekirdek ailenin yayginlasmasi ve kadinin istihdam piyasasinda daha yogun yer almasi gibi nedenler dogum oranlarinin da giderek düsmesini beraberinde getirmistir. Yasam süresinin uzamasi ve dogum oranlarinin azalmasiyla birlikte genel nüfus içinde yasli nüfusun orani hizla yükselmistir ve yaslilara yönelik saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetlerin önemi giderek artmaya baslamistir.
Bununla beraber toplumsal yapida, yasam pratiklerinde ve toplumun yaslilik algisinda meydan gelen dönüsüm ve aile gibi geleneksel refah saglayici kurumlarin islevini yitirmesi, yaslilara yönelik bakim ve sosyal hizmetlerin kurumsal olarak sunulmasini zorunlu hâle getirmistir. Bu baglamda modern hayatla birlikte yasliligin anlaminin giderek degistigini söylemek mümkündür. Bireylerin yaslanmasindan çok toplumlarin yaslanmasi ekseninde degerlendirilen yaslilik, bir sorun olarak algilanmaya baslamistir. Bu yönüyle toplum açisindan bir yük olarak algilanan yaslilara yönelik saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetlerin farkli perspektiflerle ele alinmasi yaslilik ve modern hayat arasindaki iliskinin de daha net görülmesine katkida bulunabilir.
Bu noktadan hareketle kitap, degisen toplum yapisi baglaminda yasliligin modernlesme süreciyle birlikte geçirmis oldugu dönüsümü, sosyolojik bir perspektifle saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetler ekseninde ele almaktadir. Bu bakimdan kitabin farkli disiplinlerden yaslilik konusuna ilgi duyan akademisyenlere ve alanda çalisanlara katkida bulunmasi umulmaktadir.
Bununla beraber toplumsal yapida, yasam pratiklerinde ve toplumun yaslilik algisinda meydan gelen dönüsüm ve aile gibi geleneksel refah saglayici kurumlarin islevini yitirmesi, yaslilara yönelik bakim ve sosyal hizmetlerin kurumsal olarak sunulmasini zorunlu hâle getirmistir. Bu baglamda modern hayatla birlikte yasliligin anlaminin giderek degistigini söylemek mümkündür. Bireylerin yaslanmasindan çok toplumlarin yaslanmasi ekseninde degerlendirilen yaslilik, bir sorun olarak algilanmaya baslamistir. Bu yönüyle toplum açisindan bir yük olarak algilanan yaslilara yönelik saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetlerin farkli perspektiflerle ele alinmasi yaslilik ve modern hayat arasindaki iliskinin de daha net görülmesine katkida bulunabilir.
Bu noktadan hareketle kitap, degisen toplum yapisi baglaminda yasliligin modernlesme süreciyle birlikte geçirmis oldugu dönüsümü, sosyolojik bir perspektifle saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetler ekseninde ele almaktadir. Bu bakimdan kitabin farkli disiplinlerden yaslilik konusuna ilgi duyan akademisyenlere ve alanda çalisanlara katkida bulunmasi umulmaktadir.
20. yüzyil boyunca tip ve teknoloji alaninda meydana gelen gelismelerle birlikte insan ömrü giderek uzamis ve yaslilik, sinirli sayida insanin deneyimleye bildigi bir ayricalik olma özelligini büyük oranda kaybetmistir. Ayni sekilde, sanayilesme sonrasi süreçle baslayan göç, kentlesme, çekirdek ailenin yayginlasmasi ve kadinin istihdam piyasasinda daha yogun yer almasi gibi nedenler dogum oranlarinin da giderek düsmesini beraberinde getirmistir. Yasam süresinin uzamasi ve dogum oranlarinin azalmasiyla birlikte genel nüfus içinde yasli nüfusun orani hizla yükselmistir ve yaslilara yönelik saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetlerin önemi giderek artmaya baslamistir.
Bununla beraber toplumsal yapida, yasam pratiklerinde ve toplumun yaslilik algisinda meydan gelen dönüsüm ve aile gibi geleneksel refah saglayici kurumlarin islevini yitirmesi, yaslilara yönelik bakim ve sosyal hizmetlerin kurumsal olarak sunulmasini zorunlu hâle getirmistir. Bu baglamda modern hayatla birlikte yasliligin anlaminin giderek degistigini söylemek mümkündür. Bireylerin yaslanmasindan çok toplumlarin yaslanmasi ekseninde degerlendirilen yaslilik, bir sorun olarak algilanmaya baslamistir. Bu yönüyle toplum açisindan bir yük olarak algilanan yaslilara yönelik saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetlerin farkli perspektiflerle ele alinmasi yaslilik ve modern hayat arasindaki iliskinin de daha net görülmesine katkida bulunabilir.
Bu noktadan hareketle kitap, degisen toplum yapisi baglaminda yasliligin modernlesme süreciyle birlikte geçirmis oldugu dönüsümü, sosyolojik bir perspektifle saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetler ekseninde ele almaktadir. Bu bakimdan kitabin farkli disiplinlerden yaslilik konusuna ilgi duyan akademisyenlere ve alanda çalisanlara katkida bulunmasi umulmaktadir.
Bununla beraber toplumsal yapida, yasam pratiklerinde ve toplumun yaslilik algisinda meydan gelen dönüsüm ve aile gibi geleneksel refah saglayici kurumlarin islevini yitirmesi, yaslilara yönelik bakim ve sosyal hizmetlerin kurumsal olarak sunulmasini zorunlu hâle getirmistir. Bu baglamda modern hayatla birlikte yasliligin anlaminin giderek degistigini söylemek mümkündür. Bireylerin yaslanmasindan çok toplumlarin yaslanmasi ekseninde degerlendirilen yaslilik, bir sorun olarak algilanmaya baslamistir. Bu yönüyle toplum açisindan bir yük olarak algilanan yaslilara yönelik saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetlerin farkli perspektiflerle ele alinmasi yaslilik ve modern hayat arasindaki iliskinin de daha net görülmesine katkida bulunabilir.
Bu noktadan hareketle kitap, degisen toplum yapisi baglaminda yasliligin modernlesme süreciyle birlikte geçirmis oldugu dönüsümü, sosyolojik bir perspektifle saglik hizmetleri, bakim hizmetleri ve sosyal hizmetler ekseninde ele almaktadir. Bu bakimdan kitabin farkli disiplinlerden yaslilik konusuna ilgi duyan akademisyenlere ve alanda çalisanlara katkida bulunmasi umulmaktadir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.