9786055397647
437692
https://www.tdedkitap.com/mapusane-osmanli-hapishanelerinin-kurulus-seruveni-1839-1908
Mapusane Osmanlı Hapishanelerinin Kuruluş Serüveni (1839-1908)
320.00
Günümüz insani için hapis cezasi ve bu cezanin infaz edildigi hapishane, sanki çok eski çaglardan beri hep varolagelmis “tarihsiz” bir kurumdur. Oysa sadece ikibuçuk asir geriye gidildiginde, dünyanin hiçbir yerinde bugünkü manada bir hapishaneye rastlanmaz.Tarih boyunca esirler, zanlilar, suçlular ve siyasî mahbuslarin kapatildigi her mekâni, günümüzdeki manasinda “hapishane” olarak adlandirmak, “hapishane” ve “mahbes” arasindaki farki göz ardi etmek demektir. Mahbes ve hapishane, farkli dünya tasavvurlari ve toplum düzenlerinin farkli tezahürleridir. Kadîm dünyada zanli, mahkûm ya da esirin kapatildigi saray, kale, hisar, kule, tersane ya da çesitli devlet görevlilerinin konutlari birer mahbesti. Fakat bunlarin hiçbiri sadece suçlulari ve tutuklulari cezalandirmak ve dönüstürmek için tesis edilmis müstakil birer hapishane degildi. Tanzimat ile baslayan idarî yeniden yapilanma ve bürokratik merkeziyetçilik politikalarinin bir ürünü de hapishaneydi. Ülke içindeki cezalandirma pratiklerini tektiplestirmek ve standartlastirmak isteyen Osmanli idarecileri için hapishane, hem daha insani bir ceza araci hem de Avrupa kaynakli dis baskilara karsi kullanilabilecek önemli bir “medeniyet sembolü” idi. Osmanli Devleti'nin “yeni imaji”na uymadigi düsünülen kadîm zindanlar ve mahbesler bir bir kapatilirken, bunlarin yerini eldeki kit kaynaklarla yapilmaya çalisilan irili ufakli hapishaneler almaktaydi. Bürokrasinin “hapishane reformu” olarak adlandirdigi bu süreç, çok geçmeden bir “hapishane proble- mi”ni beraberinde getirdi. Pek çok mahbus daha muhakemeleri yapilamadan salgin hastaliklara kurban olurken, siyasî suçlularin da hapishane müdavimleri arasina girmesi ile Avrupali büyük devletlerin diplomatik baskilari artti. Anglo-Amerikan Püritanizminin bir icadi olarak dogan modern hapishane kurumu, dünyanin hemen her yerinde oldugu gibi Osmanli cografyasinda da, yarim yüzyil içinde büyük bir hayal kirikligina dönüstü.
Günümüz insani için hapis cezasi ve bu cezanin infaz edildigi hapishane, sanki çok eski çaglardan beri hep varolagelmis “tarihsiz” bir kurumdur. Oysa sadece ikibuçuk asir geriye gidildiginde, dünyanin hiçbir yerinde bugünkü manada bir hapishaneye rastlanmaz.Tarih boyunca esirler, zanlilar, suçlular ve siyasî mahbuslarin kapatildigi her mekâni, günümüzdeki manasinda “hapishane” olarak adlandirmak, “hapishane” ve “mahbes” arasindaki farki göz ardi etmek demektir. Mahbes ve hapishane, farkli dünya tasavvurlari ve toplum düzenlerinin farkli tezahürleridir. Kadîm dünyada zanli, mahkûm ya da esirin kapatildigi saray, kale, hisar, kule, tersane ya da çesitli devlet görevlilerinin konutlari birer mahbesti. Fakat bunlarin hiçbiri sadece suçlulari ve tutuklulari cezalandirmak ve dönüstürmek için tesis edilmis müstakil birer hapishane degildi. Tanzimat ile baslayan idarî yeniden yapilanma ve bürokratik merkeziyetçilik politikalarinin bir ürünü de hapishaneydi. Ülke içindeki cezalandirma pratiklerini tektiplestirmek ve standartlastirmak isteyen Osmanli idarecileri için hapishane, hem daha insani bir ceza araci hem de Avrupa kaynakli dis baskilara karsi kullanilabilecek önemli bir “medeniyet sembolü” idi. Osmanli Devleti'nin “yeni imaji”na uymadigi düsünülen kadîm zindanlar ve mahbesler bir bir kapatilirken, bunlarin yerini eldeki kit kaynaklarla yapilmaya çalisilan irili ufakli hapishaneler almaktaydi. Bürokrasinin “hapishane reformu” olarak adlandirdigi bu süreç, çok geçmeden bir “hapishane proble- mi”ni beraberinde getirdi. Pek çok mahbus daha muhakemeleri yapilamadan salgin hastaliklara kurban olurken, siyasî suçlularin da hapishane müdavimleri arasina girmesi ile Avrupali büyük devletlerin diplomatik baskilari artti. Anglo-Amerikan Püritanizminin bir icadi olarak dogan modern hapishane kurumu, dünyanin hemen her yerinde oldugu gibi Osmanli cografyasinda da, yarim yüzyil içinde büyük bir hayal kirikligina dönüstü.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.