9786257432535
550206
https://www.tdedkitap.com/itaat-ile-isyan-arasinda-dort-alim
İtaat ile İsyan Arasında Dört Alim
112.00
Âlimlerin iktidarla ilişkileri nasıldı, sorusuna cevap bulmak amacıyla kaleme aldığımız bu çalışmada dönemin etkili olan dört âlimini inceledik.
Bu dört âlim de yaşadıkları dönemden itibaren İslâm ilim geleneğinde önemli bir yere sahipler… Bunları yöneticilerle ilişkileri çerçevesinde ele
alırsak, yöneticiye isyan edenden, yöneticilerle işbirliği yapana farklı pozisyonlarda durmuşlardır. Bunlardan daha önce emrinde çalıştığı Haccâc'a isyan eden ve bu sebeple idam edilen Saîd b. Cübeyr, ele aldığımız âlimler içinde çatışmayı tercih etmiş ya da buralara sürüklenmiş görünüyor. Yöneticilerle mesafeli olmaya önem gösteren, zaman zaman söylemleriyle onları rahatsız eden, ancak kendisi için belirlediği ilkesel muhalif tutumu daha ileriye götürmeyen bir âlim olarak Saîd b. Müseyyeb, incelediğimiz ikinci âlim oldu. Ele aldığımız üçüncü âlim olan Hasan-ı Basrî, yaşadığı dönemdeki siyasi çalkantıya direnen, zaman zaman yöneticileri eleştirse de muhalif bir pozisyon ortaya koymaktan kaçınan bir kişilikti. Dördüncü âlim olan Zührî, yöneticilerin yanında elde ettiği itibar ve onlarla yaptığı işbirliğiyle tanınır. Ancak onun da durduğu bir nokta olduğunu gösteren rivayetler var. Bu dört âlimin iktidarla ilişkilerini incelemek, bizim için öğretici oldu. Dönemi, insanların beklentisi, kendileri için belirledikleri konum ve kurdukları ilişki üzerinden okumamız, çoğu zaman tarihî olayların yorumlanmasında ihmal ettiğimizi gördüğümüz insan psikolojisi, kişisel tercihler ve korkular gibi etkenleri görmemizi sağladı.
Bu dört âlim de yaşadıkları dönemden itibaren İslâm ilim geleneğinde önemli bir yere sahipler… Bunları yöneticilerle ilişkileri çerçevesinde ele
alırsak, yöneticiye isyan edenden, yöneticilerle işbirliği yapana farklı pozisyonlarda durmuşlardır. Bunlardan daha önce emrinde çalıştığı Haccâc'a isyan eden ve bu sebeple idam edilen Saîd b. Cübeyr, ele aldığımız âlimler içinde çatışmayı tercih etmiş ya da buralara sürüklenmiş görünüyor. Yöneticilerle mesafeli olmaya önem gösteren, zaman zaman söylemleriyle onları rahatsız eden, ancak kendisi için belirlediği ilkesel muhalif tutumu daha ileriye götürmeyen bir âlim olarak Saîd b. Müseyyeb, incelediğimiz ikinci âlim oldu. Ele aldığımız üçüncü âlim olan Hasan-ı Basrî, yaşadığı dönemdeki siyasi çalkantıya direnen, zaman zaman yöneticileri eleştirse de muhalif bir pozisyon ortaya koymaktan kaçınan bir kişilikti. Dördüncü âlim olan Zührî, yöneticilerin yanında elde ettiği itibar ve onlarla yaptığı işbirliğiyle tanınır. Ancak onun da durduğu bir nokta olduğunu gösteren rivayetler var. Bu dört âlimin iktidarla ilişkilerini incelemek, bizim için öğretici oldu. Dönemi, insanların beklentisi, kendileri için belirledikleri konum ve kurdukları ilişki üzerinden okumamız, çoğu zaman tarihî olayların yorumlanmasında ihmal ettiğimizi gördüğümüz insan psikolojisi, kişisel tercihler ve korkular gibi etkenleri görmemizi sağladı.
Âlimlerin iktidarla ilişkileri nasıldı, sorusuna cevap bulmak amacıyla kaleme aldığımız bu çalışmada dönemin etkili olan dört âlimini inceledik.
Bu dört âlim de yaşadıkları dönemden itibaren İslâm ilim geleneğinde önemli bir yere sahipler… Bunları yöneticilerle ilişkileri çerçevesinde ele
alırsak, yöneticiye isyan edenden, yöneticilerle işbirliği yapana farklı pozisyonlarda durmuşlardır. Bunlardan daha önce emrinde çalıştığı Haccâc'a isyan eden ve bu sebeple idam edilen Saîd b. Cübeyr, ele aldığımız âlimler içinde çatışmayı tercih etmiş ya da buralara sürüklenmiş görünüyor. Yöneticilerle mesafeli olmaya önem gösteren, zaman zaman söylemleriyle onları rahatsız eden, ancak kendisi için belirlediği ilkesel muhalif tutumu daha ileriye götürmeyen bir âlim olarak Saîd b. Müseyyeb, incelediğimiz ikinci âlim oldu. Ele aldığımız üçüncü âlim olan Hasan-ı Basrî, yaşadığı dönemdeki siyasi çalkantıya direnen, zaman zaman yöneticileri eleştirse de muhalif bir pozisyon ortaya koymaktan kaçınan bir kişilikti. Dördüncü âlim olan Zührî, yöneticilerin yanında elde ettiği itibar ve onlarla yaptığı işbirliğiyle tanınır. Ancak onun da durduğu bir nokta olduğunu gösteren rivayetler var. Bu dört âlimin iktidarla ilişkilerini incelemek, bizim için öğretici oldu. Dönemi, insanların beklentisi, kendileri için belirledikleri konum ve kurdukları ilişki üzerinden okumamız, çoğu zaman tarihî olayların yorumlanmasında ihmal ettiğimizi gördüğümüz insan psikolojisi, kişisel tercihler ve korkular gibi etkenleri görmemizi sağladı.
Bu dört âlim de yaşadıkları dönemden itibaren İslâm ilim geleneğinde önemli bir yere sahipler… Bunları yöneticilerle ilişkileri çerçevesinde ele
alırsak, yöneticiye isyan edenden, yöneticilerle işbirliği yapana farklı pozisyonlarda durmuşlardır. Bunlardan daha önce emrinde çalıştığı Haccâc'a isyan eden ve bu sebeple idam edilen Saîd b. Cübeyr, ele aldığımız âlimler içinde çatışmayı tercih etmiş ya da buralara sürüklenmiş görünüyor. Yöneticilerle mesafeli olmaya önem gösteren, zaman zaman söylemleriyle onları rahatsız eden, ancak kendisi için belirlediği ilkesel muhalif tutumu daha ileriye götürmeyen bir âlim olarak Saîd b. Müseyyeb, incelediğimiz ikinci âlim oldu. Ele aldığımız üçüncü âlim olan Hasan-ı Basrî, yaşadığı dönemdeki siyasi çalkantıya direnen, zaman zaman yöneticileri eleştirse de muhalif bir pozisyon ortaya koymaktan kaçınan bir kişilikti. Dördüncü âlim olan Zührî, yöneticilerin yanında elde ettiği itibar ve onlarla yaptığı işbirliğiyle tanınır. Ancak onun da durduğu bir nokta olduğunu gösteren rivayetler var. Bu dört âlimin iktidarla ilişkilerini incelemek, bizim için öğretici oldu. Dönemi, insanların beklentisi, kendileri için belirledikleri konum ve kurdukları ilişki üzerinden okumamız, çoğu zaman tarihî olayların yorumlanmasında ihmal ettiğimizi gördüğümüz insan psikolojisi, kişisel tercihler ve korkular gibi etkenleri görmemizi sağladı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.