9786353142000
452092
https://www.tdedkitap.com/islami-hareket-ve-yontem
İslami Hareket ve Yöntem
96.00
Yöntem arastirmalarindan söz etmek, özgürlesmeyi bir kayitsizlik, sorumsuzluk ya da ilkesizlik; yani mücerred bir serbestlesme anlaminda kavrayanlar açisindan, insan özgürlügünü sinirlandirmak anlaminda olumsuz bir girisim olarak görülebilir. Ancak insan özgürlügünün ve dolayisiyla toplumsal yönelislerin tüm kayit ve sinirlamalardan azade oldugunu söylemek, gerçeklige uygun bir yaklasim degildir. Zira insan özgürlügü kosullar kadar yeteneklerle de alâkali, sorumlu bir özgürlüktür. Insan davranislarinin deterministçe bir yaklasimla tümbelirlenmisligini savunmak kadar, bu davranislarin her türlü kosuldan azade oldugunu savunmak da, bu anlamda dogru bir yaklasim olmaz. Seçme özgürlügü ancak mevcutlar içinde veya yine mevcutlara dayanan bir özgürlüktür; öte yandan özgürlük, ancak sorumlulugun bulunusuyla bir anlam kazanabilir. Sözgelimi çocuk için özgürlükten söz edemeyiz. Çünkü onun sorumlulugu söz konusu degildir. Sorumluluk ancak aklen resit olmakla, yani seçme yetisine sahip olmakla mümkündür. Bu anlamda bir agacin veya bir kusun özgürlügünden söz etmek de ancak simgesel bir deyistir. Zira özgürlük bilinçli olmayi gerektirir. Muhammed (a.s.)'in gerçeklestirdigi toplumsal ve tarihsel dönüsüm, tam da bu dönüsümün temel üslup ve yöntemini çikarsamamizi saglayacak olan sosyopolitik niteligini yitirerek bu dünyayi atlayan, sadece öte dünyaya yönelen, salt öte dünyaci bir kurtulus sistemine dönüstürülmektedir. Oysa Islam, nihai anlamda tevhidi bir anlayisa sahip olmasi nedeniyle, bu dünya öte dünya gibi bir kavramsal çerçeve içerisinde anlasilabilir bir din/dünya anlayisi ortaya koymaz. Bilim (ve de hikmet), kuskusuz ki neyi bilmek kadar neyi bilmemeyi de bilmek, yani kendi sinirlarina da vukufiyet anlamina gelmektedir. Elbet yaratilisin özgünlügü ve biricikligi, davranislarimizin gelecege dönük kildigi gibi, bizi de bu yaratilisin bir parçasi kilar. Ama insan, diger varliklardan farkli olarak özgür ve sorumlu bir varlik olarak bu yaratilis sürecine aktif olarak da katilmalidir; ve ancak, bu sürece (olumlu ya da olumsuz, ama bilinçli) aktif olarak katilabildigi ölçüdedir ki o, bir insan olma vasfini da hak eder ve kazanir.
Yöntem arastirmalarindan söz etmek, özgürlesmeyi bir kayitsizlik, sorumsuzluk ya da ilkesizlik; yani mücerred bir serbestlesme anlaminda kavrayanlar açisindan, insan özgürlügünü sinirlandirmak anlaminda olumsuz bir girisim olarak görülebilir. Ancak insan özgürlügünün ve dolayisiyla toplumsal yönelislerin tüm kayit ve sinirlamalardan azade oldugunu söylemek, gerçeklige uygun bir yaklasim degildir. Zira insan özgürlügü kosullar kadar yeteneklerle de alâkali, sorumlu bir özgürlüktür. Insan davranislarinin deterministçe bir yaklasimla tümbelirlenmisligini savunmak kadar, bu davranislarin her türlü kosuldan azade oldugunu savunmak da, bu anlamda dogru bir yaklasim olmaz. Seçme özgürlügü ancak mevcutlar içinde veya yine mevcutlara dayanan bir özgürlüktür; öte yandan özgürlük, ancak sorumlulugun bulunusuyla bir anlam kazanabilir. Sözgelimi çocuk için özgürlükten söz edemeyiz. Çünkü onun sorumlulugu söz konusu degildir. Sorumluluk ancak aklen resit olmakla, yani seçme yetisine sahip olmakla mümkündür. Bu anlamda bir agacin veya bir kusun özgürlügünden söz etmek de ancak simgesel bir deyistir. Zira özgürlük bilinçli olmayi gerektirir. Muhammed (a.s.)'in gerçeklestirdigi toplumsal ve tarihsel dönüsüm, tam da bu dönüsümün temel üslup ve yöntemini çikarsamamizi saglayacak olan sosyopolitik niteligini yitirerek bu dünyayi atlayan, sadece öte dünyaya yönelen, salt öte dünyaci bir kurtulus sistemine dönüstürülmektedir. Oysa Islam, nihai anlamda tevhidi bir anlayisa sahip olmasi nedeniyle, bu dünya öte dünya gibi bir kavramsal çerçeve içerisinde anlasilabilir bir din/dünya anlayisi ortaya koymaz. Bilim (ve de hikmet), kuskusuz ki neyi bilmek kadar neyi bilmemeyi de bilmek, yani kendi sinirlarina da vukufiyet anlamina gelmektedir. Elbet yaratilisin özgünlügü ve biricikligi, davranislarimizin gelecege dönük kildigi gibi, bizi de bu yaratilisin bir parçasi kilar. Ama insan, diger varliklardan farkli olarak özgür ve sorumlu bir varlik olarak bu yaratilis sürecine aktif olarak da katilmalidir; ve ancak, bu sürece (olumlu ya da olumsuz, ama bilinçli) aktif olarak katilabildigi ölçüdedir ki o, bir insan olma vasfini da hak eder ve kazanir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.