9789755482941
488292
https://www.tdedkitap.com/inanc-esaslarini-temellendirme-sorunu
İnanç Esaslarını Temellendirme Sorunu
184.00
Bir dine inanma durumunda olan her fert, muhatap oldugu temel esaslarin akla ve bilimsel verilere uygun olup olmadigina bakma ihtiyacini hisseder. Bu arada psikolojik olarak mensubu bulundugu dini kendine göre akli ve mantiki bir takim yorum ve açiklamalarla saglam bir zemine dayandirmak ister. Bu sebeple inandigimiz prensiplerin, bizleri aklen ve kalben tatmin etmesi gerekir. Aksi halde bu esaslarin hiçbir baglayiciligi ve davranislarimiza müspet bir tesiri kalmayacak, dolayisiyla tahkiki bir imana varilamayacagi için gerçek bir dindarliktan söz edilmeyecektir. Netice itibariyle de taassup ve bagnazlik batakligindan kurtulmamiz mümkün olmayacaktir.Imdi, dini sahada düsünenlerin en büyük problemi, metodoloji sorunudur. Süphesiz bu problem, ilimler binasinin net bir sekilde kurulamayisindan dogmaktadir. Dini ilimler, müspet ve akli ilimler çatisi altina degerlendirilmeyince netice bundan farkli olmayacaktir. Öte yandan dini çati altinda, dinin özü (usul) unutulmus, bu sebeple de dini ilimler arasindaki irtibat koparilmis ve birbiriyle çelisik yorumlar yer almistir. Neticede dini iskelet ortadan kalkmis ve böylece birbirinden farkli ucube din anlayislari gündeme gelmistir. Bu durumda tek çare, zor da olsa, bütün düsünce ve inançlari bir çati altinda akli-mantiki ve bilimsel veriler isiginda eritmeye ve kaynastirmaya çalismak olacaktir.Ilim-din sahalarini bütünüyle ayirarak farkli alanlarda felsefi ve dini bir takim yorumlarda bulunmak isin kolayina kaçmak demektir. Bu sebeple Islam Filozoflarinin büyüklügü, bu iki alani telif etme gibi çok zor bir ise talip olmalarinda yatiyordu. Nitekim onlarin en büyük sikintisi, dinle felsefeyi yogurmak ve telif etmekti. Kaldi ki prensip olarak herhangi bir konuda dini ve ilmi hakikat diye çifte hakikatten söz etmek anlamsizdi. Çünkü kendisine ulasmada bir takim sikintilar olsa da hakikat birdir; dolayisiyla onu ifade etme yolu da bir olacaktir.
Bir dine inanma durumunda olan her fert, muhatap oldugu temel esaslarin akla ve bilimsel verilere uygun olup olmadigina bakma ihtiyacini hisseder. Bu arada psikolojik olarak mensubu bulundugu dini kendine göre akli ve mantiki bir takim yorum ve açiklamalarla saglam bir zemine dayandirmak ister. Bu sebeple inandigimiz prensiplerin, bizleri aklen ve kalben tatmin etmesi gerekir. Aksi halde bu esaslarin hiçbir baglayiciligi ve davranislarimiza müspet bir tesiri kalmayacak, dolayisiyla tahkiki bir imana varilamayacagi için gerçek bir dindarliktan söz edilmeyecektir. Netice itibariyle de taassup ve bagnazlik batakligindan kurtulmamiz mümkün olmayacaktir.Imdi, dini sahada düsünenlerin en büyük problemi, metodoloji sorunudur. Süphesiz bu problem, ilimler binasinin net bir sekilde kurulamayisindan dogmaktadir. Dini ilimler, müspet ve akli ilimler çatisi altina degerlendirilmeyince netice bundan farkli olmayacaktir. Öte yandan dini çati altinda, dinin özü (usul) unutulmus, bu sebeple de dini ilimler arasindaki irtibat koparilmis ve birbiriyle çelisik yorumlar yer almistir. Neticede dini iskelet ortadan kalkmis ve böylece birbirinden farkli ucube din anlayislari gündeme gelmistir. Bu durumda tek çare, zor da olsa, bütün düsünce ve inançlari bir çati altinda akli-mantiki ve bilimsel veriler isiginda eritmeye ve kaynastirmaya çalismak olacaktir.Ilim-din sahalarini bütünüyle ayirarak farkli alanlarda felsefi ve dini bir takim yorumlarda bulunmak isin kolayina kaçmak demektir. Bu sebeple Islam Filozoflarinin büyüklügü, bu iki alani telif etme gibi çok zor bir ise talip olmalarinda yatiyordu. Nitekim onlarin en büyük sikintisi, dinle felsefeyi yogurmak ve telif etmekti. Kaldi ki prensip olarak herhangi bir konuda dini ve ilmi hakikat diye çifte hakikatten söz etmek anlamsizdi. Çünkü kendisine ulasmada bir takim sikintilar olsa da hakikat birdir; dolayisiyla onu ifade etme yolu da bir olacaktir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.