9786052315507
396932
https://www.tdedkitap.com/husrev-ve-sirin
Hüsrev ve Şirin
104.00
Nizami Gencevi bu eşsiz söylenceyi yüksek şairlik istidadı ve bilgeliği ile kâğıda döken Türk dünyasındaki ilk ve en büyük şairlerden biridir.
Yaşadığı çağın gereği olarak şiirlerini Farsça yazmak zorunda kalan Nizami, dönemin şahlarına sunduğu eserlerinde Türklüğünü gizleme yoluna gitmemiş aksine, açık bir şekilde beyan etmiştir.
Bu eserde okuyacağınız ve sevgili eşinin ölümünün ardından yazdığı şiirin son mısralarında, eşinin ve o eşinden olan oğlunun, (Türkzadesinin) dolayısıyla kendisinin Türklüğünü net olarak ortaya koymaktadır:
Ağyara gazaplı, bana mihriban,
Gönül yoldaşımdı o nazlı canan.
Türkler tek olmuştu bir göçe muhtaç,
Türkler tek eyledi yurdumu taraç.
O Türküm gittiyse bir gün çadırdan,
Sakla Türkzademi sen, ey yaradan!
Bu eser, Nizami Gencevi'nin bugüne kadar yapılan Hüsrev ve Şirin tercümeleri içinde, içerik ve anlatım bakımından aslına en uygun olanı olarak kabul görmüş ve Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının katkılarıyla, anlamsal ve yapısallığına dokunulmadan Türkçeye aktarılmıştır.
Yaşadığı çağın gereği olarak şiirlerini Farsça yazmak zorunda kalan Nizami, dönemin şahlarına sunduğu eserlerinde Türklüğünü gizleme yoluna gitmemiş aksine, açık bir şekilde beyan etmiştir.
Bu eserde okuyacağınız ve sevgili eşinin ölümünün ardından yazdığı şiirin son mısralarında, eşinin ve o eşinden olan oğlunun, (Türkzadesinin) dolayısıyla kendisinin Türklüğünü net olarak ortaya koymaktadır:
Ağyara gazaplı, bana mihriban,
Gönül yoldaşımdı o nazlı canan.
Türkler tek olmuştu bir göçe muhtaç,
Türkler tek eyledi yurdumu taraç.
O Türküm gittiyse bir gün çadırdan,
Sakla Türkzademi sen, ey yaradan!
Bu eser, Nizami Gencevi'nin bugüne kadar yapılan Hüsrev ve Şirin tercümeleri içinde, içerik ve anlatım bakımından aslına en uygun olanı olarak kabul görmüş ve Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının katkılarıyla, anlamsal ve yapısallığına dokunulmadan Türkçeye aktarılmıştır.
Nizami Gencevi bu eşsiz söylenceyi yüksek şairlik istidadı ve bilgeliği ile kâğıda döken Türk dünyasındaki ilk ve en büyük şairlerden biridir.
Yaşadığı çağın gereği olarak şiirlerini Farsça yazmak zorunda kalan Nizami, dönemin şahlarına sunduğu eserlerinde Türklüğünü gizleme yoluna gitmemiş aksine, açık bir şekilde beyan etmiştir.
Bu eserde okuyacağınız ve sevgili eşinin ölümünün ardından yazdığı şiirin son mısralarında, eşinin ve o eşinden olan oğlunun, (Türkzadesinin) dolayısıyla kendisinin Türklüğünü net olarak ortaya koymaktadır:
Ağyara gazaplı, bana mihriban,
Gönül yoldaşımdı o nazlı canan.
Türkler tek olmuştu bir göçe muhtaç,
Türkler tek eyledi yurdumu taraç.
O Türküm gittiyse bir gün çadırdan,
Sakla Türkzademi sen, ey yaradan!
Bu eser, Nizami Gencevi'nin bugüne kadar yapılan Hüsrev ve Şirin tercümeleri içinde, içerik ve anlatım bakımından aslına en uygun olanı olarak kabul görmüş ve Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının katkılarıyla, anlamsal ve yapısallığına dokunulmadan Türkçeye aktarılmıştır.
Yaşadığı çağın gereği olarak şiirlerini Farsça yazmak zorunda kalan Nizami, dönemin şahlarına sunduğu eserlerinde Türklüğünü gizleme yoluna gitmemiş aksine, açık bir şekilde beyan etmiştir.
Bu eserde okuyacağınız ve sevgili eşinin ölümünün ardından yazdığı şiirin son mısralarında, eşinin ve o eşinden olan oğlunun, (Türkzadesinin) dolayısıyla kendisinin Türklüğünü net olarak ortaya koymaktadır:
Ağyara gazaplı, bana mihriban,
Gönül yoldaşımdı o nazlı canan.
Türkler tek olmuştu bir göçe muhtaç,
Türkler tek eyledi yurdumu taraç.
O Türküm gittiyse bir gün çadırdan,
Sakla Türkzademi sen, ey yaradan!
Bu eser, Nizami Gencevi'nin bugüne kadar yapılan Hüsrev ve Şirin tercümeleri içinde, içerik ve anlatım bakımından aslına en uygun olanı olarak kabul görmüş ve Azerbaycan Cumhuriyeti Kültür Bakanlığının katkılarıyla, anlamsal ve yapısallığına dokunulmadan Türkçeye aktarılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.