9786057768544
513120
https://www.tdedkitap.com/hukuki-dusuncenin-uc-turu
Hukuki Düşüncenin Üç Türü
112.00
Carl Schmitt, 1934 tarihli bu eserinde Batı hukuk bilimi tarihindeki belli başlı düşünce hatlarını, geniş bir tarihsel dönem kapsamında ve özel olarak üç ayrı ülkede, Almanya, Fransa ve İngiltere'deki gelişimi içinde tasnif eder. Bu tasnif, betimleyici olmaktan ziyade eleştireldir ve temelinde siyasal ontolojiye dayalı güçlü bir felsefi konum alış yatar. Schmitt'in iddiası radikaldir; hem hukuk bilimi tarihine yönelik bir karşı çıkış getirerek klasik tasnifleri alaşağı eder hem de çoğu yorumcuya göre Schmitt'in kendi eserinde yeni bir milat oluşturur: Hukuki kararcılıktan somut düzen kuramına geçiş bu eserle gerçekleşir. Eser, özgün bir hukuk tarihi okuması yaparken aynı zamanda “Hukuk nedir? Hukukun kaynağı nedir?” gibi hukuk felsefesinin temel sorularına kurumsalcı perspektiften yeni yanıtlar getirir. Tüm kuramsal ağırlığının yanında bu klasik çalışma, bir o kadar da pratik bir işlev görmüştür: Nazi Almanyası'nın ilk yıllarında dönemin yeni hukuku için meşrulaştırıcı bir kuramsal zemin sunan ilk çalışmalardandır, bu yüzden Nazi hukukuna yönelik eleştirel okumalarda en çok başvurulan kaynaklardan biridir.
Sağ popülizmin, otoriterliğin, ırkçılığın yükseldiği, “hukuk devleti” düşüncesinin krize girdiği, kültürel olan ile siyasal olanın belki de her zamankinden daha çok birbiriyle ilişkilendiği bir çağda, Schmitt'in somut düzen kuramı bugünkü gerçekliği anlamak açısından da hâlâ oldukça berrak bir bakış sunuyor.
Sağ popülizmin, otoriterliğin, ırkçılığın yükseldiği, “hukuk devleti” düşüncesinin krize girdiği, kültürel olan ile siyasal olanın belki de her zamankinden daha çok birbiriyle ilişkilendiği bir çağda, Schmitt'in somut düzen kuramı bugünkü gerçekliği anlamak açısından da hâlâ oldukça berrak bir bakış sunuyor.
Carl Schmitt, 1934 tarihli bu eserinde Batı hukuk bilimi tarihindeki belli başlı düşünce hatlarını, geniş bir tarihsel dönem kapsamında ve özel olarak üç ayrı ülkede, Almanya, Fransa ve İngiltere'deki gelişimi içinde tasnif eder. Bu tasnif, betimleyici olmaktan ziyade eleştireldir ve temelinde siyasal ontolojiye dayalı güçlü bir felsefi konum alış yatar. Schmitt'in iddiası radikaldir; hem hukuk bilimi tarihine yönelik bir karşı çıkış getirerek klasik tasnifleri alaşağı eder hem de çoğu yorumcuya göre Schmitt'in kendi eserinde yeni bir milat oluşturur: Hukuki kararcılıktan somut düzen kuramına geçiş bu eserle gerçekleşir. Eser, özgün bir hukuk tarihi okuması yaparken aynı zamanda “Hukuk nedir? Hukukun kaynağı nedir?” gibi hukuk felsefesinin temel sorularına kurumsalcı perspektiften yeni yanıtlar getirir. Tüm kuramsal ağırlığının yanında bu klasik çalışma, bir o kadar da pratik bir işlev görmüştür: Nazi Almanyası'nın ilk yıllarında dönemin yeni hukuku için meşrulaştırıcı bir kuramsal zemin sunan ilk çalışmalardandır, bu yüzden Nazi hukukuna yönelik eleştirel okumalarda en çok başvurulan kaynaklardan biridir.
Sağ popülizmin, otoriterliğin, ırkçılığın yükseldiği, “hukuk devleti” düşüncesinin krize girdiği, kültürel olan ile siyasal olanın belki de her zamankinden daha çok birbiriyle ilişkilendiği bir çağda, Schmitt'in somut düzen kuramı bugünkü gerçekliği anlamak açısından da hâlâ oldukça berrak bir bakış sunuyor.
Sağ popülizmin, otoriterliğin, ırkçılığın yükseldiği, “hukuk devleti” düşüncesinin krize girdiği, kültürel olan ile siyasal olanın belki de her zamankinden daha çok birbiriyle ilişkilendiği bir çağda, Schmitt'in somut düzen kuramı bugünkü gerçekliği anlamak açısından da hâlâ oldukça berrak bir bakış sunuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.