9786051512747
382964
https://www.tdedkitap.com/her-duvar-bir-kapidir
Her Duvar Bir Kapıdır
48.00
İlk baskısı 1986 yılında yapılan ve bir deneme kitabı olan “Her Duvar Bir Kapıdır” ikinci baskısıyla yeniden elimizde. Kitabın ilk baskısının söz başı kısmında şöyle der Adem Kandemir: “İnsanlar kendilerine ya çok pahalı veya çok ucuz kıymetler biçerler. Herkes kendine ne kıymet biçerse pahası odur. Bunun için kendine ister hür, istersen esir olarak kıymeti biç. Bu, senin elindedir.” der filozof. Bu sözleri yerinde buluyorsak, düşünebilme ve duyarlıklı olabilme gücümüze, bu gücü kullanabilme yeteneğimize göre bulunduğumuz yerlerde kıymetimizi biçer, özgürlük sınırlarımızı da çizebiliriz. Eğer bu sözlerin taşıdığı anlama katılmıyorsak bizim kıymet ölçümüzü kim, neye göre, nasıl ve kim için biçecektir? Sözü şu noktaya getirmek istiyorum: Müslümanlar olarak içinde yaşadığımız şu toplumda bizim bir kıymetiharbiyemiz var mıdır, yok mudur? Varsa bu kıymeti kim biçmiştir? Mâhiyeti ve pahası nedir? Gerçek değerler mi, yoksa sistemce bize yüklenen değerler mi taşıyor bu kıymeti? Kuşkusuz bu sorulara verilecek cevaplar bizim düşünce ve duyarlık yeteneğimizle, bizim ne kadar kıymetşinâs ve ne kadar kıymetnâşinâs bir insan oluşumuzla doğrudan bağlantılıdır.”
Kendini, kendi yeteneklerini, kendi konumunu dolaysız olarak algılamaya çalışanlardan biri olduğunu belirten Kandemir, devamla şöyle diyor: “Ben de kimileri gibi ‘düşünce ve duyarlılığın güçlüklerin ardından gelip eyleme öncülük eden bir şey' olduğuna, bizi çevreleyen duvarların da ancak bunları elde etmekle yıkılacağına inanıyorum. Yine inanıyorum ki bakıp görebilenler, duyup düşünebilenler, düşünüp eyleme aktarabilenler ancak bir yerlere ulaşabileceklerdir.” İnsanı kurtuluşa götürecek bilginin elde edilebileceği, yaşar kılınabileceği alanların son derece sınırlı ve dar olduğunu, bunun için elinden iş gelir herkesin bu alanların genişlemesi için var olan çabayı göstermek durumunda bulunduğunu belirten Kandemir, bu kitabında “insan, toplum, hayat, düşünce, bilgi, yazar, yazma bilinci, zihniyet, özgürlük, kişilik, iletişim, zaman, şehir” gibi kavramları bu sorumluluk bilinci çerçevesinde sorgulamaya çalışıyor.
İlk baskısı 1986 yılında yapılan ve bir deneme kitabı olan “Her Duvar Bir Kapıdır” ikinci baskısıyla yeniden elimizde. Kitabın ilk baskısının söz başı kısmında şöyle der Adem Kandemir: “İnsanlar kendilerine ya çok pahalı veya çok ucuz kıymetler biçerler. Herkes kendine ne kıymet biçerse pahası odur. Bunun için kendine ister hür, istersen esir olarak kıymeti biç. Bu, senin elindedir.” der filozof. Bu sözleri yerinde buluyorsak, düşünebilme ve duyarlıklı olabilme gücümüze, bu gücü kullanabilme yeteneğimize göre bulunduğumuz yerlerde kıymetimizi biçer, özgürlük sınırlarımızı da çizebiliriz. Eğer bu sözlerin taşıdığı anlama katılmıyorsak bizim kıymet ölçümüzü kim, neye göre, nasıl ve kim için biçecektir? Sözü şu noktaya getirmek istiyorum: Müslümanlar olarak içinde yaşadığımız şu toplumda bizim bir kıymetiharbiyemiz var mıdır, yok mudur? Varsa bu kıymeti kim biçmiştir? Mâhiyeti ve pahası nedir? Gerçek değerler mi, yoksa sistemce bize yüklenen değerler mi taşıyor bu kıymeti? Kuşkusuz bu sorulara verilecek cevaplar bizim düşünce ve duyarlık yeteneğimizle, bizim ne kadar kıymetşinâs ve ne kadar kıymetnâşinâs bir insan oluşumuzla doğrudan bağlantılıdır.”
Kendini, kendi yeteneklerini, kendi konumunu dolaysız olarak algılamaya çalışanlardan biri olduğunu belirten Kandemir, devamla şöyle diyor: “Ben de kimileri gibi ‘düşünce ve duyarlılığın güçlüklerin ardından gelip eyleme öncülük eden bir şey' olduğuna, bizi çevreleyen duvarların da ancak bunları elde etmekle yıkılacağına inanıyorum. Yine inanıyorum ki bakıp görebilenler, duyup düşünebilenler, düşünüp eyleme aktarabilenler ancak bir yerlere ulaşabileceklerdir.” İnsanı kurtuluşa götürecek bilginin elde edilebileceği, yaşar kılınabileceği alanların son derece sınırlı ve dar olduğunu, bunun için elinden iş gelir herkesin bu alanların genişlemesi için var olan çabayı göstermek durumunda bulunduğunu belirten Kandemir, bu kitabında “insan, toplum, hayat, düşünce, bilgi, yazar, yazma bilinci, zihniyet, özgürlük, kişilik, iletişim, zaman, şehir” gibi kavramları bu sorumluluk bilinci çerçevesinde sorgulamaya çalışıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.