9786056332951
443935
https://www.tdedkitap.com/hazret-i-sureyya-divani-ve-varidati
Hazret-i Süreyya Divanı ve Varidatı
256.00
Eserde, Kitap'tan ve hikmetten pek çok meselenin perdesi, her çagin insanina hitap edebilecek tazelikte kadîm sözlerle aralanmistir. Alisilagelmis tasavvuf literatüründen farkli bir tarzda, Hakîkat-i Muhammediyye'nin de üstünde bir hakikate ve sirra sahibiyet ile söylenmis zâtî sözler ihtiva eden kitapta, bugüne kadar rastlamadigimiz yepyeni terimler ve ifadeler kullanilmistir. Örnegin, Pençe-i Âl-i Abâ'nin Allah oldugu; bu sözlerin sahibinin Kur'ân'a tâbi olmayip, vahyeden makamindan konustugu; sözlerinin kelâm-i nefsî yani Allah'in kelâmi oldugu; "Vücûdem çünki mevcûdem" ifadesinde oldugu gibi, vahdet-i vücûd hakkindaki marjinal sözleri bunlardan sadece birkaçidir. Hazret-i Süreyyâ her ne kadar bir Kâdirî seyhi olsa da, inanan ve inanmayan herkesin kendi gönlünde bir yeri oldugunu, herkesin hâmîsî ve seyhi oldugunu, insan kalbinin mâneviyatta ne kadar kiymetli oldugunu beyân ederek, Hazret-i Pîr Abdülkadir Geylânî'den bugüne dek, Kâdirîlik'te benzeri görülmemis bir zât ile bizleri karsi karsiya birakmaktadir. Bu zâtin nutuklari ise, dinin, velînin, âsigin veya mâsugun sözleri olmayip, dinin geldigi Akl-i Küll'ün, Velâyet Nûru'nun ve Ask'in sözleri olarak arz-i endâm etmektedir.
Eserde, Kitap'tan ve hikmetten pek çok meselenin perdesi, her çagin insanina hitap edebilecek tazelikte kadîm sözlerle aralanmistir. Alisilagelmis tasavvuf literatüründen farkli bir tarzda, Hakîkat-i Muhammediyye'nin de üstünde bir hakikate ve sirra sahibiyet ile söylenmis zâtî sözler ihtiva eden kitapta, bugüne kadar rastlamadigimiz yepyeni terimler ve ifadeler kullanilmistir. Örnegin, Pençe-i Âl-i Abâ'nin Allah oldugu; bu sözlerin sahibinin Kur'ân'a tâbi olmayip, vahyeden makamindan konustugu; sözlerinin kelâm-i nefsî yani Allah'in kelâmi oldugu; "Vücûdem çünki mevcûdem" ifadesinde oldugu gibi, vahdet-i vücûd hakkindaki marjinal sözleri bunlardan sadece birkaçidir. Hazret-i Süreyyâ her ne kadar bir Kâdirî seyhi olsa da, inanan ve inanmayan herkesin kendi gönlünde bir yeri oldugunu, herkesin hâmîsî ve seyhi oldugunu, insan kalbinin mâneviyatta ne kadar kiymetli oldugunu beyân ederek, Hazret-i Pîr Abdülkadir Geylânî'den bugüne dek, Kâdirîlik'te benzeri görülmemis bir zât ile bizleri karsi karsiya birakmaktadir. Bu zâtin nutuklari ise, dinin, velînin, âsigin veya mâsugun sözleri olmayip, dinin geldigi Akl-i Küll'ün, Velâyet Nûru'nun ve Ask'in sözleri olarak arz-i endâm etmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.