Hayır Dedi Tavşan

Stok Kodu:
9786257344319
Baskı:
1
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
215,00TL
172,00TL
7 adet mevcut
9786257344319
548674
Hayır Dedi Tavşan
Hayır Dedi Tavşan
172.00
“HAYIR!” Dedi Tavşan
Bağımsızlaşmak İsteyen Tavşanın İnatlaşma Hikayesi
Marjoke Henrichs

İki yaş, üç yaş ve dört sendromlarına ve her şeye hayır diyen çocukların ailelerine ilaç gibi gelecek bir kitap: “Hayır!” Dedi Tavşan…

Hikayenin kahramanı küçük tavşan “Hayır!” dedi; uyanma, giyinme, kahvaltı ve bahçe zamanı gibi, gün içinde yapılacakları ona hatırlatan annesine… Çünkü kendi işini kendi yapmak konusunda ısrarcıydı ve bu halinden de pek keyif almaktaydı. Annesiyle inatlaşma konusunda bitmeyen bir enerjisi vardı. Koca bir günün sonunda ise karşı koyması zor bir teklifle karşılaşınca, olaylar tatlıya bağlanmıştı.
Küçük tavşan ve annesinin ‘hayır'larla dolu bir gününü konu edinen bu hikaye, onu okuyan ailelere pek çok açıdan tanıdık gelecektir. Özellikle iki yaş civarında ortaya çıkan inatlaşma davranışları zaman zaman yorucu olmakla birlikte çocuklar için yaşamsaldır. Tam da bu özelliğiyle inatlaşma davranışının çocuk için kişisel anlamını keşfetmek büyük önem taşımaktadır.

Annenin huzurlu kucağında tüm ihtiyaçları karşılanan bebek, başta güven ve sevgi gibi temel duyguları içselleştirirken yaşamının en doyum odaklı döneminin içinden geçmektedir. Büyüdükçe çocuk özyeterliliğinin farkına varmaya başlar, bu da yeni beceriler geliştirmek konusunda motive edicidir. Bu süreçte, bir yandan annenin kapsayıcı alanından ayrılmanın yarattığı endişe, bir yandan da yeni keşifler yapmaya dair ortaya çıkan merak duyguları arasında denge bulmaya çalışmak, çocuğun iç dünyasında bir gerilim yaratır. Bu gerilim ise inatlaşma gibi zorlayıcı davranışların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Başlangıçta rasgele sergilenen bu davranışlar çocuğun anne babası ve kendisi arasındaki sınırları ayırt edebilmesi, isteklerini dile getirebilmesi ve hakkını savunabilmesi için deneyimlemesi gereken bir süreçtir. Anne ve babanın bu tepkileri nasıl ele aldığı, gelişimsel olarak ortaya çıkması kabul edilebilir bu davranışların olgunlaşmasına katkı sağlayabildiği gibi, bir güç savaşına da dönüşebilir. Bu bağlamda kitap, önemli bir tutumun altını çizmektedir: Yetişkinler yeterince sabır gösterdiklerinde ve çocuklarının bireysel seçimlerine anlayışla yaklaştıklarında, çocuklar da kendilerine sunulan teklifleri bireyselliklerine karşı bir müdahale olarak değil de değerli bir paylaşım olarak algılayabilirler.

Sonuç olarak, çatışmaların ortaya çıkmasını engellemek yerine, bu çatışmaları çocuğun gelişimine olumlu katkılar sunacak şekilde dönüştürmek onların bağımsız, yaratıcı, meraklı, özgür ve özgün bireyler olabilmesine katkı sağlayacaktır. En zorlayıcı ‘hayır' anlarında bile en başta soğukkanlı kalabilmek ve çocuğun duygularını yansıtmak problem çözme becerilerinin gelişimi açısından değerli bir model sunacaktır. Tıpkı anne tavşanın yaptığı gibi günü sarılarak kapatmak, çocuğun olduğu gibi sevildiğini hissetmesine ve kendini de olduğu gibi sevebilmesine yardımcı olacaktır.
“HAYIR!” Dedi Tavşan
Bağımsızlaşmak İsteyen Tavşanın İnatlaşma Hikayesi
Marjoke Henrichs

İki yaş, üç yaş ve dört sendromlarına ve her şeye hayır diyen çocukların ailelerine ilaç gibi gelecek bir kitap: “Hayır!” Dedi Tavşan…

Hikayenin kahramanı küçük tavşan “Hayır!” dedi; uyanma, giyinme, kahvaltı ve bahçe zamanı gibi, gün içinde yapılacakları ona hatırlatan annesine… Çünkü kendi işini kendi yapmak konusunda ısrarcıydı ve bu halinden de pek keyif almaktaydı. Annesiyle inatlaşma konusunda bitmeyen bir enerjisi vardı. Koca bir günün sonunda ise karşı koyması zor bir teklifle karşılaşınca, olaylar tatlıya bağlanmıştı.
Küçük tavşan ve annesinin ‘hayır'larla dolu bir gününü konu edinen bu hikaye, onu okuyan ailelere pek çok açıdan tanıdık gelecektir. Özellikle iki yaş civarında ortaya çıkan inatlaşma davranışları zaman zaman yorucu olmakla birlikte çocuklar için yaşamsaldır. Tam da bu özelliğiyle inatlaşma davranışının çocuk için kişisel anlamını keşfetmek büyük önem taşımaktadır.

Annenin huzurlu kucağında tüm ihtiyaçları karşılanan bebek, başta güven ve sevgi gibi temel duyguları içselleştirirken yaşamının en doyum odaklı döneminin içinden geçmektedir. Büyüdükçe çocuk özyeterliliğinin farkına varmaya başlar, bu da yeni beceriler geliştirmek konusunda motive edicidir. Bu süreçte, bir yandan annenin kapsayıcı alanından ayrılmanın yarattığı endişe, bir yandan da yeni keşifler yapmaya dair ortaya çıkan merak duyguları arasında denge bulmaya çalışmak, çocuğun iç dünyasında bir gerilim yaratır. Bu gerilim ise inatlaşma gibi zorlayıcı davranışların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Başlangıçta rasgele sergilenen bu davranışlar çocuğun anne babası ve kendisi arasındaki sınırları ayırt edebilmesi, isteklerini dile getirebilmesi ve hakkını savunabilmesi için deneyimlemesi gereken bir süreçtir. Anne ve babanın bu tepkileri nasıl ele aldığı, gelişimsel olarak ortaya çıkması kabul edilebilir bu davranışların olgunlaşmasına katkı sağlayabildiği gibi, bir güç savaşına da dönüşebilir. Bu bağlamda kitap, önemli bir tutumun altını çizmektedir: Yetişkinler yeterince sabır gösterdiklerinde ve çocuklarının bireysel seçimlerine anlayışla yaklaştıklarında, çocuklar da kendilerine sunulan teklifleri bireyselliklerine karşı bir müdahale olarak değil de değerli bir paylaşım olarak algılayabilirler.

Sonuç olarak, çatışmaların ortaya çıkmasını engellemek yerine, bu çatışmaları çocuğun gelişimine olumlu katkılar sunacak şekilde dönüştürmek onların bağımsız, yaratıcı, meraklı, özgür ve özgün bireyler olabilmesine katkı sağlayacaktır. En zorlayıcı ‘hayır' anlarında bile en başta soğukkanlı kalabilmek ve çocuğun duygularını yansıtmak problem çözme becerilerinin gelişimi açısından değerli bir model sunacaktır. Tıpkı anne tavşanın yaptığı gibi günü sarılarak kapatmak, çocuğun olduğu gibi sevildiğini hissetmesine ve kendini de olduğu gibi sevebilmesine yardımcı olacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat