9789944915748
507248
https://www.tdedkitap.com/hayat-meyhanesi
Hayat Meyhanesi
44.00
"Insanlar ve hayvanlar arasindaki en güzel farkin düsünmek oldugunu söylerler. Alakasi yok. Insanlari zaten çogu zaman hayvanlastiran çok düsünmeleridir. Siz hiç içinden, simit atilmadi diye vapura küsen marti duydunuz mu? Hayir. Çünkü onun hayati basittir, yasamak ve dogustan gelen tüm isteklerini gerçeklestirmek zorundadir. Yemek yiyecekse eger, o yemegi almak için ugrasir, çabalar, didinir. Hiçbir hayvan kendisine yemek verilmedi diye yüksek bir binanin tepesinden asagiya atlamaz Ama insanlar öyle mi? Düsünce gücü bize verilmis diye her seyi düsünürüz, irdeleriz. Sonra da paranoyak, zayif bir insan haline geliriz. Kibrimiz bizi ele geçirir; ölürüz, öldürürüz. 'Çok düsünmekten delirdi' tabirini hiç duymadiniz mi? Ben duydum. Halbuki bu hayati oldugunca basit, oldugunca zeytin-ekmek gibi yasamak lazim." Hayatin ta kendisi bu kitap. Bassiz ve sonsuz, iyi ve kötü, geçmis ve gelecek... Size kendinizi, geldiginiz yeri, geçtiginiz insanlari düsündürtecek bir öykü. Ayni zamanda üzen, acitan bir yolculuk. Ilk askinizi, ilk kankanizi, ilk rakinizi hatirlatacak. Bazen içinizdeki ebeveyni, bazen de içinizdeki küçük çocugu su yüzüne çikarip acimadan duvardan duvara çarpacak. Güldürecek de sizi, merak etmeyin. Kendinizi ördek yürüyüsü yapmaya çalisirken, yogurtlu semizotunu nasil yediginizi düsünürken ya da eski 37 ekran televizyonunuzun açma dügmesini hatirlamaya çalisirken bulacaksiniz. O kadar gerçek ki, sizi sürükleyecek. Nereye götürürse... Ama en çok, bir arayisin öyküsü bu, göreceksiniz. Arayislarin... "Kibrit çakiyorsun karanlikta badem çiçeklerini görmek için" Can Yücel
"Insanlar ve hayvanlar arasindaki en güzel farkin düsünmek oldugunu söylerler. Alakasi yok. Insanlari zaten çogu zaman hayvanlastiran çok düsünmeleridir. Siz hiç içinden, simit atilmadi diye vapura küsen marti duydunuz mu? Hayir. Çünkü onun hayati basittir, yasamak ve dogustan gelen tüm isteklerini gerçeklestirmek zorundadir. Yemek yiyecekse eger, o yemegi almak için ugrasir, çabalar, didinir. Hiçbir hayvan kendisine yemek verilmedi diye yüksek bir binanin tepesinden asagiya atlamaz Ama insanlar öyle mi? Düsünce gücü bize verilmis diye her seyi düsünürüz, irdeleriz. Sonra da paranoyak, zayif bir insan haline geliriz. Kibrimiz bizi ele geçirir; ölürüz, öldürürüz. 'Çok düsünmekten delirdi' tabirini hiç duymadiniz mi? Ben duydum. Halbuki bu hayati oldugunca basit, oldugunca zeytin-ekmek gibi yasamak lazim." Hayatin ta kendisi bu kitap. Bassiz ve sonsuz, iyi ve kötü, geçmis ve gelecek... Size kendinizi, geldiginiz yeri, geçtiginiz insanlari düsündürtecek bir öykü. Ayni zamanda üzen, acitan bir yolculuk. Ilk askinizi, ilk kankanizi, ilk rakinizi hatirlatacak. Bazen içinizdeki ebeveyni, bazen de içinizdeki küçük çocugu su yüzüne çikarip acimadan duvardan duvara çarpacak. Güldürecek de sizi, merak etmeyin. Kendinizi ördek yürüyüsü yapmaya çalisirken, yogurtlu semizotunu nasil yediginizi düsünürken ya da eski 37 ekran televizyonunuzun açma dügmesini hatirlamaya çalisirken bulacaksiniz. O kadar gerçek ki, sizi sürükleyecek. Nereye götürürse... Ama en çok, bir arayisin öyküsü bu, göreceksiniz. Arayislarin... "Kibrit çakiyorsun karanlikta badem çiçeklerini görmek için" Can Yücel
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.