Hamburger Medeniyeti

Stok Kodu:
9786055793388
Sayfa Sayısı:
408
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
%20 indirimli
250,00TL
200,00TL
9786055793388
441642
Hamburger Medeniyeti
Hamburger Medeniyeti
200.00
Abdulvahab el-Messirî son asirda Islam dünyasinda yetisen önemli düsünür ve ilim adamlarindan biridir. Misirlidir ancak bundan daha önemlisi o uluslararasi bir düsünürdür. Kendisi zihni gelisim sürecinde, materyalizmin dar kaliplarindan siyrilip insanî olanin enginligine ulasmistir. Abdulvahab el-Messirî'nin düsüncelerini sekillendiren en önemli boyut onun "askin insan" yaklasimidir. Onun bu "askin insan" görüsü, materyalist laiklikten "inanan insanlik" yaklasimina geçmesini saglamistir.Edward Said ve Noam Chomsky gibi ünlü yazarlarin yakin arkadasi olan üstad el-Messirî baslangiçta Marksist idi. Ancak o Marksist oldugu dönemde bile insani hiçbir zaman maddeden ibaret bir varlik olarak görmemistir. Kendisinin bu yaklasimi da düsüncelerini iman ekseninde gelistirmesi için bir girizgâh olmustur. Bazen Marksistlik dönemiyle dalga geçer; "Allah ve Rasûlü'nün sünneti üzere bir Marksist idim" derdi. Onun bu ruhu ve askin insan eksenli düsüncesi materyalist laikligi sorgulamasina da imkan saglamistir. Önce Batili moderniteyi sorguladi. O, modernizmin insandan kopuk ve insani nesnelestiren, "sey"lestiren, onu mutlak olandan ve Allah'tan koparan bir paradigma oldugunu söyledi. Bu sorgulama, nihayette onu Allah'a imana götürdü. Bundan dolayi onun imani duygusal ve taklîdî degildi. Ilk hacc yolculugunda ne kadar etkilendigini ve imanini ilk çocugu oldugunda fark ettigini anlatmisti. Dogum olayini Marksist düsünce içinde anlamlandiramayinca Islam düsüncesine geçis yapar. Felsefi arka plani onu düsüncede de farkli bir çizgiye yöneltir. Daha o zaman, insanin materyalist ölçütlerle biçimlenebilecek salt bir madde ya da bir "sey" olamayacagini anlamaya basladigini söyler.
Abdulvahab el-Messirî son asirda Islam dünyasinda yetisen önemli düsünür ve ilim adamlarindan biridir. Misirlidir ancak bundan daha önemlisi o uluslararasi bir düsünürdür. Kendisi zihni gelisim sürecinde, materyalizmin dar kaliplarindan siyrilip insanî olanin enginligine ulasmistir. Abdulvahab el-Messirî'nin düsüncelerini sekillendiren en önemli boyut onun "askin insan" yaklasimidir. Onun bu "askin insan" görüsü, materyalist laiklikten "inanan insanlik" yaklasimina geçmesini saglamistir.Edward Said ve Noam Chomsky gibi ünlü yazarlarin yakin arkadasi olan üstad el-Messirî baslangiçta Marksist idi. Ancak o Marksist oldugu dönemde bile insani hiçbir zaman maddeden ibaret bir varlik olarak görmemistir. Kendisinin bu yaklasimi da düsüncelerini iman ekseninde gelistirmesi için bir girizgâh olmustur. Bazen Marksistlik dönemiyle dalga geçer; "Allah ve Rasûlü'nün sünneti üzere bir Marksist idim" derdi. Onun bu ruhu ve askin insan eksenli düsüncesi materyalist laikligi sorgulamasina da imkan saglamistir. Önce Batili moderniteyi sorguladi. O, modernizmin insandan kopuk ve insani nesnelestiren, "sey"lestiren, onu mutlak olandan ve Allah'tan koparan bir paradigma oldugunu söyledi. Bu sorgulama, nihayette onu Allah'a imana götürdü. Bundan dolayi onun imani duygusal ve taklîdî degildi. Ilk hacc yolculugunda ne kadar etkilendigini ve imanini ilk çocugu oldugunda fark ettigini anlatmisti. Dogum olayini Marksist düsünce içinde anlamlandiramayinca Islam düsüncesine geçis yapar. Felsefi arka plani onu düsüncede de farkli bir çizgiye yöneltir. Daha o zaman, insanin materyalist ölçütlerle biçimlenebilecek salt bir madde ya da bir "sey" olamayacagini anlamaya basladigini söyler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat