9789758612055
497313
https://www.tdedkitap.com/georg-simmel-yasami-sosyolojisi-felsefesi
Georg Simmel Yaşamı / Sosyolojisi / Felsefesi
28.00
“Georg Simmel 1 Mart 1858'de Berlin'de dogdu. Leipziger ve Friedrich caddelerinin kesistigi kösede bulunan dogdugu evin üstünde, Beytüllahim'in çocuklar yurdunun üstünde baris vaad eden kutsal ester gibi parildayan hiçbir sey yoktu. Hayir! Binalarin üstündeki abartili isikli reklamlar, kirli bir dünyada, büyük kentin avizeleri olarak parildiyorlardi. Trenler raylar üstünde takir tukur gidip geliyorlar, otobüsler homurdana homurdana geçip gidiyorlardi. Ve kamyonlar dörtyol agizlarinda üst üste birikiyorlar, yüzeyleri cilalanmis gibi duran kaldirimlar, her aksam yüzlerce sokak lambasindan yayilan zehirli, yesil renkli gazin isigini yansitip geriye püskürtüyorlardi. Ve tanriya sükrani dile getiren latif seslerin yerine, gece gündüz, durmaksizin büyüyen bir insan kitlesinin çilgin velvelesi isitiliyordu. Kaldirim mühendisleri, koketler, sosyete fahiseleri, Avrupa'nin tüm ayak takimi ve pisligi, dur durak bilmez bir humma içinde, tam da bu evin çerçevesinde irmak gibi akip geçiyorlardi; tipki cehennem gibi. Rahibe Theresa bu cehennemi söyle tanimlamisti: 'Herseyin kokustugu ve sevginin olmadigi yer.' Küçük Georg gürültü patirtinin doruga çiktigi bu ortamda besiginde uyur, bu besikte gelecegin filozofu sallanirdi.“ Mahseri bir görünüm; küçük Georg'un yakasini artik bir ömür boyu birakmayacak olan bir görünüm. O siralarda elektrik sebekesine baglanip her yani elektriklendirilmis olan kent, gözlemci Georg'u büyülemisti; artik ona huzur yoktu. Yepyeni deneyim ve algi mekanlari ortaya çikmisti. Çevreyi dolduran binalar, aydinlatilmis mekanlari ortaya çikmisti. Çevreyi dolduran binalar, aydinlatilmis mekanlar (marketler, alisveris yapilan caddeler, pasajlar) dogayi zorluyorlardi; hayir; zorlamanin ötesinde kent bunlarin yapayligina bir de sinir tanimaz bir hirsla herseye hakim ve sahip olma cinnetini katmisti. Gözlemci Simmel'in bakisi, en ufak seyler karsisinda bile dikkatli olabilen bu bakis, ne var ki süreksizdir, bir yerde yogunlasmaz, saga sola savrulur, hiçbir noktada sabitlesmez, sanki bir metanin bir anlik büyüsüne kapilmis gibidir. Çünkü bu isik ve dagdaga dünyasinda hersey, pazarlanan bir mala, metaya dönüsmüstür ve kendisine özdes kilinan bir deger ölçütüyle ortak-ölçülür hale getirilmistir: Para (Arka Kapak)
“Georg Simmel 1 Mart 1858'de Berlin'de dogdu. Leipziger ve Friedrich caddelerinin kesistigi kösede bulunan dogdugu evin üstünde, Beytüllahim'in çocuklar yurdunun üstünde baris vaad eden kutsal ester gibi parildayan hiçbir sey yoktu. Hayir! Binalarin üstündeki abartili isikli reklamlar, kirli bir dünyada, büyük kentin avizeleri olarak parildiyorlardi. Trenler raylar üstünde takir tukur gidip geliyorlar, otobüsler homurdana homurdana geçip gidiyorlardi. Ve kamyonlar dörtyol agizlarinda üst üste birikiyorlar, yüzeyleri cilalanmis gibi duran kaldirimlar, her aksam yüzlerce sokak lambasindan yayilan zehirli, yesil renkli gazin isigini yansitip geriye püskürtüyorlardi. Ve tanriya sükrani dile getiren latif seslerin yerine, gece gündüz, durmaksizin büyüyen bir insan kitlesinin çilgin velvelesi isitiliyordu. Kaldirim mühendisleri, koketler, sosyete fahiseleri, Avrupa'nin tüm ayak takimi ve pisligi, dur durak bilmez bir humma içinde, tam da bu evin çerçevesinde irmak gibi akip geçiyorlardi; tipki cehennem gibi. Rahibe Theresa bu cehennemi söyle tanimlamisti: 'Herseyin kokustugu ve sevginin olmadigi yer.' Küçük Georg gürültü patirtinin doruga çiktigi bu ortamda besiginde uyur, bu besikte gelecegin filozofu sallanirdi.“ Mahseri bir görünüm; küçük Georg'un yakasini artik bir ömür boyu birakmayacak olan bir görünüm. O siralarda elektrik sebekesine baglanip her yani elektriklendirilmis olan kent, gözlemci Georg'u büyülemisti; artik ona huzur yoktu. Yepyeni deneyim ve algi mekanlari ortaya çikmisti. Çevreyi dolduran binalar, aydinlatilmis mekanlari ortaya çikmisti. Çevreyi dolduran binalar, aydinlatilmis mekanlar (marketler, alisveris yapilan caddeler, pasajlar) dogayi zorluyorlardi; hayir; zorlamanin ötesinde kent bunlarin yapayligina bir de sinir tanimaz bir hirsla herseye hakim ve sahip olma cinnetini katmisti. Gözlemci Simmel'in bakisi, en ufak seyler karsisinda bile dikkatli olabilen bu bakis, ne var ki süreksizdir, bir yerde yogunlasmaz, saga sola savrulur, hiçbir noktada sabitlesmez, sanki bir metanin bir anlik büyüsüne kapilmis gibidir. Çünkü bu isik ve dagdaga dünyasinda hersey, pazarlanan bir mala, metaya dönüsmüstür ve kendisine özdes kilinan bir deger ölçütüyle ortak-ölçülür hale getirilmistir: Para (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.