9786055227142
435499
https://www.tdedkitap.com/firari-sevdam
Firari Sevdam
14.82
Insan hayatinin bastan sona bir firar olmadigini kim iddia edebilir ki? Dünyaya merhaba dememizle baslayan insanoglunun bu kaçis hikayesi, ölüm denen "büyük gözalti" ile son bulmuyor mu? Hep kaçmiyor muyuz? Kimi zaman gerçeklerden, kimi zaman sevdiklerimizden? Hatta bir sevgiye, bir kurtulusa kosarken bile, bir baska sevgiden veya sevenden kaçmiyor muyuz? "Firari Sevdam" bastan sona özel bir alanda ve dar bir zamana sikistirilmis böylesi bir kaçisin hikayesi. Kim demis, "mahpushane bir esaret hücresi" diye? Belki de, insanin iç hürriyetinin ulasabilecegi yegane siginak. Sözde "mahpushanenin demir parmakliklari" arkasindan kurtulup! Hürriyet adina yola çikan, son derece ilginç tesadüflerle savrularak bir manastirda devam eden genç bir adamin hikayesi bu, "Firari Sevdam" Çogumuzun kaderinde yazili olabilecek böylesine bir firara hazir misiniz? Roman konusu Cezaevinden sartla tahliye olduktan sonra infazi yanan bir gencin tekrar Hapishaneye girmemek için baskasinin kimligiyle Belçika ya gelir ve iltica'ya müracaat eder. Türkiye Cumhuriyetinin aleyhine ifade vermedigi Türkiye'yi kötülemedigi aksi halde savundugu için iltica talebi reddedilir ve illegal olarak bu ülkede yasamak için mücadeleye girisir. Kendisine yer verilen yer Katolik Manastiridir. Bir yila yakin Manastirda Rahibelerin ve rahibe adaylarinin arasinda yasar ve iki din iki kültür arasindaki çeliskiler kurulan tuzaklar neticesinde yilmadan mücadele eder. Kendisine teklif edilen imkanlari kabul etmedigi için olmadik zorluklarla karsilasir ve vermis oldugu mücadele sonunda bu ülkede oturum hakkini illegallere çikan af tan yararlanarak alir. 1994 yilindan 1996 yilina kadar Anvers sehrinde Türkleri yildirmak isteyen bölücülerle ve Türk gençlerinin uyusturucu batakligina girmemesi benligini kaybetmemesi için girdigi mücadeleyi anlatiyor.
Insan hayatinin bastan sona bir firar olmadigini kim iddia edebilir ki? Dünyaya merhaba dememizle baslayan insanoglunun bu kaçis hikayesi, ölüm denen "büyük gözalti" ile son bulmuyor mu? Hep kaçmiyor muyuz? Kimi zaman gerçeklerden, kimi zaman sevdiklerimizden? Hatta bir sevgiye, bir kurtulusa kosarken bile, bir baska sevgiden veya sevenden kaçmiyor muyuz? "Firari Sevdam" bastan sona özel bir alanda ve dar bir zamana sikistirilmis böylesi bir kaçisin hikayesi. Kim demis, "mahpushane bir esaret hücresi" diye? Belki de, insanin iç hürriyetinin ulasabilecegi yegane siginak. Sözde "mahpushanenin demir parmakliklari" arkasindan kurtulup! Hürriyet adina yola çikan, son derece ilginç tesadüflerle savrularak bir manastirda devam eden genç bir adamin hikayesi bu, "Firari Sevdam" Çogumuzun kaderinde yazili olabilecek böylesine bir firara hazir misiniz? Roman konusu Cezaevinden sartla tahliye olduktan sonra infazi yanan bir gencin tekrar Hapishaneye girmemek için baskasinin kimligiyle Belçika ya gelir ve iltica'ya müracaat eder. Türkiye Cumhuriyetinin aleyhine ifade vermedigi Türkiye'yi kötülemedigi aksi halde savundugu için iltica talebi reddedilir ve illegal olarak bu ülkede yasamak için mücadeleye girisir. Kendisine yer verilen yer Katolik Manastiridir. Bir yila yakin Manastirda Rahibelerin ve rahibe adaylarinin arasinda yasar ve iki din iki kültür arasindaki çeliskiler kurulan tuzaklar neticesinde yilmadan mücadele eder. Kendisine teklif edilen imkanlari kabul etmedigi için olmadik zorluklarla karsilasir ve vermis oldugu mücadele sonunda bu ülkede oturum hakkini illegallere çikan af tan yararlanarak alir. 1994 yilindan 1996 yilina kadar Anvers sehrinde Türkleri yildirmak isteyen bölücülerle ve Türk gençlerinin uyusturucu batakligina girmemesi benligini kaybetmemesi için girdigi mücadeleyi anlatiyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.