Doğunun Bilim Güneşi İbni Sina

Stok Kodu:
9789756391112
Sayfa Sayısı:
254
Basım Tarihi:
2010-01
Çeviren:
Ardıhan Korkmaz
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%20 indirimli
62,50TL
50,00TL
9789756391112
492149
Doğunun Bilim Güneşi İbni Sina
Doğunun Bilim Güneşi İbni Sina
50.00
“Elbisesini degistirip koyu renk ve daha basit giysiler giyen hekim, elinde alet sandigi, büyük bir cesaretle genç adamlarin arkasindan sehrin bir varosuna dogru yürüyordu. En kuytu mahallelerden birinde terkedilmis, yarisi yikilmis, derme çatma bir külübe geçici olarak tutulmustu. Kamari'nin ayni adamlari eski tahtalardan uzun bir masa hazirlamislar, yeri de sazdan kalin bir tabakayla örtmüslerdi. Zayif ve kiris kiris yüzlü, orta yaslardaki bir erkegin masaya yatirilmis cesedi hekimin ögrencilerini sakalindan dökülen topraklar kisa bir süre de olsa mezarda kaldigina isaret ediyordu. Ben bu fukarayi görmüstüm, diye fisildadi ögrencilerden birisi. Hüseyin, hani senin anlattigin hastalik var ya, onun hastaligi da öyleydi iste... Siskin bir karin, sag kasiginda siddetli bir sanci, ates... Ölmeden çok aci çekti. Komsulari beni çagirdi, ama bir sey yapamadim. Zavalli daha bir gün önce ölmesine ragmen, kekremsi ve hos olmayan bir koku ayrismaya baslayan vucudundan odaya yayildi. Ögrencilerden biri burnunu tutarak basini çevirdi. Hüseyin'i de bir tiksinti duygusu kaplamisti, ama Kamari'nin sakin ve dikkatini yogunlastirmis yüzüne bakinca kendisine hakim oldu. Hekim, karin boslugunu inçe bir biçakla keserek açti. Hareketlerindeki rahatliga bakinca, Hüseyin onun insan anatomisini ilk kez incelemedinigi hemen anladi. Bu düsünce yerini çabicak önüne bilinmeyenler açilan bir arastirmacinin canli ilgisine birakti.“(Arka Kapak)
“Elbisesini degistirip koyu renk ve daha basit giysiler giyen hekim, elinde alet sandigi, büyük bir cesaretle genç adamlarin arkasindan sehrin bir varosuna dogru yürüyordu. En kuytu mahallelerden birinde terkedilmis, yarisi yikilmis, derme çatma bir külübe geçici olarak tutulmustu. Kamari'nin ayni adamlari eski tahtalardan uzun bir masa hazirlamislar, yeri de sazdan kalin bir tabakayla örtmüslerdi. Zayif ve kiris kiris yüzlü, orta yaslardaki bir erkegin masaya yatirilmis cesedi hekimin ögrencilerini sakalindan dökülen topraklar kisa bir süre de olsa mezarda kaldigina isaret ediyordu. Ben bu fukarayi görmüstüm, diye fisildadi ögrencilerden birisi. Hüseyin, hani senin anlattigin hastalik var ya, onun hastaligi da öyleydi iste... Siskin bir karin, sag kasiginda siddetli bir sanci, ates... Ölmeden çok aci çekti. Komsulari beni çagirdi, ama bir sey yapamadim. Zavalli daha bir gün önce ölmesine ragmen, kekremsi ve hos olmayan bir koku ayrismaya baslayan vucudundan odaya yayildi. Ögrencilerden biri burnunu tutarak basini çevirdi. Hüseyin'i de bir tiksinti duygusu kaplamisti, ama Kamari'nin sakin ve dikkatini yogunlastirmis yüzüne bakinca kendisine hakim oldu. Hekim, karin boslugunu inçe bir biçakla keserek açti. Hareketlerindeki rahatliga bakinca, Hüseyin onun insan anatomisini ilk kez incelemedinigi hemen anladi. Bu düsünce yerini çabicak önüne bilinmeyenler açilan bir arastirmacinin canli ilgisine birakti.“(Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat