9786053993155
420215
https://www.tdedkitap.com/doga-ve-kulturun-otesinde
Doğa ve Kültürün Ötesinde
120.00
Ünlü antropolog Claude Lévi-Strauss'un varisi olarak devraldigi Sosyal Antropoloji Laboratuvari'ni yöneten Philippe Descola, Doga ve Kültür'ün Ötesinde adli bu eserinde, Bati'nin doga ile kültür arasinda yapageldigi ayrimin baska toplumlarda bu sekilde kurulmadigini gösterirken, bu konuda hâkim olan natüralist bakis açisini da antropolojik bir tahlile tabi tutuyor. Amazon ormanlarinda yillar süren saha çalismasi ile bir dizi baska arastirmanin sonuçlarini karsilastiran Descola, insanlarin çevrelerindeki varliklarla iliski kurma biçimlerinin sonsuz olmadigini, onlara içsellik ve fiziksellik atfetme biçimlerinin dört temel ontolojiye ayrilabilecegini savunuyor: Insan olan ve olmayanlar arasinda maddi ve manevi sürekliligi öne çikaran totemizm; dünyanin ögeleri arasinda bir süreksizlikler agi gören analojizm; insan olmayanlara insanlarin içselligini atfederken, onlari birbirlerinden bedenleriyle ayiran animizm ve bizi insan olmayanlara maddi sürekliliklerle baglarken, ayni zamanda kültürel yetilerimizle de onlardan ayiran natüralizm. Gerçek anlamda “çevre”den kast ettigimizin ne oldugunu, kimi varliklari kendimizden keskin bir kopusla ayirma biçimimizin neye dayandigini anlamak için, belki de kendi ontolojimizin diger ontolojilerle radikal bir biçimde karsilastirilmasi gerekiyordu. Iste, Philippe Descola bu kitabinda, Avustralya yerlilerinin rüya resimlerinden Amazon ormanlarindaki animist maskelere, Sibirya platolarindaki kabilelerin mübadele geleneklerinden natüralist Bati'nin “doga” adini verdigi alani en ince noktasina kadar, antropoloji için bir devrim sayilabilecek böylesi radikal bir karsilastirmaya girisiyor. Bu anlamda yazar, “kültür antropolojisine; insanlarin hayata geçirdikleri ve onun sayesinde kendilerini nesnellestirdikleri, kendilerindeki bu parçaya ve dünyaya açik duran bir doga antropolojisinin eslik etmesini” savunuyor. Fransa'da yayinlanmasinin ardindan, yalnizca antropolojide degil, sosyal bilimler ve felsefe alanlarinda da bir klasik olarak degerlendirilen bu önemli çalisma, insan olmayanlar ile kurdugumuz iliskiyi derinden sarsacak bir güce sahip.
Ünlü antropolog Claude Lévi-Strauss'un varisi olarak devraldigi Sosyal Antropoloji Laboratuvari'ni yöneten Philippe Descola, Doga ve Kültür'ün Ötesinde adli bu eserinde, Bati'nin doga ile kültür arasinda yapageldigi ayrimin baska toplumlarda bu sekilde kurulmadigini gösterirken, bu konuda hâkim olan natüralist bakis açisini da antropolojik bir tahlile tabi tutuyor. Amazon ormanlarinda yillar süren saha çalismasi ile bir dizi baska arastirmanin sonuçlarini karsilastiran Descola, insanlarin çevrelerindeki varliklarla iliski kurma biçimlerinin sonsuz olmadigini, onlara içsellik ve fiziksellik atfetme biçimlerinin dört temel ontolojiye ayrilabilecegini savunuyor: Insan olan ve olmayanlar arasinda maddi ve manevi sürekliligi öne çikaran totemizm; dünyanin ögeleri arasinda bir süreksizlikler agi gören analojizm; insan olmayanlara insanlarin içselligini atfederken, onlari birbirlerinden bedenleriyle ayiran animizm ve bizi insan olmayanlara maddi sürekliliklerle baglarken, ayni zamanda kültürel yetilerimizle de onlardan ayiran natüralizm. Gerçek anlamda “çevre”den kast ettigimizin ne oldugunu, kimi varliklari kendimizden keskin bir kopusla ayirma biçimimizin neye dayandigini anlamak için, belki de kendi ontolojimizin diger ontolojilerle radikal bir biçimde karsilastirilmasi gerekiyordu. Iste, Philippe Descola bu kitabinda, Avustralya yerlilerinin rüya resimlerinden Amazon ormanlarindaki animist maskelere, Sibirya platolarindaki kabilelerin mübadele geleneklerinden natüralist Bati'nin “doga” adini verdigi alani en ince noktasina kadar, antropoloji için bir devrim sayilabilecek böylesi radikal bir karsilastirmaya girisiyor. Bu anlamda yazar, “kültür antropolojisine; insanlarin hayata geçirdikleri ve onun sayesinde kendilerini nesnellestirdikleri, kendilerindeki bu parçaya ve dünyaya açik duran bir doga antropolojisinin eslik etmesini” savunuyor. Fransa'da yayinlanmasinin ardindan, yalnizca antropolojide degil, sosyal bilimler ve felsefe alanlarinda da bir klasik olarak degerlendirilen bu önemli çalisma, insan olmayanlar ile kurdugumuz iliskiyi derinden sarsacak bir güce sahip.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.