Devlet İçinde Devlet Bermekiler

Stok Kodu:
9789944083249
Sayfa Sayısı:
159
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
18,00TL
14,40TL
8 adet mevcut
9789944083249
502058
Devlet İçinde Devlet Bermekiler
Devlet İçinde Devlet Bermekiler
14.40
Bil ki bu devlet, tarihin alnında bir ak, asrın başında bir taçtır. Onun güzellikleriyle darb-ı meseller getirilir. İhtiyaçların temini için oraya göç bağlanır, ümitler ona yönelir. Dünya ciğerlerini onun için bol bol saçmış ve en güzel saadetini ona bahşetmiştir.
Yahyâ ve oğulları ise, parlak yıldızlar, taşkın denizler, kükreyen seller ve yağan yağmurlar gibidir. Onların himayesinde kurulan panayırlar neşeli olmaktadır. Hürmete layık kimselerin mertebeleri onların yanında yüksektir. Onların döneminde dünya imar edilmiş, memleketin büyüklüğü ortadadır. Onlar bağrı yanıkların barınağı ve kovulmuşların sığınağıdır.
Hârûn, hilafet makamına oturmuş ve sadık dostu Yahyâ'yı yanına çağırarak: Babacığım, görüşünün bereketi ve tedbirinin güzelliğiyle beni bu makama oturttun. Halkın işini sana yüklüyorum. Bu yükü boynumdan çıkardım. Dilediğin gibi hükmet. Dilediğine iş ver, dilediğini azlet. Dilediğine emret, dilediğini düşür. Ben hiçbir konuda seninle ters düşmeyeceğim. dedi ve onu vezirlik koltuğuna oturttu.
Artık bütün yüzler Bermekîlere doğru çevrilmişti. Onların önünde herkesin boynu büküktü, dilek ve istekler sadece onlara arz ediliyordu. Çünkü Biz varsak varsınız, biz yoksak yoksunuz, halife de kim oluyor? mantığı hâkim olmaya başlamıştır.
Zirvede durmak zirveye çıkmaktan zordur. Her çıkışın bir inişi vardır.
Oğullarından biri bir gün Yahyâ'ya şöyle dedi: Babacığım, emir ve yasak (bütün yetkiler) elimizdeyken, büyük servetten sonra nasıl oldu da zaman bizi bu hale getirdi, şu an hapisteyiz? Yahya ona cevaben şöyle dedi: Oğulcuğum, bir gece bir mazlum dua etti, biz ondan gafil olduk ama Allah gafil olmadı.

Tarihe yolculuk yapıp günümüze bir şeyler getirmek isteyenlere iyi okumalar
Bil ki bu devlet, tarihin alnında bir ak, asrın başında bir taçtır. Onun güzellikleriyle darb-ı meseller getirilir. İhtiyaçların temini için oraya göç bağlanır, ümitler ona yönelir. Dünya ciğerlerini onun için bol bol saçmış ve en güzel saadetini ona bahşetmiştir.
Yahyâ ve oğulları ise, parlak yıldızlar, taşkın denizler, kükreyen seller ve yağan yağmurlar gibidir. Onların himayesinde kurulan panayırlar neşeli olmaktadır. Hürmete layık kimselerin mertebeleri onların yanında yüksektir. Onların döneminde dünya imar edilmiş, memleketin büyüklüğü ortadadır. Onlar bağrı yanıkların barınağı ve kovulmuşların sığınağıdır.
Hârûn, hilafet makamına oturmuş ve sadık dostu Yahyâ'yı yanına çağırarak: Babacığım, görüşünün bereketi ve tedbirinin güzelliğiyle beni bu makama oturttun. Halkın işini sana yüklüyorum. Bu yükü boynumdan çıkardım. Dilediğin gibi hükmet. Dilediğine iş ver, dilediğini azlet. Dilediğine emret, dilediğini düşür. Ben hiçbir konuda seninle ters düşmeyeceğim. dedi ve onu vezirlik koltuğuna oturttu.
Artık bütün yüzler Bermekîlere doğru çevrilmişti. Onların önünde herkesin boynu büküktü, dilek ve istekler sadece onlara arz ediliyordu. Çünkü Biz varsak varsınız, biz yoksak yoksunuz, halife de kim oluyor? mantığı hâkim olmaya başlamıştır.
Zirvede durmak zirveye çıkmaktan zordur. Her çıkışın bir inişi vardır.
Oğullarından biri bir gün Yahyâ'ya şöyle dedi: Babacığım, emir ve yasak (bütün yetkiler) elimizdeyken, büyük servetten sonra nasıl oldu da zaman bizi bu hale getirdi, şu an hapisteyiz? Yahya ona cevaben şöyle dedi: Oğulcuğum, bir gece bir mazlum dua etti, biz ondan gafil olduk ama Allah gafil olmadı.

Tarihe yolculuk yapıp günümüze bir şeyler getirmek isteyenlere iyi okumalar
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat