Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım

Stok Kodu:
9786055147358
Sayfa Sayısı:
97
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Kategori:
%20 indirimli
11,11TL
8,89TL
9786055147358
433877
Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım
Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım
8.89
Bu Sefer Lila Olsun Saçlarim'in ortaya çikisinda Suavi Kemal Yazgiç'in beni siklikla arayip hikâye yazmami telkin etmesinin büyük rolü var. Yavaslamamiza, ülke olarak basimizdan geçenler üzerine düsünmemize izin vermeyen ortami gögüsleyerek her telefondan sonra akip gelen hikâyeler... Ortada hiçbir not ve yazili iz yokken muhayyilenin bahçesinde dogaçlama boy veren babalar, ogullar ve türlü çesit kadinlar. Hatirlamanin büyüsü, hikâye saganaginin altina el tutmanin tecrübesi...“Günlügüm varligimin eviydi bir bakima. Kaybolan tarihimdi. Kisa gibi görünen ama içine yeryüzünün bütün kaygilari, altüst oluslari, heyecanlari, acilari, sevinçleri sigmis olan esasli bir tarih. O yasta siradanligin farkina varamiyor insan, fevkalade geliyor her yasanan. Hayatlarimizin karartildigi anlar da, cüce dünyaya karsi koyan küçük yüce sevinçlerimiz de, ödedigimiz bedeller de kaydedilmisti. Insanin basina gelenlerden daha degerli bir hazinesi olamayacagina göre bir hayat, giden defterle yok olmak üzereydi demek ki. Kendiligime ait binanin insa edilisinde kullanilacak harç, kayit altina aldigim ayrintilardan ibaret olduguna göre varligim dagilip giderdi artik. Artik kim oldugumuzu söyleyecek bir sahit bile yoktu. Birden Avrupa sehirlerinde turist ruhuyla oradan oraya sürüklenen temelsiz, iskeletsiz, her an yere yigilacak bir bedene dönüsmüstüm. Karsilikli olarak birbirimizin aynasina bakacak gücümüz oldugunda, iste o zaman baskasiyla iliskide hakiki bir alisveris olabilir. Evvelim olmayinca üzerine yeni seyler koymak mümkün mü? Her sey kâgit üzerindeyse zaten yoksun der, bilmenin erbabi ama…”
Bu Sefer Lila Olsun Saçlarim'in ortaya çikisinda Suavi Kemal Yazgiç'in beni siklikla arayip hikâye yazmami telkin etmesinin büyük rolü var. Yavaslamamiza, ülke olarak basimizdan geçenler üzerine düsünmemize izin vermeyen ortami gögüsleyerek her telefondan sonra akip gelen hikâyeler... Ortada hiçbir not ve yazili iz yokken muhayyilenin bahçesinde dogaçlama boy veren babalar, ogullar ve türlü çesit kadinlar. Hatirlamanin büyüsü, hikâye saganaginin altina el tutmanin tecrübesi...“Günlügüm varligimin eviydi bir bakima. Kaybolan tarihimdi. Kisa gibi görünen ama içine yeryüzünün bütün kaygilari, altüst oluslari, heyecanlari, acilari, sevinçleri sigmis olan esasli bir tarih. O yasta siradanligin farkina varamiyor insan, fevkalade geliyor her yasanan. Hayatlarimizin karartildigi anlar da, cüce dünyaya karsi koyan küçük yüce sevinçlerimiz de, ödedigimiz bedeller de kaydedilmisti. Insanin basina gelenlerden daha degerli bir hazinesi olamayacagina göre bir hayat, giden defterle yok olmak üzereydi demek ki. Kendiligime ait binanin insa edilisinde kullanilacak harç, kayit altina aldigim ayrintilardan ibaret olduguna göre varligim dagilip giderdi artik. Artik kim oldugumuzu söyleyecek bir sahit bile yoktu. Birden Avrupa sehirlerinde turist ruhuyla oradan oraya sürüklenen temelsiz, iskeletsiz, her an yere yigilacak bir bedene dönüsmüstüm. Karsilikli olarak birbirimizin aynasina bakacak gücümüz oldugunda, iste o zaman baskasiyla iliskide hakiki bir alisveris olabilir. Evvelim olmayinca üzerine yeni seyler koymak mümkün mü? Her sey kâgit üzerindeyse zaten yoksun der, bilmenin erbabi ama…”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat