9786059778183
532355
https://www.tdedkitap.com/bir-neyzen-iki-derya-sems-ve-mevlana-hazretleri
Bir Neyzen, İki Derya - Şems ve Mevlana Hazretleri
160.00
Modern yasamin yarattigi maddi ve manevi yikimdan kendine bir kurtulus yolu arayan insanlara, tasavvuf, çekici ve aydinlik bir kapi olarak gözükmektedir. Kendilerine bir dergâh, bir mürsid arayanlar sadece Islam âleminde degil, tüm dünyada artmakta, bir yere kapilananlarin çogu da aslinda bilmeden kiyafetlere, merasimlere, yalan yanlis bir iki söze aldanmakta, basta Hz. Mevlânâ olmak üzere maalesef evliyanin halini, sözlerini, tasavvufun manasini, maksadini arastirmadan bu yola koyulmaktalar.Gelenek açisindan bakildiginda devamlilik, güzel sanatlarda oldugu gibi, bir mürsidden irfan, edep, erkân, mesrep naklini alabilmek için onunla beraber yasamayi gerektirir. Dergâhlarin kapali olmasi, gelenegin devami için gerekli olan bu ortami ortadan kaldirmistir. Yani 1925 yilinda dergâhta bütün egitim sürecini, yani seyr u sülûkunu tamamlayip 'dede' unvanini almis olanlar, Cumhuriyet kanunlarinin hâlâ en kati sekilde uygulandigi 1970'li yillarda ahirete göçmeye baslamislardi.Neyzen Kudsi Erguner bu kopusa ragmen, son dedeleri yasarken görmüs, hallerine komsu olmus biri olarak sözü devraliyor. Elest Bezmi'nde tanisan iki dost, Hz. Mevlânâ ve Sems üzerinden uzantilarini devsiren söylesi; neyin nefesiyle, tasavvuf musikisi, sir, velilerin halleri, ilk Mevlânâ anma programlari gibi duraklardan akici ve bir o kadar da manevi neseyle geçiyor. "Bu söyleside agzimdan çikan sözler, gönül kirmak maksadiyla degil, gönül yapmak için söylenmistir. Sürçülisan ettiysem affimi niyaz ederim.Allah, ölüden diri, diriden ölü çikarttigi gibi evliyadan eskiya, eskiyadan da evliya çikartabilir. Bu nedenle yapilan tenkit ve sikayet, birbirimizin su andaki halinin giybeti degil, arzu edilen kemâlimizin gecikmesinden kaynaklanmaktadir." (Tanitim Bülteninden)
Modern yasamin yarattigi maddi ve manevi yikimdan kendine bir kurtulus yolu arayan insanlara, tasavvuf, çekici ve aydinlik bir kapi olarak gözükmektedir. Kendilerine bir dergâh, bir mürsid arayanlar sadece Islam âleminde degil, tüm dünyada artmakta, bir yere kapilananlarin çogu da aslinda bilmeden kiyafetlere, merasimlere, yalan yanlis bir iki söze aldanmakta, basta Hz. Mevlânâ olmak üzere maalesef evliyanin halini, sözlerini, tasavvufun manasini, maksadini arastirmadan bu yola koyulmaktalar.Gelenek açisindan bakildiginda devamlilik, güzel sanatlarda oldugu gibi, bir mürsidden irfan, edep, erkân, mesrep naklini alabilmek için onunla beraber yasamayi gerektirir. Dergâhlarin kapali olmasi, gelenegin devami için gerekli olan bu ortami ortadan kaldirmistir. Yani 1925 yilinda dergâhta bütün egitim sürecini, yani seyr u sülûkunu tamamlayip 'dede' unvanini almis olanlar, Cumhuriyet kanunlarinin hâlâ en kati sekilde uygulandigi 1970'li yillarda ahirete göçmeye baslamislardi.Neyzen Kudsi Erguner bu kopusa ragmen, son dedeleri yasarken görmüs, hallerine komsu olmus biri olarak sözü devraliyor. Elest Bezmi'nde tanisan iki dost, Hz. Mevlânâ ve Sems üzerinden uzantilarini devsiren söylesi; neyin nefesiyle, tasavvuf musikisi, sir, velilerin halleri, ilk Mevlânâ anma programlari gibi duraklardan akici ve bir o kadar da manevi neseyle geçiyor. "Bu söyleside agzimdan çikan sözler, gönül kirmak maksadiyla degil, gönül yapmak için söylenmistir. Sürçülisan ettiysem affimi niyaz ederim.Allah, ölüden diri, diriden ölü çikarttigi gibi evliyadan eskiya, eskiyadan da evliya çikartabilir. Bu nedenle yapilan tenkit ve sikayet, birbirimizin su andaki halinin giybeti degil, arzu edilen kemâlimizin gecikmesinden kaynaklanmaktadir." (Tanitim Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.