9786050672688
369487
https://www.tdedkitap.com/bir-baska-acidan-dua
Bir Başka Açıdan Dua
200.00
Dua İle Belanızı İstemeyin!
Varsayalım, çok önemli ve sizin bütün paranızı harcadığınız, kazanırsanız çok iyi şeyler olacağını düşündüğünüz çok çalıştığınız olması için sayısız dua ettiğiniz bir işiniz var. Bütün hazırlıklar tamam. Yola çıkıyorsunuz, yağışlı bir hava, erkenden havaalanına yetişmeniz gerek. İlk uçakla giderseniz ihaleye ancak yetişebileceksiniz. Onun için uçağı kaçırmamanız önemli.
Havaalanına doğru giderken, yağmurda yolda kalmış bir arkadaşınızı görüyorsunuz. Onu almak için arabanızı sağa çekerken yol kenarındaki bir çivi arabanızın lastiğine saplanıyor. O şekilde yola devam edemezsiniz fakat lastiği değiştirecek zaman yok. Havaalanına yetişmek için dua ediyorsunuz çabalıyorsunuz fakat yoldan geçen arabaların hiçbiri durmuyor. Hatta onların serptiği sularla üstünüz başınız berbat oluyor. Bir arkadaşınıza iyilik etmek isterken sizin için bir felakete dönüyor bu merhamet duygusu. O anda bir başka dostunuz sizi görüp arabası ile yanaşıyor ve sizi alıyor. Havaalanına doğru yola çıkıyorsunuz, fakat trafik berbat. Havaalanına vardığınızda uçak kapılarını kapatmış. Bir anda bütün hayalleriniz yıkılıyor. Çaresiz bir şekilde ortada kalakalıyorsunuz. İhaleye katılamayacaksınız..
Eve geri dönmeniz gerek. Bir taksiye biniyorsunuz. Suratınızdan düşen bin parça.
Eve yaklaştığınızda taksinin radyosundan son dakika haberi geçiyor. Binmesi gereken uçak düşmüştür. Birden gergin haliniz bir rahatlamaya dönüyor. Evet, havaalanına yetişse, o uçağa binse idi, şimdi o da hayatta olmayacaktı.. Uçağa binen rakipleri hayatını kaybetmiş, daha sonra ihale iptal edilmişti. Ve sonunda ihale kendine kalmıştı. Siz, Allah'ın rızasına uygun olanı, hayırlısını isteyin!
Gün boyunca hatta haftalarca dua ile belanızı çağırmıştınız. Şimdi ise aynı olay, kişiler bir başka şekilde görünmeye başladı gözünüzde. Olsun diye dualar edip yakardığımız şey olmadığı için şükrediyordunuz. Bize hayır gibi gelen bir şeyde şer, şer gibi gelen bir şeyde hayır olabilirdi. Duamızı başından beri eksik ediyorduk.
Filistin'deki zulümler için dua ederken, “Allah'ım Filistin'i kurtar, Siyonistleri kahret” diye dua ettiniz mi hiç? Peki hiç düşündünüz mü bu ve bu benzeri duaları ederken; Allah iradesini gerçekleştirmek için kimseye muhtaç ve mecbur olmadığını. Dilerse iradesi içindeki şeytanları bile dinine hizmet ettirir, kurtarır ve kahreder. Dua ediyor gibi yaparak, Allah'ı ikna etmeye, O'na çözüm dayatmaya çalışmayın.. Dua ederken kendi ellerimize bakmamızın bir sebebi var. O'ndan istediğimizi baktığımız ellerle gerçekleştireceğimiz için, “bu ellerle cezalandır, bu ellerlerle yardım et” demek için açarız ellerimizi.
Peki nasıl dua edeceğiz? Dua nedir, ne değildir?
Varsayalım, çok önemli ve sizin bütün paranızı harcadığınız, kazanırsanız çok iyi şeyler olacağını düşündüğünüz çok çalıştığınız olması için sayısız dua ettiğiniz bir işiniz var. Bütün hazırlıklar tamam. Yola çıkıyorsunuz, yağışlı bir hava, erkenden havaalanına yetişmeniz gerek. İlk uçakla giderseniz ihaleye ancak yetişebileceksiniz. Onun için uçağı kaçırmamanız önemli.
Havaalanına doğru giderken, yağmurda yolda kalmış bir arkadaşınızı görüyorsunuz. Onu almak için arabanızı sağa çekerken yol kenarındaki bir çivi arabanızın lastiğine saplanıyor. O şekilde yola devam edemezsiniz fakat lastiği değiştirecek zaman yok. Havaalanına yetişmek için dua ediyorsunuz çabalıyorsunuz fakat yoldan geçen arabaların hiçbiri durmuyor. Hatta onların serptiği sularla üstünüz başınız berbat oluyor. Bir arkadaşınıza iyilik etmek isterken sizin için bir felakete dönüyor bu merhamet duygusu. O anda bir başka dostunuz sizi görüp arabası ile yanaşıyor ve sizi alıyor. Havaalanına doğru yola çıkıyorsunuz, fakat trafik berbat. Havaalanına vardığınızda uçak kapılarını kapatmış. Bir anda bütün hayalleriniz yıkılıyor. Çaresiz bir şekilde ortada kalakalıyorsunuz. İhaleye katılamayacaksınız..
Eve geri dönmeniz gerek. Bir taksiye biniyorsunuz. Suratınızdan düşen bin parça.
Eve yaklaştığınızda taksinin radyosundan son dakika haberi geçiyor. Binmesi gereken uçak düşmüştür. Birden gergin haliniz bir rahatlamaya dönüyor. Evet, havaalanına yetişse, o uçağa binse idi, şimdi o da hayatta olmayacaktı.. Uçağa binen rakipleri hayatını kaybetmiş, daha sonra ihale iptal edilmişti. Ve sonunda ihale kendine kalmıştı. Siz, Allah'ın rızasına uygun olanı, hayırlısını isteyin!
Gün boyunca hatta haftalarca dua ile belanızı çağırmıştınız. Şimdi ise aynı olay, kişiler bir başka şekilde görünmeye başladı gözünüzde. Olsun diye dualar edip yakardığımız şey olmadığı için şükrediyordunuz. Bize hayır gibi gelen bir şeyde şer, şer gibi gelen bir şeyde hayır olabilirdi. Duamızı başından beri eksik ediyorduk.
Filistin'deki zulümler için dua ederken, “Allah'ım Filistin'i kurtar, Siyonistleri kahret” diye dua ettiniz mi hiç? Peki hiç düşündünüz mü bu ve bu benzeri duaları ederken; Allah iradesini gerçekleştirmek için kimseye muhtaç ve mecbur olmadığını. Dilerse iradesi içindeki şeytanları bile dinine hizmet ettirir, kurtarır ve kahreder. Dua ediyor gibi yaparak, Allah'ı ikna etmeye, O'na çözüm dayatmaya çalışmayın.. Dua ederken kendi ellerimize bakmamızın bir sebebi var. O'ndan istediğimizi baktığımız ellerle gerçekleştireceğimiz için, “bu ellerle cezalandır, bu ellerlerle yardım et” demek için açarız ellerimizi.
Peki nasıl dua edeceğiz? Dua nedir, ne değildir?
Dua İle Belanızı İstemeyin!
Varsayalım, çok önemli ve sizin bütün paranızı harcadığınız, kazanırsanız çok iyi şeyler olacağını düşündüğünüz çok çalıştığınız olması için sayısız dua ettiğiniz bir işiniz var. Bütün hazırlıklar tamam. Yola çıkıyorsunuz, yağışlı bir hava, erkenden havaalanına yetişmeniz gerek. İlk uçakla giderseniz ihaleye ancak yetişebileceksiniz. Onun için uçağı kaçırmamanız önemli.
Havaalanına doğru giderken, yağmurda yolda kalmış bir arkadaşınızı görüyorsunuz. Onu almak için arabanızı sağa çekerken yol kenarındaki bir çivi arabanızın lastiğine saplanıyor. O şekilde yola devam edemezsiniz fakat lastiği değiştirecek zaman yok. Havaalanına yetişmek için dua ediyorsunuz çabalıyorsunuz fakat yoldan geçen arabaların hiçbiri durmuyor. Hatta onların serptiği sularla üstünüz başınız berbat oluyor. Bir arkadaşınıza iyilik etmek isterken sizin için bir felakete dönüyor bu merhamet duygusu. O anda bir başka dostunuz sizi görüp arabası ile yanaşıyor ve sizi alıyor. Havaalanına doğru yola çıkıyorsunuz, fakat trafik berbat. Havaalanına vardığınızda uçak kapılarını kapatmış. Bir anda bütün hayalleriniz yıkılıyor. Çaresiz bir şekilde ortada kalakalıyorsunuz. İhaleye katılamayacaksınız..
Eve geri dönmeniz gerek. Bir taksiye biniyorsunuz. Suratınızdan düşen bin parça.
Eve yaklaştığınızda taksinin radyosundan son dakika haberi geçiyor. Binmesi gereken uçak düşmüştür. Birden gergin haliniz bir rahatlamaya dönüyor. Evet, havaalanına yetişse, o uçağa binse idi, şimdi o da hayatta olmayacaktı.. Uçağa binen rakipleri hayatını kaybetmiş, daha sonra ihale iptal edilmişti. Ve sonunda ihale kendine kalmıştı. Siz, Allah'ın rızasına uygun olanı, hayırlısını isteyin!
Gün boyunca hatta haftalarca dua ile belanızı çağırmıştınız. Şimdi ise aynı olay, kişiler bir başka şekilde görünmeye başladı gözünüzde. Olsun diye dualar edip yakardığımız şey olmadığı için şükrediyordunuz. Bize hayır gibi gelen bir şeyde şer, şer gibi gelen bir şeyde hayır olabilirdi. Duamızı başından beri eksik ediyorduk.
Filistin'deki zulümler için dua ederken, “Allah'ım Filistin'i kurtar, Siyonistleri kahret” diye dua ettiniz mi hiç? Peki hiç düşündünüz mü bu ve bu benzeri duaları ederken; Allah iradesini gerçekleştirmek için kimseye muhtaç ve mecbur olmadığını. Dilerse iradesi içindeki şeytanları bile dinine hizmet ettirir, kurtarır ve kahreder. Dua ediyor gibi yaparak, Allah'ı ikna etmeye, O'na çözüm dayatmaya çalışmayın.. Dua ederken kendi ellerimize bakmamızın bir sebebi var. O'ndan istediğimizi baktığımız ellerle gerçekleştireceğimiz için, “bu ellerle cezalandır, bu ellerlerle yardım et” demek için açarız ellerimizi.
Peki nasıl dua edeceğiz? Dua nedir, ne değildir?
Varsayalım, çok önemli ve sizin bütün paranızı harcadığınız, kazanırsanız çok iyi şeyler olacağını düşündüğünüz çok çalıştığınız olması için sayısız dua ettiğiniz bir işiniz var. Bütün hazırlıklar tamam. Yola çıkıyorsunuz, yağışlı bir hava, erkenden havaalanına yetişmeniz gerek. İlk uçakla giderseniz ihaleye ancak yetişebileceksiniz. Onun için uçağı kaçırmamanız önemli.
Havaalanına doğru giderken, yağmurda yolda kalmış bir arkadaşınızı görüyorsunuz. Onu almak için arabanızı sağa çekerken yol kenarındaki bir çivi arabanızın lastiğine saplanıyor. O şekilde yola devam edemezsiniz fakat lastiği değiştirecek zaman yok. Havaalanına yetişmek için dua ediyorsunuz çabalıyorsunuz fakat yoldan geçen arabaların hiçbiri durmuyor. Hatta onların serptiği sularla üstünüz başınız berbat oluyor. Bir arkadaşınıza iyilik etmek isterken sizin için bir felakete dönüyor bu merhamet duygusu. O anda bir başka dostunuz sizi görüp arabası ile yanaşıyor ve sizi alıyor. Havaalanına doğru yola çıkıyorsunuz, fakat trafik berbat. Havaalanına vardığınızda uçak kapılarını kapatmış. Bir anda bütün hayalleriniz yıkılıyor. Çaresiz bir şekilde ortada kalakalıyorsunuz. İhaleye katılamayacaksınız..
Eve geri dönmeniz gerek. Bir taksiye biniyorsunuz. Suratınızdan düşen bin parça.
Eve yaklaştığınızda taksinin radyosundan son dakika haberi geçiyor. Binmesi gereken uçak düşmüştür. Birden gergin haliniz bir rahatlamaya dönüyor. Evet, havaalanına yetişse, o uçağa binse idi, şimdi o da hayatta olmayacaktı.. Uçağa binen rakipleri hayatını kaybetmiş, daha sonra ihale iptal edilmişti. Ve sonunda ihale kendine kalmıştı. Siz, Allah'ın rızasına uygun olanı, hayırlısını isteyin!
Gün boyunca hatta haftalarca dua ile belanızı çağırmıştınız. Şimdi ise aynı olay, kişiler bir başka şekilde görünmeye başladı gözünüzde. Olsun diye dualar edip yakardığımız şey olmadığı için şükrediyordunuz. Bize hayır gibi gelen bir şeyde şer, şer gibi gelen bir şeyde hayır olabilirdi. Duamızı başından beri eksik ediyorduk.
Filistin'deki zulümler için dua ederken, “Allah'ım Filistin'i kurtar, Siyonistleri kahret” diye dua ettiniz mi hiç? Peki hiç düşündünüz mü bu ve bu benzeri duaları ederken; Allah iradesini gerçekleştirmek için kimseye muhtaç ve mecbur olmadığını. Dilerse iradesi içindeki şeytanları bile dinine hizmet ettirir, kurtarır ve kahreder. Dua ediyor gibi yaparak, Allah'ı ikna etmeye, O'na çözüm dayatmaya çalışmayın.. Dua ederken kendi ellerimize bakmamızın bir sebebi var. O'ndan istediğimizi baktığımız ellerle gerçekleştireceğimiz için, “bu ellerle cezalandır, bu ellerlerle yardım et” demek için açarız ellerimizi.
Peki nasıl dua edeceğiz? Dua nedir, ne değildir?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.