9786059689373
531090
https://www.tdedkitap.com/bilim-politikasi-ve-bilginin-gucu
Bilim Politikası ve Bilginin Gücü
132.00
Bilim politikasında önemli bir strateji de zaman kazanmaktır. Zaman kazanabilirsek maliyeti sıfır olan büyük bir servetimiz var demektir. Tasarrufun önceliği zaman üzerine olmalıdır. Sarfiyattan söz edilen yerde savurganlığın terk edilmesi ve bilinçlenme öne çıkmalıdır. Tasarruf gündemde ise israf da gündemdedir. İsrafın karşısında olanların, tasarrufun yanında olmaları tabiidir. Tasarruf, sadece insanın değil tüm canlıların ve hayatın vazgeçilmez bir eylemidir. Toplumlar geleceklerini, tasarrufların üzerine bina ederler. Fertler de kaynaklarını tasarruf ederek akıllıca ve yüksek verimle kullanarak hayatlarını sürdürmeye çalışırlar.
İnsanlara maliki olmadığı, limitlerini bilemediği, faydalandığı fakat kumanda edemediği bazı muazzam değerler de verilmiştir: Mesela insanın canı gibi. Can insanın en aziz varlığıdır. Korunması gerekir ancak korur muyuz, koruduğumuzu mu sanırız, burası meçhuldür. Can, bizde olmasına rağmen anladığımız manada bizim olmayan, doğumda da ölümde de kumanda edemediğimiz, dünya zamanı ile kaynaşmalı, Allah ile antlaşmalı bir cevherdir.
Bu nasıl bir bilmecedir ki sınırlı ve çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, sınırsız bir hayatın varlığını öğrenmek ve kazanmak imkanı verilmektedir. Elbette bu zor ve ciddi bir iştir. Bence bu işi başaranlara “zamana egemen” olanlar denilebilir. Belki egemenlik iddialı bir ifade, yerine onunla savaşmayı bilenler denilebilir. Hangi mekânda ve zaman diliminde yaşarlarsa yaşasınlar, gerçekten onların kazancı en büyüktür. Zamana egemen olabilmek, bize ait olmayan bir akışı lehimize çevirebilmek demektir. Bu da ancak her geçen anın içerisinde var olan değerleri yakalayabilmekle olabilir. Yakalanan değerler, kaçırılan değerlerden fazla olmalıdır. Verimin gerçek anlamı buradadır. Kaçırılanlar israflarımız, yakaladıklarımız kazançlarımız ve tasarruflarımızdır. Zaman, ancak akarken yakalanan kazançlarla tasarruf edilebilen bir cevherdir. Zamanın en büyük kazancı öğrenmektir, bilgidir ve bilimdir. Gençlik yılları ve tahsil hayatı bu yönüyle çok önemlidir. Onun için ilk emir “Oku, Anla ve Bilinc¸len”dir.
İnsanlara maliki olmadığı, limitlerini bilemediği, faydalandığı fakat kumanda edemediği bazı muazzam değerler de verilmiştir: Mesela insanın canı gibi. Can insanın en aziz varlığıdır. Korunması gerekir ancak korur muyuz, koruduğumuzu mu sanırız, burası meçhuldür. Can, bizde olmasına rağmen anladığımız manada bizim olmayan, doğumda da ölümde de kumanda edemediğimiz, dünya zamanı ile kaynaşmalı, Allah ile antlaşmalı bir cevherdir.
Bu nasıl bir bilmecedir ki sınırlı ve çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, sınırsız bir hayatın varlığını öğrenmek ve kazanmak imkanı verilmektedir. Elbette bu zor ve ciddi bir iştir. Bence bu işi başaranlara “zamana egemen” olanlar denilebilir. Belki egemenlik iddialı bir ifade, yerine onunla savaşmayı bilenler denilebilir. Hangi mekânda ve zaman diliminde yaşarlarsa yaşasınlar, gerçekten onların kazancı en büyüktür. Zamana egemen olabilmek, bize ait olmayan bir akışı lehimize çevirebilmek demektir. Bu da ancak her geçen anın içerisinde var olan değerleri yakalayabilmekle olabilir. Yakalanan değerler, kaçırılan değerlerden fazla olmalıdır. Verimin gerçek anlamı buradadır. Kaçırılanlar israflarımız, yakaladıklarımız kazançlarımız ve tasarruflarımızdır. Zaman, ancak akarken yakalanan kazançlarla tasarruf edilebilen bir cevherdir. Zamanın en büyük kazancı öğrenmektir, bilgidir ve bilimdir. Gençlik yılları ve tahsil hayatı bu yönüyle çok önemlidir. Onun için ilk emir “Oku, Anla ve Bilinc¸len”dir.
Bilim politikasında önemli bir strateji de zaman kazanmaktır. Zaman kazanabilirsek maliyeti sıfır olan büyük bir servetimiz var demektir. Tasarrufun önceliği zaman üzerine olmalıdır. Sarfiyattan söz edilen yerde savurganlığın terk edilmesi ve bilinçlenme öne çıkmalıdır. Tasarruf gündemde ise israf da gündemdedir. İsrafın karşısında olanların, tasarrufun yanında olmaları tabiidir. Tasarruf, sadece insanın değil tüm canlıların ve hayatın vazgeçilmez bir eylemidir. Toplumlar geleceklerini, tasarrufların üzerine bina ederler. Fertler de kaynaklarını tasarruf ederek akıllıca ve yüksek verimle kullanarak hayatlarını sürdürmeye çalışırlar.
İnsanlara maliki olmadığı, limitlerini bilemediği, faydalandığı fakat kumanda edemediği bazı muazzam değerler de verilmiştir: Mesela insanın canı gibi. Can insanın en aziz varlığıdır. Korunması gerekir ancak korur muyuz, koruduğumuzu mu sanırız, burası meçhuldür. Can, bizde olmasına rağmen anladığımız manada bizim olmayan, doğumda da ölümde de kumanda edemediğimiz, dünya zamanı ile kaynaşmalı, Allah ile antlaşmalı bir cevherdir.
Bu nasıl bir bilmecedir ki sınırlı ve çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, sınırsız bir hayatın varlığını öğrenmek ve kazanmak imkanı verilmektedir. Elbette bu zor ve ciddi bir iştir. Bence bu işi başaranlara “zamana egemen” olanlar denilebilir. Belki egemenlik iddialı bir ifade, yerine onunla savaşmayı bilenler denilebilir. Hangi mekânda ve zaman diliminde yaşarlarsa yaşasınlar, gerçekten onların kazancı en büyüktür. Zamana egemen olabilmek, bize ait olmayan bir akışı lehimize çevirebilmek demektir. Bu da ancak her geçen anın içerisinde var olan değerleri yakalayabilmekle olabilir. Yakalanan değerler, kaçırılan değerlerden fazla olmalıdır. Verimin gerçek anlamı buradadır. Kaçırılanlar israflarımız, yakaladıklarımız kazançlarımız ve tasarruflarımızdır. Zaman, ancak akarken yakalanan kazançlarla tasarruf edilebilen bir cevherdir. Zamanın en büyük kazancı öğrenmektir, bilgidir ve bilimdir. Gençlik yılları ve tahsil hayatı bu yönüyle çok önemlidir. Onun için ilk emir “Oku, Anla ve Bilinc¸len”dir.
İnsanlara maliki olmadığı, limitlerini bilemediği, faydalandığı fakat kumanda edemediği bazı muazzam değerler de verilmiştir: Mesela insanın canı gibi. Can insanın en aziz varlığıdır. Korunması gerekir ancak korur muyuz, koruduğumuzu mu sanırız, burası meçhuldür. Can, bizde olmasına rağmen anladığımız manada bizim olmayan, doğumda da ölümde de kumanda edemediğimiz, dünya zamanı ile kaynaşmalı, Allah ile antlaşmalı bir cevherdir.
Bu nasıl bir bilmecedir ki sınırlı ve çok kısa bir zaman dilimi içerisinde, sınırsız bir hayatın varlığını öğrenmek ve kazanmak imkanı verilmektedir. Elbette bu zor ve ciddi bir iştir. Bence bu işi başaranlara “zamana egemen” olanlar denilebilir. Belki egemenlik iddialı bir ifade, yerine onunla savaşmayı bilenler denilebilir. Hangi mekânda ve zaman diliminde yaşarlarsa yaşasınlar, gerçekten onların kazancı en büyüktür. Zamana egemen olabilmek, bize ait olmayan bir akışı lehimize çevirebilmek demektir. Bu da ancak her geçen anın içerisinde var olan değerleri yakalayabilmekle olabilir. Yakalanan değerler, kaçırılan değerlerden fazla olmalıdır. Verimin gerçek anlamı buradadır. Kaçırılanlar israflarımız, yakaladıklarımız kazançlarımız ve tasarruflarımızdır. Zaman, ancak akarken yakalanan kazançlarla tasarruf edilebilen bir cevherdir. Zamanın en büyük kazancı öğrenmektir, bilgidir ve bilimdir. Gençlik yılları ve tahsil hayatı bu yönüyle çok önemlidir. Onun için ilk emir “Oku, Anla ve Bilinc¸len”dir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.