9789752551923
470246
https://www.tdedkitap.com/bergamadan-hasankeyfe-madenler-ve-emparyalizm
Bergama'dan Hasankeyf'e Madenler ve Emparyalizm
200.00
Türkiye, gelmiş geçmiş en büyük yıkımlardan birini yaşamaktadır. Ulusal varlıklarımız, yer altı ve yerüstü kaynaklarımız yabancı sermayeye, yabancı madencilik şirketlerine pazarlanabilmektedir. Emperyalist Avrupa Birliği'nin dayattığı “uyum” adı altındaki yasalarla Türkiye, topraklarını, madenlerini ve zenginliklerini “işletme hakkı”, “mülkiyet hakkı” gibi tartışmaların konusu haline getirebilmiştir. Türk mühendisleri, Türk şirketleri her türlü yerli çaba desteksiz bırakılmakta ve yabancı şirketlerin kapitalist hakimiyet alanlarında satılabilir değişkenler olarak, kaynaklarımız günübirlik politikalara hapsedilmektedir.
Çevresel sorunlar olarak dillendirilmeye çalışanların, “yapay gündemler”, “ajitasyon politikaları” ve Türkiye'yi “kültürel Vandalizm”le suçlamak ötesinde bir anlamı bulunmamaktadır. Bilim insanları bağımsızlık bilinciyle çalışmalarını sürdürmekte ve ne yazık ki sabotajlarla, “elektronik harp” temelli yeni nesil suikastlarla yok edilebilmektedirler.
Çevresel sorunlar olarak dillendirilmeye çalışanların, “yapay gündemler”, “ajitasyon politikaları” ve Türkiye'yi “kültürel Vandalizm”le suçlamak ötesinde bir anlamı bulunmamaktadır. Bilim insanları bağımsızlık bilinciyle çalışmalarını sürdürmekte ve ne yazık ki sabotajlarla, “elektronik harp” temelli yeni nesil suikastlarla yok edilebilmektedirler.
Türkiye, gelmiş geçmiş en büyük yıkımlardan birini yaşamaktadır. Ulusal varlıklarımız, yer altı ve yerüstü kaynaklarımız yabancı sermayeye, yabancı madencilik şirketlerine pazarlanabilmektedir. Emperyalist Avrupa Birliği'nin dayattığı “uyum” adı altındaki yasalarla Türkiye, topraklarını, madenlerini ve zenginliklerini “işletme hakkı”, “mülkiyet hakkı” gibi tartışmaların konusu haline getirebilmiştir. Türk mühendisleri, Türk şirketleri her türlü yerli çaba desteksiz bırakılmakta ve yabancı şirketlerin kapitalist hakimiyet alanlarında satılabilir değişkenler olarak, kaynaklarımız günübirlik politikalara hapsedilmektedir.
Çevresel sorunlar olarak dillendirilmeye çalışanların, “yapay gündemler”, “ajitasyon politikaları” ve Türkiye'yi “kültürel Vandalizm”le suçlamak ötesinde bir anlamı bulunmamaktadır. Bilim insanları bağımsızlık bilinciyle çalışmalarını sürdürmekte ve ne yazık ki sabotajlarla, “elektronik harp” temelli yeni nesil suikastlarla yok edilebilmektedirler.
Çevresel sorunlar olarak dillendirilmeye çalışanların, “yapay gündemler”, “ajitasyon politikaları” ve Türkiye'yi “kültürel Vandalizm”le suçlamak ötesinde bir anlamı bulunmamaktadır. Bilim insanları bağımsızlık bilinciyle çalışmalarını sürdürmekte ve ne yazık ki sabotajlarla, “elektronik harp” temelli yeni nesil suikastlarla yok edilebilmektedirler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.