Ben Bu Adamı Sevdim

Stok Kodu:
9786055304232
Sayfa Sayısı:
288
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-01
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
%20 indirimli
13,50TL
10,80TL
9786055304232
436600
Ben Bu Adamı Sevdim
Ben Bu Adamı Sevdim
10.80
“Ben Bu Adami Sevdim”, Türk siyasi tarihinin en önemli olaylarindan birinin, Adnan Menderes ve arkadaslarinin idami çevresinde kurgulanmis bir roman. Siyasi çatismalarin, iktidar hesaplasmalarinin, politik açmazlarin karanlik Türkiye'sinde, sarhos cellâtlarin ellerine teslim edilen aydinlarin ibret verici ve sarsici hikâyesi… Yazar Isa Yilmaz, bu romaninda, Türk okurunu toplumsal bellegi ve kendi vicdaniyla hesaplasmaya çagiriyor.Ve idam!..“Gecenin bir yarisi Imrali'da saatler 02:30'a geliyor… Gökyüzü karanlik bulutlarla kapali ve bir rüzgar soguk, soguk esiyor. Bir matem, bir ölüm, bir yalnizlik çukuru gibi deniz ortasindaki ada. Ve karanlik hücreler önünde gezinen, alip da ölüme götüren ayaklar… Geldiler, geldiler, geldiler. Gözlerini kirpmadan bekleyen mahkûmlar sordular: “Ilk benim kapim mi açilir?” Sordular, sordular, sordular. Sorular, yari karanlik hücrenin var olan havasini da tükettiler, tükettiler, tükettiler. Ve ayaklar, bir hücrenin önünde durdular. Ve o sorular, gitmeden öylece kaldilar. Bu ilk, daha dokuz kisi var. Dokuz kez, dokuz ömür beklediler…
“Ben Bu Adami Sevdim”, Türk siyasi tarihinin en önemli olaylarindan birinin, Adnan Menderes ve arkadaslarinin idami çevresinde kurgulanmis bir roman. Siyasi çatismalarin, iktidar hesaplasmalarinin, politik açmazlarin karanlik Türkiye'sinde, sarhos cellâtlarin ellerine teslim edilen aydinlarin ibret verici ve sarsici hikâyesi… Yazar Isa Yilmaz, bu romaninda, Türk okurunu toplumsal bellegi ve kendi vicdaniyla hesaplasmaya çagiriyor.Ve idam!..“Gecenin bir yarisi Imrali'da saatler 02:30'a geliyor… Gökyüzü karanlik bulutlarla kapali ve bir rüzgar soguk, soguk esiyor. Bir matem, bir ölüm, bir yalnizlik çukuru gibi deniz ortasindaki ada. Ve karanlik hücreler önünde gezinen, alip da ölüme götüren ayaklar… Geldiler, geldiler, geldiler. Gözlerini kirpmadan bekleyen mahkûmlar sordular: “Ilk benim kapim mi açilir?” Sordular, sordular, sordular. Sorular, yari karanlik hücrenin var olan havasini da tükettiler, tükettiler, tükettiler. Ve ayaklar, bir hücrenin önünde durdular. Ve o sorular, gitmeden öylece kaldilar. Bu ilk, daha dokuz kisi var. Dokuz kez, dokuz ömür beklediler…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat