9789944425841
504577
https://www.tdedkitap.com/batililasma-ve-turk-edebiyati-lale-devrinden-tanzimata-yenilesme
Batılılaşma ve Türk Edebiyatı-Lale Devri'nden Tanzimat'a Yenileşme
384.00
Osmanli yöneticileri, XVIII. asrin baslarinda, askerlige, bilime ve tek¬nolojiye dair yeniliklere yönelirken, farkinda olmadan, hayatin her alaninda ve sanatta Batililasmaya da kapi aralamislardir. Böylece, hem fizik hem estetik bir degisim süreci, ayni zamanda baslamistir.Bin yildir içinde yasanilan kültürden bir baska kültüre geçilmektedir. Ne var ki, sanatin, özellikle edebiyatin aksamdan sabaha degismesi söz konusu degildir. Bir yasama üslûbunun ifadesi olarak edebiyat; dünden bugüne, bugünden yarina, duraksiz bir yolculuktur.Öyleyse, Tanzimat'tan sonra ortaya çikan edebiyat, eger “yeni” ise, sürecin, muhakkak, daha öncesinin olmasi lazimdir. Bu durumda; edebiyatla Batililasma arasindaki münasebet, sanildigindan daha sikidir ve “yenilesme”, simdiye kadar söylenegelenden çok daha erken bir dönemde baslamistir. “Batililasma ve Türk Edebiyati”, bir bakima, bu düsüncelerin izinin sürülmesinden dogmustur. Kitapta, Batililasmanin ilk somut belirtilerinin görüldügü XVIII. yüzyil baslarindan yeni bir dünya görüsünün ve edebiyatin ortaya çiktigi XIX. yüzyil ortalarina kadar geçen yaklasik 150 yil; “Uyanis”, “Yenilesme”, “Batililasma” adlarini tasiyan üç ana bölüm halinde incelenmektedir. Lale Devri'nde, Avrupa'ya ilgiyi elle tutulur kilan en önemli yenilik Türkçe matbaanin kurulmus olmasidir. Sihirli makine, bütün imkânsizliklara ragmen, ciliz da olsa, Türk aydinlanmasinin ilk isigini yakmistir. Yüzyilin sonunda, Fransiz Devrimi'nin armagani ise, “gazete”lerdir. Türk gazeteciligi, özellikle, siyasal bir muhalefetin ortaya çiktigi 1860 sonrasinda, modernlesmenin en önemli araci olmustur. Edebî manifestolar, kanunlarin bile önüne geçmis; Batililasan Türkiye'nin ilk liderleri politikacilar degil, ayni zamanda birer gazeteci ve fikir önderi olan sairler ve yazarlar arasindan çikmistir. Edebiyat açisindan daha önemlisi, Tanzimat devri nesrinin nüvesi, gazetelerin sayfalarinda belirirken, istikrarli bir sekilde hafifleyen bu dilin, gazeteleri adeta birer halk mektebine dönüstürmüs olmasidir. Basta tiyatro ve roman olmak üzere çagdas türlerin yurda girmesinde ve yayilmasinda en büyük rol de gazetelerindir. Kitapta, Müteferrika Matbaasi ile birlikte gazetelerin Yeni Türk Edebiyati'na dogru oynadigi bu çok özel rol üzerinde de, yepyeni yaklasim ve degerlendirmelerle, ayrintili olarak durulmaktadir. Tabii, iki bakis açisi, daima muhafaza edilmistir. Birinci açida, devletin siyasal konumu ve onunla birlikte farklilasan toplumsal yapi yer almaktadir. Ikinci açida ise, bu siyasal ve sosyal zeminde olusan edebiyat...Esasen, edebiyat; insan, edebiyat; hayat degil midir?..
Osmanli yöneticileri, XVIII. asrin baslarinda, askerlige, bilime ve tek¬nolojiye dair yeniliklere yönelirken, farkinda olmadan, hayatin her alaninda ve sanatta Batililasmaya da kapi aralamislardir. Böylece, hem fizik hem estetik bir degisim süreci, ayni zamanda baslamistir.Bin yildir içinde yasanilan kültürden bir baska kültüre geçilmektedir. Ne var ki, sanatin, özellikle edebiyatin aksamdan sabaha degismesi söz konusu degildir. Bir yasama üslûbunun ifadesi olarak edebiyat; dünden bugüne, bugünden yarina, duraksiz bir yolculuktur.Öyleyse, Tanzimat'tan sonra ortaya çikan edebiyat, eger “yeni” ise, sürecin, muhakkak, daha öncesinin olmasi lazimdir. Bu durumda; edebiyatla Batililasma arasindaki münasebet, sanildigindan daha sikidir ve “yenilesme”, simdiye kadar söylenegelenden çok daha erken bir dönemde baslamistir. “Batililasma ve Türk Edebiyati”, bir bakima, bu düsüncelerin izinin sürülmesinden dogmustur. Kitapta, Batililasmanin ilk somut belirtilerinin görüldügü XVIII. yüzyil baslarindan yeni bir dünya görüsünün ve edebiyatin ortaya çiktigi XIX. yüzyil ortalarina kadar geçen yaklasik 150 yil; “Uyanis”, “Yenilesme”, “Batililasma” adlarini tasiyan üç ana bölüm halinde incelenmektedir. Lale Devri'nde, Avrupa'ya ilgiyi elle tutulur kilan en önemli yenilik Türkçe matbaanin kurulmus olmasidir. Sihirli makine, bütün imkânsizliklara ragmen, ciliz da olsa, Türk aydinlanmasinin ilk isigini yakmistir. Yüzyilin sonunda, Fransiz Devrimi'nin armagani ise, “gazete”lerdir. Türk gazeteciligi, özellikle, siyasal bir muhalefetin ortaya çiktigi 1860 sonrasinda, modernlesmenin en önemli araci olmustur. Edebî manifestolar, kanunlarin bile önüne geçmis; Batililasan Türkiye'nin ilk liderleri politikacilar degil, ayni zamanda birer gazeteci ve fikir önderi olan sairler ve yazarlar arasindan çikmistir. Edebiyat açisindan daha önemlisi, Tanzimat devri nesrinin nüvesi, gazetelerin sayfalarinda belirirken, istikrarli bir sekilde hafifleyen bu dilin, gazeteleri adeta birer halk mektebine dönüstürmüs olmasidir. Basta tiyatro ve roman olmak üzere çagdas türlerin yurda girmesinde ve yayilmasinda en büyük rol de gazetelerindir. Kitapta, Müteferrika Matbaasi ile birlikte gazetelerin Yeni Türk Edebiyati'na dogru oynadigi bu çok özel rol üzerinde de, yepyeni yaklasim ve degerlendirmelerle, ayrintili olarak durulmaktadir. Tabii, iki bakis açisi, daima muhafaza edilmistir. Birinci açida, devletin siyasal konumu ve onunla birlikte farklilasan toplumsal yapi yer almaktadir. Ikinci açida ise, bu siyasal ve sosyal zeminde olusan edebiyat...Esasen, edebiyat; insan, edebiyat; hayat degil midir?..
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.