9786058429109
519068
https://www.tdedkitap.com/azap-kuslari
Azap Kuşları
52.00
Ebrehe tercümanina döndü. "Su reislerine sormani istiyorum. Bizden istedigi nedir?" dedi. Abdülmuttalib, tercümani dinledikten sonra söyle dedi: "Sizden istedigim, el koydugunuz iki yüz devemi bana geri vermenizdir." Bu cevap karsisinda Ebrehe saskina döndü. Abdülmuttalib'in ogullari ve yanina gelenler de böyle bir istekte bulunacagini tahmin etmiyorlardi. Huveylid, "Olamaz böyle bir sey!" diye söylendi. Ogullari 'bunu da mi yapacaktin baba?' dercesine baktilar. Ya'mür, 'ben Mekke'yi düsünürken, bu ihtiyar develerinin pesinde' diye küçümser bir bakis atti. Abdülmuttalib ise hiçbirini önemsemedi.Beklemedigi bir istekle karsilasan Ebrehe, donup kalmisti. Ne zaman ki kendine geldi, tercümanina Abdülmuttalib'e söyle demesini emretti: "Seni ilk gördügümde begenmistim. Ama böyle konustugunu görünce gözümdeki degerin azaldi. Senin ve atalarinin dini sembolü olan Kâbe'yi yikmaya geldigim halde, bu is için benimle konusmuyorsun da, el koydugum iki yüz devenin iadesi için konusuyorsun!.. Ben, senin hakkinda bana erisen bilgide aldatilmis olmaktan baska bir sey görmedim. Seni, su serefiniz olan beytiniz hakkinda benimle konusacaksin sanmistim. Sen ise deve hakkindaki istegini birakip da senin ve atalarinin dini olan beyt hakkinda bir dilekte bulunmadin!" Abdülmuttalib, bu sözler karsisinda tavrindan vazgeçmedi. Isteginde israrliydi: "Develerin sahibi benim. Kabe'nin de bir sahibi vardir ve sahibi onu koruyacaktir!" dedi.
Ebrehe tercümanina döndü. "Su reislerine sormani istiyorum. Bizden istedigi nedir?" dedi. Abdülmuttalib, tercümani dinledikten sonra söyle dedi: "Sizden istedigim, el koydugunuz iki yüz devemi bana geri vermenizdir." Bu cevap karsisinda Ebrehe saskina döndü. Abdülmuttalib'in ogullari ve yanina gelenler de böyle bir istekte bulunacagini tahmin etmiyorlardi. Huveylid, "Olamaz böyle bir sey!" diye söylendi. Ogullari 'bunu da mi yapacaktin baba?' dercesine baktilar. Ya'mür, 'ben Mekke'yi düsünürken, bu ihtiyar develerinin pesinde' diye küçümser bir bakis atti. Abdülmuttalib ise hiçbirini önemsemedi.Beklemedigi bir istekle karsilasan Ebrehe, donup kalmisti. Ne zaman ki kendine geldi, tercümanina Abdülmuttalib'e söyle demesini emretti: "Seni ilk gördügümde begenmistim. Ama böyle konustugunu görünce gözümdeki degerin azaldi. Senin ve atalarinin dini sembolü olan Kâbe'yi yikmaya geldigim halde, bu is için benimle konusmuyorsun da, el koydugum iki yüz devenin iadesi için konusuyorsun!.. Ben, senin hakkinda bana erisen bilgide aldatilmis olmaktan baska bir sey görmedim. Seni, su serefiniz olan beytiniz hakkinda benimle konusacaksin sanmistim. Sen ise deve hakkindaki istegini birakip da senin ve atalarinin dini olan beyt hakkinda bir dilekte bulunmadin!" Abdülmuttalib, bu sözler karsisinda tavrindan vazgeçmedi. Isteginde israrliydi: "Develerin sahibi benim. Kabe'nin de bir sahibi vardir ve sahibi onu koruyacaktir!" dedi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.