9786057683823
511625
https://www.tdedkitap.com/avrupa-mektuplari-butun-yazilari-2
Avrupa Mektupları - Bütün Yazıları 2
128.00
İkinci Meşrutiyetin ilânından sonra Osmanlı coğrafyası içinde sesleri çoğalmaya başlayan her düşünce akımı, “millete tekâmül sahasına doğru bir hareket hattı” göstermek lâzım geldiği inancı içindeydi.
“İslâmcılık” akımı içinde gösterilen isimlerin çatısı altında toplandığı Sebilürreşad dergisi de aynı inancı taşıyordu. Bu sebeple, okuyucularını, yeryüzünün değişik kıtalarına dağılmış müslüman kardeşlerinin hâllerinden haberdar edip birbirine kaynaştırmak ve ilim dünyasının hayret verici ilerleyişiyle tanıştırmak üzere bir adım atmış; Hindistan ve Bulgaristan'a birer muhabir göndermişti. Ancak İslâmî şevketin tekrar ayağa kaldırılması için, sadece Doğu'nun incelenmesi ve İslâm âleminin tetkikinin yeterli olamayacağını düşünen Sebilürreşad yetkililerine göre, aynı zamanda Batılıların terakki sırlarını anlamak, Avrupa medeniyetinden ne gibi şeyleri almamız gerektiğini tayin etmek ve onların eğitim ve ilerlemelerinden müslümanları haberdar etmek de gerekiyordu.
Sebilürreşad dergisi, bu vazifeyi, “mütefekkir bir âlim” mevkiindeki Ferid Bey'e verdi. O'ndan beklenen, güzel üslûbuyla Batı'nın irfan ufuklarını açması, terakki sırlarını keşfetmesiydi…
Ferid Kam, İstanbul'dan ayrılışından itibaren Avrupa seyahatinin bütün macera ve intibâlarını, Sebilürreşad'a gönderdiği 8 âdet mektup içinde aktardı. Doğrusu, vazifesini yerine getirip getirmediği döneminin okuyucuları kadar, bizim için de bir merak mevzuu; çünkü, yüzyılı aşan bir tarih ilerlemesine rağmen, siyasî-sosyal-kültürel tartışmalarımız hâlâ benzer sorunlar çerçevesinde yürüyor. Dolayısiyle Üstad'ın Avrupa seyahat notları, bütün tasvir, tespit, eleştiri ve beğenileriyle bizlere de ilgi çekici bir okuma imkânı bahşetmekte.
Batı karşısında, “şahsiyetli bir yeni oluşu nasıl gerçekleştirebiliriz” sorusuna cevap aradığımız yıllarda, Uzak Doğu ufkunda güneşi parlayan Japonya da gündemimizdeydi. Ferid Kam'ın Fransızca bir risaleden çevirdiği “Japonya'nın 1909'daki Kuvvetleri” başlıklı makâleler serisi, bu soruyu aydınlatmaya yönelik ve tamamlayıcı bir metin olduğu için Avrupa Mektupları'na eklendi.
“İslâmcılık” akımı içinde gösterilen isimlerin çatısı altında toplandığı Sebilürreşad dergisi de aynı inancı taşıyordu. Bu sebeple, okuyucularını, yeryüzünün değişik kıtalarına dağılmış müslüman kardeşlerinin hâllerinden haberdar edip birbirine kaynaştırmak ve ilim dünyasının hayret verici ilerleyişiyle tanıştırmak üzere bir adım atmış; Hindistan ve Bulgaristan'a birer muhabir göndermişti. Ancak İslâmî şevketin tekrar ayağa kaldırılması için, sadece Doğu'nun incelenmesi ve İslâm âleminin tetkikinin yeterli olamayacağını düşünen Sebilürreşad yetkililerine göre, aynı zamanda Batılıların terakki sırlarını anlamak, Avrupa medeniyetinden ne gibi şeyleri almamız gerektiğini tayin etmek ve onların eğitim ve ilerlemelerinden müslümanları haberdar etmek de gerekiyordu.
Sebilürreşad dergisi, bu vazifeyi, “mütefekkir bir âlim” mevkiindeki Ferid Bey'e verdi. O'ndan beklenen, güzel üslûbuyla Batı'nın irfan ufuklarını açması, terakki sırlarını keşfetmesiydi…
Ferid Kam, İstanbul'dan ayrılışından itibaren Avrupa seyahatinin bütün macera ve intibâlarını, Sebilürreşad'a gönderdiği 8 âdet mektup içinde aktardı. Doğrusu, vazifesini yerine getirip getirmediği döneminin okuyucuları kadar, bizim için de bir merak mevzuu; çünkü, yüzyılı aşan bir tarih ilerlemesine rağmen, siyasî-sosyal-kültürel tartışmalarımız hâlâ benzer sorunlar çerçevesinde yürüyor. Dolayısiyle Üstad'ın Avrupa seyahat notları, bütün tasvir, tespit, eleştiri ve beğenileriyle bizlere de ilgi çekici bir okuma imkânı bahşetmekte.
Batı karşısında, “şahsiyetli bir yeni oluşu nasıl gerçekleştirebiliriz” sorusuna cevap aradığımız yıllarda, Uzak Doğu ufkunda güneşi parlayan Japonya da gündemimizdeydi. Ferid Kam'ın Fransızca bir risaleden çevirdiği “Japonya'nın 1909'daki Kuvvetleri” başlıklı makâleler serisi, bu soruyu aydınlatmaya yönelik ve tamamlayıcı bir metin olduğu için Avrupa Mektupları'na eklendi.
İkinci Meşrutiyetin ilânından sonra Osmanlı coğrafyası içinde sesleri çoğalmaya başlayan her düşünce akımı, “millete tekâmül sahasına doğru bir hareket hattı” göstermek lâzım geldiği inancı içindeydi.
“İslâmcılık” akımı içinde gösterilen isimlerin çatısı altında toplandığı Sebilürreşad dergisi de aynı inancı taşıyordu. Bu sebeple, okuyucularını, yeryüzünün değişik kıtalarına dağılmış müslüman kardeşlerinin hâllerinden haberdar edip birbirine kaynaştırmak ve ilim dünyasının hayret verici ilerleyişiyle tanıştırmak üzere bir adım atmış; Hindistan ve Bulgaristan'a birer muhabir göndermişti. Ancak İslâmî şevketin tekrar ayağa kaldırılması için, sadece Doğu'nun incelenmesi ve İslâm âleminin tetkikinin yeterli olamayacağını düşünen Sebilürreşad yetkililerine göre, aynı zamanda Batılıların terakki sırlarını anlamak, Avrupa medeniyetinden ne gibi şeyleri almamız gerektiğini tayin etmek ve onların eğitim ve ilerlemelerinden müslümanları haberdar etmek de gerekiyordu.
Sebilürreşad dergisi, bu vazifeyi, “mütefekkir bir âlim” mevkiindeki Ferid Bey'e verdi. O'ndan beklenen, güzel üslûbuyla Batı'nın irfan ufuklarını açması, terakki sırlarını keşfetmesiydi…
Ferid Kam, İstanbul'dan ayrılışından itibaren Avrupa seyahatinin bütün macera ve intibâlarını, Sebilürreşad'a gönderdiği 8 âdet mektup içinde aktardı. Doğrusu, vazifesini yerine getirip getirmediği döneminin okuyucuları kadar, bizim için de bir merak mevzuu; çünkü, yüzyılı aşan bir tarih ilerlemesine rağmen, siyasî-sosyal-kültürel tartışmalarımız hâlâ benzer sorunlar çerçevesinde yürüyor. Dolayısiyle Üstad'ın Avrupa seyahat notları, bütün tasvir, tespit, eleştiri ve beğenileriyle bizlere de ilgi çekici bir okuma imkânı bahşetmekte.
Batı karşısında, “şahsiyetli bir yeni oluşu nasıl gerçekleştirebiliriz” sorusuna cevap aradığımız yıllarda, Uzak Doğu ufkunda güneşi parlayan Japonya da gündemimizdeydi. Ferid Kam'ın Fransızca bir risaleden çevirdiği “Japonya'nın 1909'daki Kuvvetleri” başlıklı makâleler serisi, bu soruyu aydınlatmaya yönelik ve tamamlayıcı bir metin olduğu için Avrupa Mektupları'na eklendi.
“İslâmcılık” akımı içinde gösterilen isimlerin çatısı altında toplandığı Sebilürreşad dergisi de aynı inancı taşıyordu. Bu sebeple, okuyucularını, yeryüzünün değişik kıtalarına dağılmış müslüman kardeşlerinin hâllerinden haberdar edip birbirine kaynaştırmak ve ilim dünyasının hayret verici ilerleyişiyle tanıştırmak üzere bir adım atmış; Hindistan ve Bulgaristan'a birer muhabir göndermişti. Ancak İslâmî şevketin tekrar ayağa kaldırılması için, sadece Doğu'nun incelenmesi ve İslâm âleminin tetkikinin yeterli olamayacağını düşünen Sebilürreşad yetkililerine göre, aynı zamanda Batılıların terakki sırlarını anlamak, Avrupa medeniyetinden ne gibi şeyleri almamız gerektiğini tayin etmek ve onların eğitim ve ilerlemelerinden müslümanları haberdar etmek de gerekiyordu.
Sebilürreşad dergisi, bu vazifeyi, “mütefekkir bir âlim” mevkiindeki Ferid Bey'e verdi. O'ndan beklenen, güzel üslûbuyla Batı'nın irfan ufuklarını açması, terakki sırlarını keşfetmesiydi…
Ferid Kam, İstanbul'dan ayrılışından itibaren Avrupa seyahatinin bütün macera ve intibâlarını, Sebilürreşad'a gönderdiği 8 âdet mektup içinde aktardı. Doğrusu, vazifesini yerine getirip getirmediği döneminin okuyucuları kadar, bizim için de bir merak mevzuu; çünkü, yüzyılı aşan bir tarih ilerlemesine rağmen, siyasî-sosyal-kültürel tartışmalarımız hâlâ benzer sorunlar çerçevesinde yürüyor. Dolayısiyle Üstad'ın Avrupa seyahat notları, bütün tasvir, tespit, eleştiri ve beğenileriyle bizlere de ilgi çekici bir okuma imkânı bahşetmekte.
Batı karşısında, “şahsiyetli bir yeni oluşu nasıl gerçekleştirebiliriz” sorusuna cevap aradığımız yıllarda, Uzak Doğu ufkunda güneşi parlayan Japonya da gündemimizdeydi. Ferid Kam'ın Fransızca bir risaleden çevirdiği “Japonya'nın 1909'daki Kuvvetleri” başlıklı makâleler serisi, bu soruyu aydınlatmaya yönelik ve tamamlayıcı bir metin olduğu için Avrupa Mektupları'na eklendi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.