9789752562813
470638
https://www.tdedkitap.com/ask-sarhoslugunun-sabahi
Aşk Sarhoşluğunun Sabahı
296.00
90'li yaslarindaki Mahbube, henüz 20'li yaslarindaki yegenine, aci tatli anilariyla hayat hikâyesini anlatmaktadir. Tipki genç yegeni gibi, varlikli ve asil bir aileden gelen Mahbube, 15'indeyken marangoz çiragi Rahim'e âsik olur. O günlerde evlerine görücü gelen prens ailesinin oglunun ve kendisini samimi bir askla seven kuzeninin evlenme tekliflerini reddeder. Ailesinin karsi çikmasina ragmen, sevdigi gençle evlenir ve bambaska bir dünyaya adim atar. Fakat askinin sarhoslugu, yeni hayatinda yasadigi acilari dindirmeye yetmez… Yoksulluktan çok, evlendikten sonra kabalasan kocasiyla kayinvalidesinin kirici tutumlarina tahammül etmektir zor olan.Iran'da ve Almanya'da on binlerce okuyucunun begenisini kazanan bu kitap, hangi kültürde olursa olsun, es seçiminde anne babanin iç güdülerine kulak verilmesini ögütlüyor. Sadece duygularin yönlendirmesiyle bütün yasami etkileyecek bir karar almadan önce, durup bir kez daha düsünmeye davet ediyor.Romanin kahramani Mahbube'yle beraber gülüp agliyorsunuz. Aci çekiyor, ümide kapiliyorsunuz. Okurken, “Ben su anda evde miyim yoksa Tahran'da miyim?” diye kendi kendime sordugum anlar oldu. Olaylarin içindeymisim gibi hissettim. Hatta zaman zaman kitabi bir kenara birakmak istedim. “Bu kadinin yasadigi acilari okumaya dayanamayacagim” dedigim oldu. Bu kitapta hayat tecrübesi konusuyor. Askin kör ettigi gözlerin açilmasi, insanin aklinin basina gelmesi anlatiliyor. Kitap bittiginde, odamin her yerine kitabin sihirli etkisi sinmisti. Ayni anda hem hüzünlü hem mutluydum, derin düsüncelere dalip gittim. Uzun süre Mahbube'yi düsündüm. Ne diyebilirim, müthis bir kitap. Kalbinizi açarsaniz, gözlerinizin açildigini göreceksiniz. Ve annenizle babanizin, sizi tahmin ettiginizden çok daha fazla sevdigini…(Almanca baski Der Morgen der Trunkhenheit'in bir okuyucusu.)Gelmis geçmis en güzel ask hikâyelerinin anlatildigi Iran edebiyatindan bu defa modern bir ask hikâyesi. “Çilgin bir tutkuyla alevlenen bir askin, mutlu bir evliligin temelini atmasi mümkün müdür?” sorusuna cevap araniyor.Bu roman, Nizâmî'nin Leylâ ile Mecnûn'unda ve Hâfiz'in siirlerinde hayranlikla okudugunuz edebî zenginlikle süslü çünkü ayni gelenekten besleniyor. Özellikle, ulasilamayan askin, ayni anda hem zevk hem de aci verisini tasvir eden bölümleri son derece etkileyici.Binbir Gece Masallari'ndaki hikâye içinde hikâye anlatma geleneginin bir uzantisi, ayni zamanda modern roman teknikleriyle islenmis bir metin. Elinizden birakamayacaginiz, bir günde okuyup bitireceginiz ama uzun süre aklinizdan çikaramayacaginiz bir roman.(Frankfurter Allgemeine Zeitung, “Rezension: Belleristik”, 15 Kasim 2000.)
90'li yaslarindaki Mahbube, henüz 20'li yaslarindaki yegenine, aci tatli anilariyla hayat hikâyesini anlatmaktadir. Tipki genç yegeni gibi, varlikli ve asil bir aileden gelen Mahbube, 15'indeyken marangoz çiragi Rahim'e âsik olur. O günlerde evlerine görücü gelen prens ailesinin oglunun ve kendisini samimi bir askla seven kuzeninin evlenme tekliflerini reddeder. Ailesinin karsi çikmasina ragmen, sevdigi gençle evlenir ve bambaska bir dünyaya adim atar. Fakat askinin sarhoslugu, yeni hayatinda yasadigi acilari dindirmeye yetmez… Yoksulluktan çok, evlendikten sonra kabalasan kocasiyla kayinvalidesinin kirici tutumlarina tahammül etmektir zor olan.Iran'da ve Almanya'da on binlerce okuyucunun begenisini kazanan bu kitap, hangi kültürde olursa olsun, es seçiminde anne babanin iç güdülerine kulak verilmesini ögütlüyor. Sadece duygularin yönlendirmesiyle bütün yasami etkileyecek bir karar almadan önce, durup bir kez daha düsünmeye davet ediyor.Romanin kahramani Mahbube'yle beraber gülüp agliyorsunuz. Aci çekiyor, ümide kapiliyorsunuz. Okurken, “Ben su anda evde miyim yoksa Tahran'da miyim?” diye kendi kendime sordugum anlar oldu. Olaylarin içindeymisim gibi hissettim. Hatta zaman zaman kitabi bir kenara birakmak istedim. “Bu kadinin yasadigi acilari okumaya dayanamayacagim” dedigim oldu. Bu kitapta hayat tecrübesi konusuyor. Askin kör ettigi gözlerin açilmasi, insanin aklinin basina gelmesi anlatiliyor. Kitap bittiginde, odamin her yerine kitabin sihirli etkisi sinmisti. Ayni anda hem hüzünlü hem mutluydum, derin düsüncelere dalip gittim. Uzun süre Mahbube'yi düsündüm. Ne diyebilirim, müthis bir kitap. Kalbinizi açarsaniz, gözlerinizin açildigini göreceksiniz. Ve annenizle babanizin, sizi tahmin ettiginizden çok daha fazla sevdigini…(Almanca baski Der Morgen der Trunkhenheit'in bir okuyucusu.)Gelmis geçmis en güzel ask hikâyelerinin anlatildigi Iran edebiyatindan bu defa modern bir ask hikâyesi. “Çilgin bir tutkuyla alevlenen bir askin, mutlu bir evliligin temelini atmasi mümkün müdür?” sorusuna cevap araniyor.Bu roman, Nizâmî'nin Leylâ ile Mecnûn'unda ve Hâfiz'in siirlerinde hayranlikla okudugunuz edebî zenginlikle süslü çünkü ayni gelenekten besleniyor. Özellikle, ulasilamayan askin, ayni anda hem zevk hem de aci verisini tasvir eden bölümleri son derece etkileyici.Binbir Gece Masallari'ndaki hikâye içinde hikâye anlatma geleneginin bir uzantisi, ayni zamanda modern roman teknikleriyle islenmis bir metin. Elinizden birakamayacaginiz, bir günde okuyup bitireceginiz ama uzun süre aklinizdan çikaramayacaginiz bir roman.(Frankfurter Allgemeine Zeitung, “Rezension: Belleristik”, 15 Kasim 2000.)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.