9786257799133
553974
https://www.tdedkitap.com/agri-dagi-ve-nuhun-gemisi
Ağrı Dağı ve Nuhun Gemisi
120.00
Ağrı Dağı, jeolojik-jeomorfolojik özelliklerinin yanı sıra tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yaptığı inanışı nedeniyle de efsanevi kimliğiyle ön plâna çıkan bir dağdır. Anadolu ve İslam Coğrafyasının en büyük güç ve zenginlik kaynaklarından biri olarak bilinen Ağrı Dağı, somut olmayan kültürel mirasın da ortak noktasını oluşturmaktadır. Ağrı Dağı, gerek batı ve gerekse İslam dünyasında çok iyi tanınan ve özel ilgi duyulan dağlardan biri, belki de en önemlisidir. Kutsal kitaplarda da adı geçen bu dağ, birçok dilde farklı adlarla anılmaktadır.
Kitabın giriş bölümünde dağların genel bir tanımı yapıldıktan sonra, dağların oluşumu ve turizm açısından önemi ele alınmış, özellikle Kuran-ı Kerim'de ve İslami kaynaklarda dağların yaratılışı, önemi ve insan hayatındaki yerine değinilmiş, din ve bilimin aynı gerçeklerde buluştuğuna dikkat çekilmiştir. Ulusal ve uluslararası alanda marka bir değer olan Ağrı Dağı'nın jeolojik oluşum evreleri irdelenmiş ve jeomorfolojik özelliklerine dikkat çekilmiştir.
Ağrı Dağı'nın doğal çevre özellikleri ile farklı din ve dillerde adı ve önemi analiz edilerek dünya basınında Ağrı Dağı'nın yer alışı ile ilgili örneklere yer verilmiştir. Yüzyıllardır gezginlerin, bilginlerin, kişi ve kavimlerin dikkatinden kaçmayan Ağrı Dağı, ülkemizde ve dünyada türkülere, efsanelere, araştırmalara, sinemaya, şiire ve mitolojiye en çok konu olan dağlardan biridir. Tufan sonunda geminin oturduğu dağ ismi Tevrat'ta “Ararat dağları” olarak geçerken Kur'an, geminin Cudi'ye oturduğunu belirtmektedir. Dikkat çekici olan husus, Kur'an'ın Cudi'den dağ olarak bahsetmemesidir. Ararat, bugün popüler kültürde Ağrı Dağı olarak kabul edilmektedir. Özellikle Hıristiyanlar, Ararat Dağları ifadesini Ağrı Dağı olarak yorumlamakta ve geminin Ağrı Dağı'nda olduğuna inanmaktadırlar. Çalışmada gerek Ağrı Dağı ve gerekse Telçeker ve Üzengili köyleri arasında yer alan ve Nuh'un Gemisi olduğu iddia edilen alan ile ilgili yapılan çalışmalar ve ortaya çıkan sonuçlar ile ilgili analizler yapılmıştır.
Bu çalışmayla inanç turizmi açısından sahip olduğu yüksek potansiyeline rağmen hak ettiği ölçüde değerlendirilemeyen Ağrı Dağı ve çevresine bir kez daha dikkatleri çekmek, bu dağın yüksek turizm potansiyelinin hak ettiği ölçüde değerlendirilmesine yönelik öneriler geliştirmek, Ağrı Dağı'nın ülkemizin tanıtılması öncelikli turistik alanlarından biri olarak ele alınmasını sağlamak ve bu konuda ilgili ulusal, bölgesel ve yerel kurum ve kuruluşlar nezdinde farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır.
Kitabın giriş bölümünde dağların genel bir tanımı yapıldıktan sonra, dağların oluşumu ve turizm açısından önemi ele alınmış, özellikle Kuran-ı Kerim'de ve İslami kaynaklarda dağların yaratılışı, önemi ve insan hayatındaki yerine değinilmiş, din ve bilimin aynı gerçeklerde buluştuğuna dikkat çekilmiştir. Ulusal ve uluslararası alanda marka bir değer olan Ağrı Dağı'nın jeolojik oluşum evreleri irdelenmiş ve jeomorfolojik özelliklerine dikkat çekilmiştir.
Ağrı Dağı'nın doğal çevre özellikleri ile farklı din ve dillerde adı ve önemi analiz edilerek dünya basınında Ağrı Dağı'nın yer alışı ile ilgili örneklere yer verilmiştir. Yüzyıllardır gezginlerin, bilginlerin, kişi ve kavimlerin dikkatinden kaçmayan Ağrı Dağı, ülkemizde ve dünyada türkülere, efsanelere, araştırmalara, sinemaya, şiire ve mitolojiye en çok konu olan dağlardan biridir. Tufan sonunda geminin oturduğu dağ ismi Tevrat'ta “Ararat dağları” olarak geçerken Kur'an, geminin Cudi'ye oturduğunu belirtmektedir. Dikkat çekici olan husus, Kur'an'ın Cudi'den dağ olarak bahsetmemesidir. Ararat, bugün popüler kültürde Ağrı Dağı olarak kabul edilmektedir. Özellikle Hıristiyanlar, Ararat Dağları ifadesini Ağrı Dağı olarak yorumlamakta ve geminin Ağrı Dağı'nda olduğuna inanmaktadırlar. Çalışmada gerek Ağrı Dağı ve gerekse Telçeker ve Üzengili köyleri arasında yer alan ve Nuh'un Gemisi olduğu iddia edilen alan ile ilgili yapılan çalışmalar ve ortaya çıkan sonuçlar ile ilgili analizler yapılmıştır.
Bu çalışmayla inanç turizmi açısından sahip olduğu yüksek potansiyeline rağmen hak ettiği ölçüde değerlendirilemeyen Ağrı Dağı ve çevresine bir kez daha dikkatleri çekmek, bu dağın yüksek turizm potansiyelinin hak ettiği ölçüde değerlendirilmesine yönelik öneriler geliştirmek, Ağrı Dağı'nın ülkemizin tanıtılması öncelikli turistik alanlarından biri olarak ele alınmasını sağlamak ve bu konuda ilgili ulusal, bölgesel ve yerel kurum ve kuruluşlar nezdinde farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır.
Ağrı Dağı, jeolojik-jeomorfolojik özelliklerinin yanı sıra tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yaptığı inanışı nedeniyle de efsanevi kimliğiyle ön plâna çıkan bir dağdır. Anadolu ve İslam Coğrafyasının en büyük güç ve zenginlik kaynaklarından biri olarak bilinen Ağrı Dağı, somut olmayan kültürel mirasın da ortak noktasını oluşturmaktadır. Ağrı Dağı, gerek batı ve gerekse İslam dünyasında çok iyi tanınan ve özel ilgi duyulan dağlardan biri, belki de en önemlisidir. Kutsal kitaplarda da adı geçen bu dağ, birçok dilde farklı adlarla anılmaktadır.
Kitabın giriş bölümünde dağların genel bir tanımı yapıldıktan sonra, dağların oluşumu ve turizm açısından önemi ele alınmış, özellikle Kuran-ı Kerim'de ve İslami kaynaklarda dağların yaratılışı, önemi ve insan hayatındaki yerine değinilmiş, din ve bilimin aynı gerçeklerde buluştuğuna dikkat çekilmiştir. Ulusal ve uluslararası alanda marka bir değer olan Ağrı Dağı'nın jeolojik oluşum evreleri irdelenmiş ve jeomorfolojik özelliklerine dikkat çekilmiştir.
Ağrı Dağı'nın doğal çevre özellikleri ile farklı din ve dillerde adı ve önemi analiz edilerek dünya basınında Ağrı Dağı'nın yer alışı ile ilgili örneklere yer verilmiştir. Yüzyıllardır gezginlerin, bilginlerin, kişi ve kavimlerin dikkatinden kaçmayan Ağrı Dağı, ülkemizde ve dünyada türkülere, efsanelere, araştırmalara, sinemaya, şiire ve mitolojiye en çok konu olan dağlardan biridir. Tufan sonunda geminin oturduğu dağ ismi Tevrat'ta “Ararat dağları” olarak geçerken Kur'an, geminin Cudi'ye oturduğunu belirtmektedir. Dikkat çekici olan husus, Kur'an'ın Cudi'den dağ olarak bahsetmemesidir. Ararat, bugün popüler kültürde Ağrı Dağı olarak kabul edilmektedir. Özellikle Hıristiyanlar, Ararat Dağları ifadesini Ağrı Dağı olarak yorumlamakta ve geminin Ağrı Dağı'nda olduğuna inanmaktadırlar. Çalışmada gerek Ağrı Dağı ve gerekse Telçeker ve Üzengili köyleri arasında yer alan ve Nuh'un Gemisi olduğu iddia edilen alan ile ilgili yapılan çalışmalar ve ortaya çıkan sonuçlar ile ilgili analizler yapılmıştır.
Bu çalışmayla inanç turizmi açısından sahip olduğu yüksek potansiyeline rağmen hak ettiği ölçüde değerlendirilemeyen Ağrı Dağı ve çevresine bir kez daha dikkatleri çekmek, bu dağın yüksek turizm potansiyelinin hak ettiği ölçüde değerlendirilmesine yönelik öneriler geliştirmek, Ağrı Dağı'nın ülkemizin tanıtılması öncelikli turistik alanlarından biri olarak ele alınmasını sağlamak ve bu konuda ilgili ulusal, bölgesel ve yerel kurum ve kuruluşlar nezdinde farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır.
Kitabın giriş bölümünde dağların genel bir tanımı yapıldıktan sonra, dağların oluşumu ve turizm açısından önemi ele alınmış, özellikle Kuran-ı Kerim'de ve İslami kaynaklarda dağların yaratılışı, önemi ve insan hayatındaki yerine değinilmiş, din ve bilimin aynı gerçeklerde buluştuğuna dikkat çekilmiştir. Ulusal ve uluslararası alanda marka bir değer olan Ağrı Dağı'nın jeolojik oluşum evreleri irdelenmiş ve jeomorfolojik özelliklerine dikkat çekilmiştir.
Ağrı Dağı'nın doğal çevre özellikleri ile farklı din ve dillerde adı ve önemi analiz edilerek dünya basınında Ağrı Dağı'nın yer alışı ile ilgili örneklere yer verilmiştir. Yüzyıllardır gezginlerin, bilginlerin, kişi ve kavimlerin dikkatinden kaçmayan Ağrı Dağı, ülkemizde ve dünyada türkülere, efsanelere, araştırmalara, sinemaya, şiire ve mitolojiye en çok konu olan dağlardan biridir. Tufan sonunda geminin oturduğu dağ ismi Tevrat'ta “Ararat dağları” olarak geçerken Kur'an, geminin Cudi'ye oturduğunu belirtmektedir. Dikkat çekici olan husus, Kur'an'ın Cudi'den dağ olarak bahsetmemesidir. Ararat, bugün popüler kültürde Ağrı Dağı olarak kabul edilmektedir. Özellikle Hıristiyanlar, Ararat Dağları ifadesini Ağrı Dağı olarak yorumlamakta ve geminin Ağrı Dağı'nda olduğuna inanmaktadırlar. Çalışmada gerek Ağrı Dağı ve gerekse Telçeker ve Üzengili köyleri arasında yer alan ve Nuh'un Gemisi olduğu iddia edilen alan ile ilgili yapılan çalışmalar ve ortaya çıkan sonuçlar ile ilgili analizler yapılmıştır.
Bu çalışmayla inanç turizmi açısından sahip olduğu yüksek potansiyeline rağmen hak ettiği ölçüde değerlendirilemeyen Ağrı Dağı ve çevresine bir kez daha dikkatleri çekmek, bu dağın yüksek turizm potansiyelinin hak ettiği ölçüde değerlendirilmesine yönelik öneriler geliştirmek, Ağrı Dağı'nın ülkemizin tanıtılması öncelikli turistik alanlarından biri olarak ele alınmasını sağlamak ve bu konuda ilgili ulusal, bölgesel ve yerel kurum ve kuruluşlar nezdinde farkındalık oluşturulması amaçlanmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.