9789752563919
470716
https://www.tdedkitap.com/21-yuzyilda-ulus-cokkulturluluk-ve-etnisite
21. Yüzyılda Ulus, Çokkültürlülük ve Etnisite
120.00
Orta Çag sonlarindan itibaren kilise kurumunun kontrolünden bagimsizlasmaya baslayan devletlerin her birinin kendi toplumsal birimini olusturarak örgütlenmeleri, yeni bir siyasal bilincin ürünü olarak gelismistir. Yeni Çag boyunca insa edilen bu homojen ve merkezî devlet fikri egemen olmaya baslamis ve bu çerçevede farkli uluslarin bir arada bulunmasini gerektiren imparatorluklar birer birer yikilmistir. 20. yüzyil boyunca da imparatorluk kalintisi gösteren sömürgeci devletler sömürge topraklarindan çekilmek zorunda kalmislardir. Öte yandan ayni yüzyil içinde modem ulus devletlerin homojen ve merkezî yapisina yeni elestiriler de yöneltilmeye baslanmistir. Bu elestirileri homojenlik fikrinin heterojen toplum modeli lehine terk edilmesini içeren yeni bir siyasal yaklasimin dogusu takip etmistir. 20. yüzyil boyunca toplum düsüncesindeki bu degisim, merkezî bir birlik etrafinda toplanmis olan Bati Avrupa devletlerinin yeni politikalar üretmelerini zorunlu hale getirmistir. Zira Ikinci Dünya Savasi sonrasinda gözlemlenen bagimsizlik hareketleri ve uygulamaya konulan çokkültürlü politikalar, kudretli merkezî devlet fikrinin terk edildiginin bir göstergesi oldugu gibi modern devletlerin ulusçuluk fikrinden vazgeçme egilimi içine girdiklerine de isaret etmektedir. Modern devletlerin ulusçuluk israrlarindan vazgeçtigi bu dönem ayni zamanda etnik ve bölgesel ulusçuluklarin ivme kazandigi yillar olmustur.
Orta Çag sonlarindan itibaren kilise kurumunun kontrolünden bagimsizlasmaya baslayan devletlerin her birinin kendi toplumsal birimini olusturarak örgütlenmeleri, yeni bir siyasal bilincin ürünü olarak gelismistir. Yeni Çag boyunca insa edilen bu homojen ve merkezî devlet fikri egemen olmaya baslamis ve bu çerçevede farkli uluslarin bir arada bulunmasini gerektiren imparatorluklar birer birer yikilmistir. 20. yüzyil boyunca da imparatorluk kalintisi gösteren sömürgeci devletler sömürge topraklarindan çekilmek zorunda kalmislardir. Öte yandan ayni yüzyil içinde modem ulus devletlerin homojen ve merkezî yapisina yeni elestiriler de yöneltilmeye baslanmistir. Bu elestirileri homojenlik fikrinin heterojen toplum modeli lehine terk edilmesini içeren yeni bir siyasal yaklasimin dogusu takip etmistir. 20. yüzyil boyunca toplum düsüncesindeki bu degisim, merkezî bir birlik etrafinda toplanmis olan Bati Avrupa devletlerinin yeni politikalar üretmelerini zorunlu hale getirmistir. Zira Ikinci Dünya Savasi sonrasinda gözlemlenen bagimsizlik hareketleri ve uygulamaya konulan çokkültürlü politikalar, kudretli merkezî devlet fikrinin terk edildiginin bir göstergesi oldugu gibi modern devletlerin ulusçuluk fikrinden vazgeçme egilimi içine girdiklerine de isaret etmektedir. Modern devletlerin ulusçuluk israrlarindan vazgeçtigi bu dönem ayni zamanda etnik ve bölgesel ulusçuluklarin ivme kazandigi yillar olmustur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.